Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Mimarlık Sözleşmelerinin Hukuki Niteliği Üzerine Düşünceler

Thoughts on the Legal Character of the Architectural Contracts

Tuğçe TEKBEN

Mimar ile iş sahibinin taraf olduğu özel hukuk sözleşmeleri, adı, tanımı, unsurları ve özellikleri itibariyle Türk Borçlar Kanunu’nda ya da başka bir özel kanunda düzenlenmemiştir. Mimarın taraf olduğu bu sözleşmelerde, kişiliğine bağlı bir iş görme edimi üstlendiği açıktır. Ancak mimarın bu sözleşmelerde üstlendiği faaliyetler incelendiğinde, iş görme borcu doğuran farklı sözleşmelere ait edimlerin bazen tek başına bazen de bir arada bulunduğu görülmektedir. Bu çalışmada, doktrinde çoğunlukla mimarlık sözleşmesi olarak adlandırılan bu sözleşmelerde mimar tarafından üstlenilen edimlerin özellikleri, kanunda düzenlenen iş görme sözleşmelerinin yapısı ve unsurları ile karşılaştırmalı olarak incelenmiş ve bu sözleşmelerin hukuki nitelendirmesinin hangi durumda ne şekilde yapılması gerektiği üzerine düşünceler açıklanmıştır.

Mimar, Mimarlık Sözleşmesi, Mimarlık, İş Görme Borcu Doğuran Sözleşme, Kişisel Edim, Eser Sözleşmesi, Karma Sözleşme, Vekâlet Sözleşmesi, Sözleşmenin Şekli.

The private law contracts to which the architect and the employer are parties are not regulated in the Turkish Code of Obligations or any other special code in terms of their name, definition, elements, and features. It is clear that in these contracts to which the architect is a party, they perform a job depending on their personality. However, when the architect’s activities in these contracts are examined, it is seen that the performs belonging to different contracts for works and services sometimes exist alone or together. In this study, the characteristics of the architect’s performance in these contracts, which are often referred to as architectural contracts in the doctrine, are examined in comparison with the structure and elements of the employment contracts regulated in the Turkish Code of Obligations and thoughts on how the legal characterization of these contracts should be done in which situation are explained.

Architect, Architectural Contracts, Architectural, Contract for Works and Services, Personal Performance, Mixed Contract, Contract of Construction, Contract of Mandate, Form of Contract.

Giriş

Günümüzde, özellikle büyük şehirlerde nüfus yoğunluğunun artmasına bağlı olarak yapılaşmanın ve inşaat sektörüne yönelik faaliyetlerin hızlanması, bu alanda çalışan müteahhit (yüklenici), mühendis ve mimar gibi meslek gruplarına ait bilgi ve tecrübelerden çokça yararlanılmasını zorunlu kılmaktadır. Belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve dışında kalan yerlerde yapılacak planlar ile inşa edilecek resmi ve özel bütün yapılar, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun1 hükümlerine tabi olup, İmar Kanunu’nun, “Halihazır haritaların, imar planlarının ve yapı projelerinin hazırlanması ve uygulanması” başlığını taşıyan 38. maddesi (m.38/II- değişik: 26/4/1989- 3542/m.2): yapıların, mimari, statik ve her türlü plan, proje, resim ve hesaplarının hazırlanması ve bunların uygulanmasıyla ilgili fenni mesuliyetleri, uzmanlık konularına ve ilgili kanunlarına göre mühendisler, mimarlar ile görev, yetki ve sorumlulukları yönetmelikle düzenlenecek olan fen adamları deruhte ederler. şeklindedir. İmar Kanunu’nun 22. maddesi ise, belediye, valilik bürolarına yapı sahipleri veya kanuni vekillerince dilekçe ile müracaat edilmesi ve yapı ruhsatının alınabilmesi için, dilekçeye, tapu (istisnai hallerde tapu senedi yerine geçecek belge), mimari proje, statik proje, elektrik ve tesisat projeleri, resim ve hesapları, röperli veya yoksa, ebatlı kroki eklenmesi gereklidir. şeklinde bir düzenleme içermektedir. Bu belgeler arasında yer alan ve çalışma konumuz ile ilgili olan mimari proje, yapının çevresi ile ilişkisinden başlayarak uygulamaya esas her türlü ayrıntısının çizgi ve açıklamalarla ifade edildiği plan, kesit, görünüş ve detaylar ile gerekli hesaplamaların oluşturduğu bütün2 şeklinde tanımlanır. Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği’nin 57. maddesine göre,3 mimarlar tarafından uygulama imar planına, parselasyon planına ve bu Yönetmeliğin esaslarına uygun olarak hazırlanan mimari proje, “1) Vaziyet planı, 2) Kat irtifakına ve kat mülkiyetine esas paylaşım tablosu, 3) Bağımsız bölümler ile ortak alanların brüt inşaat alanı, eklentiler ve toplam yapı inşaat alanının yer aldığı metrekare cetveli, 4) Bodrum katlar dâhil olmak üzere bütün kat planları, 5) Çatı planı, 6) Kat ve çatı planlarına ilişkin bir tanesi ortak merdivenden geçmek üzere en az iki adet kesit ve yeteri sayıda görünüş, 7) Toprak kazı hesabı, 8) Gerektiğinde sistem kesitleri ve nokta detayları bulunan avan proje ve uygulama projeleri, 9) Otopark, sığınak ve ağaç hesaplarından oluşur. Söz konusu plan ve projeyi gerçekleştirme yetkisine ve bilgisine sahip olan mimar ise, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Mimarlar Odası Serbest Mimarlık Hizmetlerini Uygulama, Tescil ve Mesleki Denetim Yönetmeliği’nin4 4. maddesinde, mimarlık hizmetlerini, eğitimi, uzmanlığı ve çalışma konularına göre, Mimarlar Odasının ilgili kanun, tüzük ve yönetmeliklerine uygun olarak yapmaya yetkili, yükümlülüklerini yerine getirerek üyelik sıfatını ve unvanını koruyan, çalışması kısıtlanmamış serbest, kamu görevlisi ya da ücretli çalışanları şeklinde açıklanmıştır. Mimar, Arapça kökenli bir sözcük olup, sözlükte yapıların planını hazırlayıp bunların gerçekleşmesini sağlayan kimse5 şeklinde tanımlanmıştır. Planın tanımı ise, bir cismin yatay bir düzlemle kesildiği varsayılarak çizilen ölçekli arakesit resmi, yatay kesit şeklinde yapılmıştır.6 Söz konusu bu tanım ve açıklamalardan anlaşılacağı üzere, mimar, mesleğinin gereği olan faaliyetleri, malvarlığı ile değil bedeni ve fikri gücü ile yerine getirmektedir. Dolayısıyla, mimarın taraf olduğu ilişkilerde üstlendiği edimlerin şahsi (kişisel) nitelik7 arz ettiğini söylemek mümkündür. Bu bağlamda mimarlığın, mimarın kişiliğine bağlı bir meslek olduğunu, mimarlık faaliyetlerinde faaliyeti yerine getirenin kişisel yeteneklerinin, estetik duygularının ve hayal gücünün ön plana çıktığını belirtmek gerekir.8 Mimar tarafından yerine getirilen bu iş görme ediminin,9 tıpkı avukatlık, öğretmenlik ve hekimlikte olduğu gibi bir meslek veya sanatın icrası şeklinde, özel uzmanlık gerektiren bir faaliyet olduğu görülmektedir. İşte bu çalışmada, mimarın taraf olduğu ilişkilerde üstlendiği farklı edimler ile söz konusu ilişkilerin unsur ve özellikleri incelenecek ve bu ilişkilerin hukuki niteliği ile ilişkiye uygulanacak kurallar, mevzuat, yargı kararları ve doktrin görüşleri de dikkate alınmak suretiyle tespit edilmeye çalışılacaktır.

I. Mimarlık Hizmeti ve Konuya İlişkin Genel Bilgiler

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Mimarlar Odası Serbest Mimarlık Hizmetlerini Uygulama, Tescil ve Mesleki Denetim Yönetmeliği’nin 4. maddesine göre mimarlık hizmetleri, uygulamaya, yapmaya, kabule ve imzaya mimarın yetkili olduğu, her türlü araştırma, danışmanlık, bilirkişilik, etüt, tasarım, plan, proje, resim ve hesapların hazırlanması ve bunların uygulanması ile her türlü denetim ve kontrollük hizmetleri şeklinde tarif edilmiştir. Söz konusu hizmetleri içeren mimarlık faaliyeti, kamu kurum ve kuruluşlarında devlet memuru sıfatıyla çalışan ya da özel sektörde hizmet sözleşmesi ile çalışan mimarlar tarafından yerine getirilebileceği gibi,10 serbest meslek şeklinde de icra edilebilmektedir. Bu çalışmada, konumuz, serbest meslek icra eden mimarların11 iş sahibi ile12 kurdukları sözleşmelerin hukuki niteliğinin tespiti meselesi ile sınırlıdır. Mimarın, mimarlık faaliyetlerini üstlenmek üzere taraf olduğu sözleşmelere ilişkin 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda13 (TBK) herhangi bir düzenleme mevcut değildir. Keza bu sözleşmeyi, sözleşmenin adını, özelliklerini, esaslı unsurlarını ve tarafların borçlarını düzenleyen özel bir kanun hükmü de bulunmamaktadır. Mimarlık ile ilgili temel düzenleme olan 3458 Sayılı Mühendislik ve Mimarlık Hakkında Kanun’un (MMHK) ilk maddesinde,14 mimarlık unvan ve yetkisini kullanmak isteyenlerin, bu alanda sahip olmaları gereken belgelerin, mimarlık tahsilini gösteren diplomalar ve benzer içerikli ruhsatnameler olduğu düzenlenmiştir. 6235 Sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Kanunu,15 Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Serbest Mimarlık Hizmetlerini Uygulama, Tescil ve Mesleki Denetim Yönetmeliği, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Ana Yönetmeliği,16 Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Mimarlar Odası Ana Yönetmeliği17 de mimarlar ve mimarlık hizmetleri ile ilgili diğer temel düzenlemeler arasında gösterilebilir. Önemle belirtmek gerekir ki, konuya ilişkin düzenlemeler burada zikredilenler ile sınırlı değildir.18 Ancak, söz konusu bu düzenlemelerde de serbest meslek icra eden mimarların, mimarlık faaliyetlerini yerine getirmek üzere taraf olacakları sözleşmelerin hukuki niteliğine ve/veya unsurlarına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır.

II. Genel Olarak Mimarlık Sözleşmesi ve Özellikleri

Türk Borçlar Kanunu’nda veya konuya ilişkin diğer kaynaklarda hükümleri açıkça düzenlenmeyen ve çoğunlukla mimarlık sözleşmesi olarak adlandırılan19 bu sözleşme, doktrinde, mimarın, mimarlık hizmeti olarak nitelendirilebilecek faaliyetleri gerçekleştirmeyi taahhüt ettiği ve karşılığında ücrete hak kazandığı20 bir sözleşme olarak tanımlanmaktadır.21 Bu tanımdan yola çıkarak, mimarlık sözleşmesinin ivazlı bir sözleşme olduğu ve dolayısıyla tam iki tarafa borç yükleyen (sinallagmatik) sözleşmeler arasında sayılması gerektiği söylenebilir. Bu sözleşmenin diğer bir özelliği ise, rızai bir sözleşme olmasıdır. Sözleşmenin kurulması için mimarın, sözleşmenin karşı tarafına bir şey teslim etmesi gerekli olmayıp, tarafların sözleşmenin esaslı noktalarında (TBK m.2) uyuşması gerekli ve yeterlidir. Mimar tarafından mimarlık hizmetlerinin üstlenildiği bu sözleşmenin, irade serbestisi ilkesi gereğince taraflarca istenilen içerik ve şekilde kurulabileceğini de eklemek gerekir. Ancak, sözleşmedeki şekil ve içerik özgürlüğünün emredici hukuk kuralları ile sınırlı olduğu belirtilmelidir (TBK m.27; TMK m.2).