Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Adil Yargılanma Hakkının Bir Unsuru Olarak Sanığın Duruşmada Hazır Bulunma Hakkı

The Right of the Accused to Appear at Trial as an Element of the Right to a Fair Trial

Coşkun KOÇ

Adil yargılanma hakkının ele alındığı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde sanığın duruşmada hazır bulunma hakkının doğrudan düzenlenmediği ancak dolaylı bir şekilde ifade edildiği düşünülmektedir. Kendisine suç isnat edilen kişinin savunmasını bizzat yapması, evrensel bir haktır. Kişinin kendisini bizzat savunabilmesi için öncelikle duruşmada hazır bulunması gerekmektedir. Duruşmada hazır bulunma hakkı, adalet mekanizmasının demokratik denetimine, tarafların yargılamaya söz, jest ve mimiklerle etkin ve verimli olarak katılmalarına olanak veren çok işlevli bir buluştur. Kişinin geleceğini belirleyen bir kararın oluşturulma sürecine katılmasında, kendisi için çok önemli olan bir davayı izleyebilmesinde açık menfaati bulunmaktadır. Adil yargılanma hakkının dolaylı olarak ürettiği bu hak, yargılamada saydamlığı temine yönelik olmasının yanı sıra alındığı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi m.6/3’teki teminatların da gerçekleşmesine olanak sağlar. Benzer bir düzenlemeyi içeren 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu m.193 uyarınca sanığın hazır bulunması duruşma yapılması için esastır. “Yüze karşılık” ilkesinin bir sonucu olarak sanığın ve avukatının duruşmalara katılımı, savunma hakkının etkin kullanımı açısından alternatifi olmayan bir haktır.

Sanık, Duruşmada Hazır Bulunma, Adil Yargılanma Hakkı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi.

It has been agreed that the right of the accused to appear in person before the court is not directly specified in Article 6 of the European Convention on Human Rights concerning the right to a fair trial; however, this right is stipulated indirectly. The right of the accused to appear in person before the court is the fundamental element of the right to a fair trial. The alleged person has the right to defend himself/herself in person. The accused should have the opportunity to appear before the court to be able to make a self-defense. The right to appear in person before the court is a multi-functional invention that allows the democratic audition of the judicial administration, the participation of the judiciary and the concerned parties to the trial, and the effective and efficient participation of the judiciary to the trial with words, gestures, and mimics. It should be agreed upon that there is an explicit interest in participation to the process of making a judgment that will determine the destiny of a person and pursuing a case that has paramount importance for the person. This right, which has been indirectly built upon the right to a fair trial, both contributes to transparency and focuses on ensuring the securities listed in Article 6/3 of the European Convention on Human Rights. In accordance with the Article 193 of the Criminal Procedure Code No. 5271, which involves a similar regulation, the presence of the accused is essential for the proceeding of the trial. As a consequence of the principle of “direct effect”, the presence of the accused and his/her attorney at the trials is an indispensable right for effective exercise of the right to defense.

The Accused, The Right to Appear in Person Before the Court, The Right to a Fair Trial, European Convention on Human Rights.

Giriş

Suç işlediği yönünde itham edilen her bireyin, kendisini bizzat savunma hakkı vardır. Maddi gerçeğe ulaşmak suretiyle adaletin tecellisi, sanığın mahkeme huzurunda hazır bulunmasına bağlıdır. Sanığın duruşmada hazır bulunması bir yandan savunma hakkının etkin bir şekilde kullanılmasını temin ederken öte yandan silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerine işlerlik kazandırmaktadır. Silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerine dayalı bir adalet sisteminde, sanığın duruşmada hazır bulunması bir zorunluluktur. Sanığın duruşmada hazır bulunması her şeyden önce sanığın etkin bir savunma yapabilmesi ve aleyhindeki isnatları çürütebilmesi açısından önem arz eder. Ayrıca cezayı tayinde kendisine geniş yetkiler verilen hâkimin bu yetkiyi kullanırken sanığı görmesi doğru karar verebilmesi için oldukça önemlidir.

Mahkeme kararlarına da zaman zaman yansıdığı üzere, hangi hallerde sanığın yokluğunda duruşma yapılacağı, hangi hallerde ses ve görüntü aktaran cihazlarla sanığın duruşmaya katılabileceği, sanığın duruşmada hazır bulunmadığı durumlarda hangi usul kurallarının uygulanacağı gibi konularda tereddütler yaşanmaktadır. Bu nedenle, adil yargılamanın en önde gelen şartlarından birini teşkil eden, sanığın duruşmada hazır bulunma hakkının incelenmesinin yararlı olacağı düşünülmüştür. Bu kapsamda öncelikle, adil yargılanma hakkına genel hatlarıyla değinilmiştir. Zira sanığın duruşmada hazır bulunma hakkı, adil yargılanma hakkının bir unsurunu oluşturmaktadır. İkinci başlıkta ise iç hukukumuzun bir parçası olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin adil yargılanma hakkını düzenleyen 6. maddesi incelenmiştir. Üçüncü konu başlığı, Türk ceza muhakemesi sisteminde sanığın duruşmada hazır bulunma hakkı olarak belirlenmiştir. Dördüncü ve son başlıkta, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katılımın, duruşmada hazır bulunma hakkı üzerindeki etkisi tartışılmıştır.

I. Adil Yargılanma Hakkı

Adil yargılanma; insan hakları bağlamında, şüpheli sanık ve mağdurun adli sistem içerisindeki menfaatlerine zarar vermeden yapılan yargılamadır.1 Bir diğer tanıma göre adil yargılanma; “bireyin, gerek medeni hak ve yükümlülüklerine gerekse cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalara ilişkin herhangi bir davanın, yasayla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından, makul bir süre içerisinde, aleni ve hakkaniyete uygun olarak görülmesine ilişkin hakkıdır”.2 Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatlarında ise “adillik” kavramı: çelişmeli yargı,3 silahların eşitliği4 ve huzurda bulunma5 gereklerini ifade eder.6 Adil yargılanma hakkının temel unsurları davanın; kanunla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme önünde, makul sürede, hakkaniyete uygun (adil) ve aleni olarak görülmesidir.7 Adil yargılamanın varlığından söz edebilmek için bağımsız ve tarafsız hakimlerin varlığı da gerekir. Ancak bu sayede hakkaniyete uygun bir yargılamanın varlığından söz edilebilir. Hakimlerin tarafsız ve bağımsız bir yargılama yapabilmeleri için çeşitli güvencelere sahip olması gerektiği de unutulmamalıdır.8