Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

İş ve Çalışma Hürriyetinin İhlali Suçu

Violation of Freedom of Work and Business Crime

Efekan KAPTAN

İş ve çalışma hürriyetinin korunmasına ilişkin bazı suç tiplerine Türk Ceza Kanununda özel olarak yer verilmiştir. Bu çalışmada özel hukuk kısmına hiç değinilmeden doğrudan doğruya Türk Ceza Kanununun 117’nci maddesinde düzenlenen “iş ve çalışma hürriyetinin ihlali” suçu üzerinde durulacaktır. İş ve çalışma hürriyeti ihlalleri, muhtemelen hukuk yargılamasında, tazminat ile çözülebildiği için ceza mahkemelerinin önüne taşınmamaktadır. Bu nedenle, Türk hukukunda bu suç tipleriyle sıkça karşılaşılmadığını ve uygulamasının çok dar yorumlandığını söylemek mümkündür. Tüm bunlara rağmen aslında bu suç tipi, günlük çalışma yaşamında fazlasıyla görülmektedir. Özellikle, işverenin iş akdini haksız feshetmesi durumlarında, bu suçun oluşup oluşmayacağı önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.

İş ve Çalışma Suçları, Ekonomik Suçlar, Ücret, İşçi, İşveren, Tehdit, Sömürü Suçu, Sevk Etme Suçu, Lokavt, Grev.

Some types of crime regarding to the Protection of Liberty for Labor and Work are specifically adverted in the Turkish Penal Code. In this study, it will be directly focused on crime of “Violation of Liberty for Labor and Work” contained in Article 117 of the Turkish Penal Code without making any reference to any part of private law. Since Violation of Liberty for Labor and Work can possibly be solved with compensation by adjudication, it is not in justice by Penal courts. Therefore, it is possible to emphasize that these types of crime are not very often experienced and its practice is in narrowly interpreted in Turkish Law. Despite all this, the fact that this type of crime often are violated in daily working life. It appears as an important challenge whether this crime emerges or not, especially in the case of unfair termination of the labor contract by the employer.

Business and Work Crimes, Economic Crimes, Wages, Workers, Employer, Threat, Exploitation Crime, Dispatch Crime, Lockout, Strike.

GİRİŞ

Hukukumuzda iş ve çalışma hürriyeti kavramı çeşitli kanunlar içerisine serpiştirilmiş bulunmaktadır. İncelendiği zaman görüleceği üzere, özel hukukta genel kanun niteliğini haiz 4857 sayılı İş Kanunu, iş ve çalışma hayatını düzenleyen kanunların başında gelmektedir. Yine Deniz İş Kanunu, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu da özel hukuk alanındaki bu kanunlar arasında sayılabilecektir. Türk ceza hukukunda da yine hukukta korunan bu haklara cezai bir takım yaptırımlar getirilmesinin gerekliliği açıktır. Bu durum üzerine, iş ve çalışma hürriyetinin korunmasına ilişkin bazı suç tiplerine Türk Ceza Kanununda özel olarak yer verilmiştir. Bu çalışmada özel hukuk kısmına hiç değinilmeden doğrudan doğruya Türk Ceza Kanununun 117’nci maddesinde bulunan “İş ve çalışma hürriyetinin ihlali” suçu üzerinde durulacaktır. Türk Ceza Kanununun 117’nci maddesi bu çalışmada 4 başlık altında incelenecektir. Aslında birbiriyle sıkı bağlantısı olan, ancak işleniş şekilleri tamamen bir birinden ayrı olan bu suçların doğurduğu netice, hep iş ve çalışma hürriyetinin ihlal edilmesidir. Özellikle Türk hukukunda sıklıkla karşılaşamadığımız ve uygulaması çok dar yorumlanan bu madde için, çalışma içerisinde yeri geldiğince Yargıtay kararları paylaşacağız. Ancak şimdiden belirtmek isteriz ki dar yorumlama sebebiyle, paylaşılan kararlar hep aynı düzlemde kalmakta, çok da fazla çeşitlenememektedir. Yine çalışma sırasında yaşadığımız kaynak sıkıntısı üzerinde de durulması gerektiği kanaatindeyiz, muhtemelen suç tipine çok da sık karşılaşılmıyor olması neticesinde, ceza özel hukuku kitaplarında bile genellikle incelenmeyen bu suç tipine dair yayınlanmış makaleler ve tez çalışmaları da çok sınırlı sayıdadır. Aslında bu suç tipi günlük çalışma yaşamında sıkça ihlale konu olmaktadır.

I. GENEL ANLAMDA İŞ VE ÇALIŞMA HÜRRİYETİ

İş ve çalışma hürriyeti kavramı, aslında sosyal devlet anlayışı ile birlikte anılması gerekli bir kavramdır. Sosyal devlet anlayışına göre, devlet, herkese insan haysiyetine yakışır asgari bir hayat düzeyi sağlamaya yönelik tedbirleri almalıdır. Bu tedbirler içerisinde belki de en önemlisi, bireylerin iş ve çalışma hürriyetinin sağlanmasıdır.1 Sosyal bir devlet olan Ülkemizde de bu tedbirler alınmış ve iş ve çalışma hürriyetine Anayasada ayrıca yer verilmiştir.

İşsiz insanların insan onuruna yaraşan asgari bir yaşam düzeyini sürdürebilmeleri mümkün değildir2. Bu nedenle 1982 Anayasası da bu durumu gözetmiş ve 48’inci maddesinde buna özel düzenlemeler yapmıştır. Maddeye göre herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir. Daha özel bir düzenleme ise 49’uncu maddede yer almaktadır. Buna göre, çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir. Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri almalıdır.