Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Yargılama Hukukunda Üçüncü Tarafın Müdahalesi (Amicus Curiae Usulü) ve Uygulama Örnekleri

Third Party Intervention in Jurisdiction Law of the European Court of Human Rights (Amicus Curiae Procedure) and Examples of Implementation

Ali ÖZDEMİR

İnsan haklarına ilişkin uluslararası yargı organları, adaletin tecellisi ve tüm devletlere insan hakları bakımından yol göstericilik misyonlarını tam anlamıyla yerine getirmek amacıyla çeşitli yargılama usulleri benimsemektedir. Amicus curiae usulü, uluslararası yargı organlarında ilgili çıkar ve görüşlerin daha eksiksiz olarak ele alınması veya uygun bir adalet yönetimi sağlamak için bir araç olarak tasvir edilmiştir. Bu nedenle amicus curiae usulü, uluslararası yargı organlarının karar üretme süreçlerinde etkili bir rol oynamaktadır. Amicus curiae usulü bağlamında üçüncü taraflar (Hükümet Dışı Örgütler, Devletler veya kişiler gibi) yargılamaya katılabildiğinden; sözü edilen usul, uluslararası toplumun ortak çıkarları olarak kabul ettiği konular dahilinde oldukça gelişmiş bir usuldür. Bu çalışma, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde üçüncü tarafların katılım uygulamasını incelemek ve uluslararası insan hakları yargısının etkinliği ve meşruiyeti üzerinde etkisini ele almaktır. Bu çalışmada aynı zamanda, Hükümet Dışı Örgütler ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi arasındaki etkileşimi ve bu katılımın insan haklarının uygulanması ve geliştirilmesinde oynadığı rolü/etkileşimi incelenmiştir.

Amicus Curiae, Hükümet-Dışı Örgütler, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Avrupa Konsensüsü.

International judicial bodies on human rights adopt various judicial procedures to fully fulfill their mission of guiding justice and guiding all states in terms of human rights. The amicus curiae procedure has been portrayed in international judicial bodies to address relevant interests and opinions more fully or to ensure an appropriate administration of justice. For this reason, the amicus curiae procedure plays an effective role in the decision-making processes of international judicial bodies. Whereas third parties (such as Non-Governmental Organizations, States, or individuals) may participate in the proceedings in the context of the amicus curiae procedure; the following procedure is a highly developed procedure within the context of issues that the international community considers to be of common interest. This study examines the participation practice of third parties in the European Court of Human Rights and its impact on the effectiveness and legitimacy of international human rights justice. This study also examines the interaction between NGOs and ECtHR and the role/interaction of this participation in the implementation and promotion of human rights.

Amicus Curiae, Non-Governmental Organizations, European Court of Human Rights, European Consensus.

Giriş

1950’lerden bu yana uluslararası yargı organları, ulusal ve uluslararası yönetişimi aşamalı olarak değiştirmiştir. Uluslararası hukukun kurumsal gelişmesi, ticari uyuşmazlıklar ve insan hakları gibi çeşitli konuları karara bağlayan pek çok uluslararası yargı organlarıyla hızla yükselmiştir.1 Bu süreçte Hükümet Dışı Örgütler2 (HDÖ), uluslararası davalarda giderek daha ciddi bir rol oynamaktadır. Başta HDÖ’ler olmak üzere diğer aktörlerin uluslararası yargı organları önünde üçüncü taraf olarak katılımı; etkililik, verimlilik ve meşruiyet bakımından oldukça önemli bir yere sahiptir. Zira hem yargı sürecine katılan hem de yargılama dışındaki ilgili tarafların uluslararası yargı organın işlemlerini ve başvuruların sonuçlarını gözlemleyebilmeleri, öngörülebilirliği artırmaktadır. Üçüncü tarafın müdahalesi, uluslararası yargılama hukukunda usul bakımından ilave yük yaratsa da toplumsal sonuçları olan davalarda meşruluğu artırıcı bir misyona sahiptir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), sözü edilen olgunun analizi için zengin bir kanıt sunmaktadır.

Uluslararası insan hakları sözleşmeleriyle kurulan; Komisyon, Komite ve Mahkeme gibi birçok insan hakları mekanizması3 önlerindeki somut olgularda karar üretirken ulusal ve uluslararası düzeyde faaliyet gösteren HDÖ’lerin yayınlarına ve araştırmalarına atıf yapmalarının ötesinde doğrudan sözü edilen örgütlerin temsilcilerini davet ederek dinlemekte, yazılı görüşlerini almakta ve nihayetinde karar üretim sürecine dahil edilmektedir.4 Böylece uluslararası yargı organları müdahaleleri kabul ederek ve HDÖ’lerin görüşlerini dikkate alarak toplumu yansıttığını ve bilinçli bir karar verdiğini uluslararası topluma gösterebilmektedir.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) 3 Eylül 1953’te yürürlüğe girdiğinde, Sözleşme’nin 1950’deki orijinal hali okunduğunda, HDÖ’ler de dahil olmak üzere bireylerin ve grupların AİHM önüne çıkma hakları bulunmamaktaydı. Ancak, HDÖ’ler da dahil olmak üzere bireyler ve gruplar, AİHS’e taraf devletlerden birinin AİHS’te garanti edilen hakları ihlal ettiğini iddia ederek Avrupa İnsan Hakları Komisyonu’na şikâyette bulunabilmesi mümkündü. Bu dönemde AİHM başkanı, belirli bir davada adaletin uygun şekilde yönetilmesine katkı sunacaksa hem bireylere hem de HDÖ’lere müdahale fırsatı verebilmekteydi. Ancak 1998 öncesinde HDÖ’lerin çok sınırlı sayıda davaya katıldığı görülmektedir.5