Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Duruşmada Etkinlik Kazanan Yargılama İlkeleri ile Usulî Müktesep Hak Işığında Türk Hukuk Yargılamasında Eş Zamanlı Ses ve Görüntü Aktarımıyla Duruşma Yapılmasının Olması Gereken Sınırları

The Necessary Limits of Holding a Hearing with Simultaneously Sound and Image Transmission in Turkish Civil Proceeding in the Light of Principles of Judgment that Come to the Fore and Procedural Vested Right

Emre KIYAK

Pandemi koşullarında adalete erişimin tüm kapılarını açık tutmak üzere, bilişim teknolojilerine yargılama sürecinde nasıl daha fazla etkinlik kazandırılabilir sorusuna isabetli cevaplar verebilme ihtiyacı daha fazla hissedilmeye başlamıştır. Ancak bu noktada atılacak acele adımlar, yargılamanın temel ilkelerinin (farkında olmadan) zedelenmesine yol açabilecek sonuçlar doğurabilecektir. Yargılama sürecini gerçek ortamdan sanal ortama taşımaya yönelik girişimlerde temel yargılama ilkeleri mümkün olduğu ölçüde gözetilerek ölçülülük temelli bir yaklaşım benimsenmesi, “Yargılama İlkeleri” - “Yargılamada Hız ve Kolaylık Arzusu” çatışmasını kazan-kazan ekseninde çözümleyen sonuçlar üretilmesine katkı sunabilecektir. Bu doğrultuda çalışma, hukuk yargılamasında ses ve görüntü aktarımıyla duruşma yapılması özelinde “böyle bir yaklaşımın nasıl geliştirilebileceği sorusunu” masaya yatırmayı amaçlamaktadır. Çalışmanın temel önermesi, çevrimiçi duruşma uygulamalarının fiziki ortamda gerçekleştirilen duruşmaların bir ikamesi olamayacağı ve bu sebeple uygulanma alanının kısıtlanması gerektiğidir. e-duruşma uygulamalarının temel sorunları arasında yer alan duruşma sırasında bağlantı kopması durumunda, o ana dek gerçekleştirilen işlemlerin akıbetinin ne olacağı sorusuna Türkiye gibi kesitli (ardışık), yani birbirini takip eden duruşma modelini benimseyen yargılama sistemlerinde usulî müktesep hakkın doğduğu anı tespit ederek cevap vermeye odaklanan bu çalışmada, usulî müktesep hak müessesinin belirsizliklerinden arındırılmasının e-duruşma uygulamalarındaki önemine vurgu yapılacak ve son olarak, etkili bir dava yönetimi sistemi ile yoğunlaştırılmış duruşma yaklaşımı doğrultusunda bir yargılama süreci tasarımının gerekliliğine kısaca işaret edilecektir.

e-Duruşma, Çevrimiçi Duruşma, Yoğunlaştırılmış Duruşma, Kesitli Duruşma, Usulî Müktesep Hak.

To keep open all doors of access to justice under the conditions of Pandemic, the need to give accurate answers to the question of how to gain more efficiency from information technologies in the judicial procedure has increased. However, hasty steps to be taken at this point may result in (unwittingly) damage to the basic principles of the judgment. In attempts to bring away the judicial process from real environment to virtual environment, adopting a proportionality based approach by considering the basic judgment principles as much as possible will contribute to having results that resolve the conflict of “Principles of Judgment” vs. “Need for Speed and Convenience in Judgment” in a win-win situation. In this respect, this article aims to discuss the question of “how such an approach can be developed” in terms of holding a hearing with sound and image transmission in civil procedure. The basic premise of the study is that online hearing applications cannot be a substitute for the hearings held in the physical environment, and therefore the area of its application should be limited. In this study which intends to find out what will happen to the transactions carried out so far in case of disconnection during the hearing, which is among the main problems of e-hearing applications, by determining the moment when the procedural vested right arises in Turkish civil procedure, which adopts the discontinuous hearing model, the importance of clearing the uncertainties of the procedural vested right in e-hearing practices will be emphasized. In addition, the necessity of designing a trial process in line with a concentrated hearing approach and an effective case management system will be indicated.

e-Hearing, Online Hearing, Concentrated Hearing, Discontinuous Hearing, Procedural Vested Right.

Giriş

Hayatın birçok alanında olduğu gibi adalete erişim alanında da COVID-19’la topyekûn bir mücadeleye girişilirken, Pandemi koşullarının beraberinde getirdiği (ya da uygulanmasına hız kazandırdığı) bazı teknolojik yöntem ve araçların bu koşullar ortadan kalktıktan sonra “nasıl ve ne ölçüde” bizimle beraber kalmaya devam edeceği sorusu gündemde yer tutmaya başlamış oldu. Çalışma konusu açısından bu soruyu “mahkemede gerçekleştirilen duruşmaya eş zamanlı ses ve görüntü nakliyle katılım (bundan sonra yer yer çevrimiçi duruşma, uzaktan duruşma ya da e-duruşma uygulamaları şeklinde anılacaktır) sağlanmasına yönelik geliştirilen yöntem ve araçlar bundan sonraki süreçte ne ölçüde uygulanabilir olmaya devam edecektir” şeklinde somutlaştırmak mümkündür.

Adalete erişim mekanizmalarını -sahip oldukları- bilişim altyapılarıyla Pandemi koşullarında da sekteye uğratmadan işletebilen ülkelerin, etkin ve etkili adalete erişim sunma vasıflarını korumaya devam ettiğini söylemek mümkündür. Fakat bilişim teknolojilerinin sunmuş olduğu imkânlardan yararlanılması noktasında yargı organları, özel sektör hatta diğer kamu hizmetlerini sunan idari organlar kadar özgür değildir. Gerçekten yargı organları, herhangi bir teknolojik aracı veya yöntemi kullanmaya karar verirken, birçok temel yargılama ilkesi ile yargılamanın adil bir şekilde yürütülmesi için gözetilmesi gereken bazı temel değerlerin zedelenip zedelenmeyeceğini titizlikle irdelemek durumundadır. Bu bağlamda, “e-duruşma uygulamaları” usul ekonomisini sağlamak noktasında ilk bakışta çok cazip görülebilecek bir teknolojik imkân olsa da, böyle bir yöntemle duruşmaya katılım sağlanması noktasında cevaplanması gereken bazı soruların gündeme getirilmesi gerekir. Hukuk yargılamasında mahkeme huzurunda cereyan eden bir duruşmaya, yargılama sürecinde yer alan süjelerin eş zamanlı ses ve görüntü nakliyle katılmasına ne ölçüde ve nasıl izin verilmelidir sorusunu, bir duruşma esnasında ön plana gelen temel yargılama ilkeleri boyutuyla verilecek cevaplara katkı sunmayı amaçlayan bu çalışmada; yargı organlarının Pandemi koşullarına adaptasyonu sürecinde çevrimiçi duruşmalara nasıl etkinlik kazandığına ilişkin olarak çeşitli ülkelerden genel hatlarıyla örnekler verilecektir. Bu noktada, Türkiye’de hukuk yargılamasında çevrimiçi duruşmaların kullanılmasına yönelik 30 Haziran 2021 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan “Hukuk Muhakemelerinde Ses ve Görüntü Nakledilmesi Yoluyla Duruşma İcrası Hakkında Yönetmelik” (e-Duruşma Yönetmeliği) hükümleri detaylı şekilde ele alınacak ve anılan Yönetmelikte yer alan bazı düzenlemelerin değerlendirmesi yapılacaktır. Sonrasında, “duruşmada etkinlik kazanan yargılama ilkeleri” başlığı altında duruşma yapılması esnasında hangi temel yargılama ilkeleri ön plana gelir, etkinlik kazanır sorusuna cevap aranacaktır. Bu bağlamda, e-duruşma uygulamaları sözlülük ilkesi, doğrudanlık ilkesi, hukuki dinlenilme hakkı ve aleniyet ilkesi açısından değerlendirilecektir. Bu değerlendirmeler ışığında ara sonuç olarak çevrimiçi duruşmaların etkinlik alanının kısıtlanması gerektiğine vurgu yapılacak ve duruşmada gerçekleştirilen işlemlerin hangi anda usulî müktesep hak teşkil ettiği meselesi tartışmaya açılacaktır. Bu babda, duruşmada gerçekleştirilen işlemlerin odak noktası dikkate alınarak doğrudan doğruya davanın esasa ilişkin boyutunu odak alan işlemlerde usulî müktesep hakkın doğduğu an açısından, bu işlemin tahkikata yönelik etkisini doğurabilmesi için mahkeme kararına muhtaç olup olmadığına göre bir ayrıma gidilecektir. Nihai sonuç olarak ise, etkili bir dava yönetim sistemi ile yoğunlaştırılmış duruşma yaklaşımı doğrultusunda yeni bir yargılama süreci tasarımının gerekliliğine vurgu yapılarak hâlihazırdaki uygulamalar açısından duruşma sırasında bağlantının kopması durumunda yeniden yapılan duruşmada o ana kadar yapılan işlemlerin akıbetini tayin etmek üzere usulî müktesep hak kavramının belirsizliklerden arındırılarak bu hakkın doğduğu anı belirginleştirmeye yönelik bir yaklaşım geliştirilmesinin önemine işaret edilecektir.

I. Yargı Organlarının Pandemi Koşullarına Adaptasyonunda Çevrimiçi Duruşmaların Yeri

En sıra dışı koşullar altında dahi adalete erişimin tamamen engellenmesi düşünülemez.1 Bununla birlikte içinde bulunduğumuz Pandemi sürecinde de tecrübe edildiği üzere, adalete erişimin sıra dışı koşullar altında da devamlılığını sağlayabilmek üzere, yargı organlarının bu koşullara nasıl uyum sağlayabileceği cevabı aranan bir soru olarak karşımıza çıkabilir. Bugün, birçok ülkede Pandemi koşulları sebebiyle gündeme gelebilecek hak kayıplarının önüne geçmek üzere hak düşürücü süreler ile zamanaşımı sürelerinin işleyişini durduran geçici düzenlemeler,2 adli tatil sürelerinin erkene alınmasına yönelik uygulamalar,3 mahkemelerde sosyal mesafenin korunması ve hijyenin sağlanmasına yönelik alınan önlemler4 ile bilişim teknolojilerinin getirmiş olduğu olanaklardan azami ölçüde yararlanılmasına yönelik yaklaşımlar, böyle bir arayışın sonuçları arasında sayılabilir.

Birçok yargı sisteminde -Pandemi koşulları altında- adalete erişimin devamlılığını temin edebilmek üzere yararlanılan teknolojik imkânlardan biri de mahkemede gerçekleştirilen duruşmalara eş zamanlı ses ve görüntü nakli yoluyla erişim sağlanmasına yönelik uygulamalardır. Normal koşullar altında tercih edilmesi noktasında -temel yargılama ilkeleri- dikkate alındığında tereddüt hissedilebilecek bu uygulamaların uzaktan duruşma (remote hearing) veya çevrimiçi duruşma (online hearing) ya da e-duruşma (e-hearing) şeklinde anıldığını görmek mümkündür. İfade kolaylığı sağlaması nedeniyle bu çalışmada da yer yer biraz önce belirtilen terimler kullanılacak olmakla birlikte, esasında, mahkemelerde gerçekleştirilen duruşmalar için “gerçek ortamda icra edilen duruşma” - “uzaktan duruşma” şeklinde bir ayrıma gitmenin mümkün olmayacağı kanaatindeyiz. Bu bağlamda, tüm duruşmaların mahkeme huzurunda gerçekleştirildiğini dikkate alarak, konuyu duruşmalara katılım sağlanma yönünden ele almak uygun görülebilir. Devam eden başlıklarda, hukuk yargısıyla sınırlı olarak, Birleşik Krallık, Amerika Birleşik Devletleri, Almanya ve İsviçre ile son olarak Türkiye’de duruşmalara eş zamanlı ses ve görüntü nakliyle katılım sağlanmasına yönelik düzenlemeler ile ilgili genel bir bilgi verilmeye çalışılacaktır.