Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Yargı Kararları Işığında Marka Hakkının Korunması

Protection of Trade Mark in the Light of Judicial Decisions

Dilek YAMAN

İnsanın yaratıcı düşüncesini teşvik eden, koruyan yönüyle fikri-sınai mülkiyet hukuku 21. yüzyılda önemli bir konumdadır. Gayrimaddi malvarlığı hakları arasında yer alan fikri-sınai hakların önemli bir bölümünü ise marka hakkı oluşturmaktadır. Marka, bir işletmenin mal ve hizmetlerini diğer işletmelerin mal ve hizmetlerinden ayırt etmek amacı ile kullanılan işaretlerdir. Ticaretin gelişmesi ve büyümesi, markaların işletmeden ayrı bir değer kazanması ve korunması sonucunu doğurmuştur. Uygulamaya bakıldığında kimi durumlarda markanın işletmenin önüne geçtiği dahi görülmektedir. Bu durumun yarattığı gereksinim sonucunda sınai mülkiyet hakları ve dolayısıyla marka hakkı, 1883 tarihli Paris Antlaşması ile düzenlenmiştir. Bu antlaşmaya taraf olan devletler arasında Türkiye de yer almaktadır. Marka, tescil edilerek Sınai Mülkiyet Kanunu hükümlerine göre korunabileceği gibi haksız rekabet hükümlerine göre de korunabilir. Markanın tescili zorunlu olmamakla birlikte tescil edilmemesi durumunda haksız rekabet hükümleri gündeme gelir. Bu çalışmada güncelliğini koruyan ve önemi giderek artmakta olan marka hakkı, tescilli markanın korunması boyutu ile ele alınmış ve yargı kararlarından örneklerle incelenmiştir.

Marka, Marka Hakkına Tecavüz, Hükümsüzlük, İptal, İltibas.

Intellectual-industrial property law has an important position in the 21st century, with its aspect that encourages and protects people’s creative thinking. A significant part of intellectual and industrial property rights, which are among the rights of intangible property, constitutes a trade mark. A trade mark is a sign used to distinguish the goods and services of one enterprise from the goods and services of other enterprises. The development and growth of trade has caused trade marks to gain and protect a distinct value from the enterprises. In practice, in some cases, it is seen that the trade mark even surpasses in the enterprises. As a result of the necessity created by this situation, industrial property rights and thus trade mark rights were regulated by the Paris Agreement of 1883. Turkey is among the States that are party to this treaty. The trade mark can be protected according to the provisions of the Code of Industrial Property in case it is registered, or it can be protected according to the provisions of unfair competition. In this study, current and increasing importance of trade mark law is handled with the dimension of protection of registered trade mark and examined with examples from judicial decisions.

Trade Mark, Infringement of Trade Marks, Invalidation, Revocation, Confusion.

I. MARKA NEDİR?

Mutlak haklar arasında yer alan malvarlığı hakları, maddi haklar ve gayrimaddi haklar olarak üzere ikiye ayrılır. Gayrimaddi malvarlığı hakları, sınai haklar ve fikri haklar olarak ayrılmaktadır.1 Sınai haklar, fikir ürünleri üzerindeki haklar ve ayırt edici ad ve işaretler olmak üzere iki kategoridir.2 Marka hakkı ayırt edici ad ve işaretler üzerindeki haklardan biridir.

Marka hakkının üst başlığını oluşturan sınai haklar, Türkiye’nin de taraf olduğu 1883 Paris Sözleşmesi ile düzenlenmiştir. Ulusal mevzuatta sınai mülkiyet hakları uzun süre KHK’lar ile korunmuştur. 2017 yılında kabul edilen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK)3 ile bu KHK’lar yürürlükten kaldırılmıştır.

SMK m.2/I.i’ye göre sınai mülkiyet hakkı; markayı, coğrafi işareti, tasarımı, patent ve faydalı modeli ifade eder. Sınai mülkiyet hakları ticari ve sanayi hayata konu olan varlık ve değerleri konu alır. Sınai mülkiyet haklarının daha çok seri üretime konu olduğu görülmektedir.4

Marka, bir işletmenin mal ve hizmetlerinin diğer işletmelerin mal ve hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlayan işarettir. Bir işaretin marka olabilmesi için belirli koşullar vardır. Marka olabilecek işaretin, korumanın konusunun açık ve kesin olarak anlaşılmasını sağlayabilecek şekilde sicilde gösterilebilmesi ve daha da önemlisi ayırt edici karakterinin bulunması gerekir (m.4/I). Dolayısıyla markanın sicilde gösterilebilir işaret ve ayırt edicilik unsurlarından oluştuğu sonucuna varılır.5

Markanın unsurlarından olan işaretin sicilde objektif olarak gösterilebilir olması gerekir, ayrıca işaret herkes tarafından anlaşılabilir olmalıdır.6 SMK m.4’e bakıldığında kişi adları dahil sözcükler, harfler, sayılar, şekiller, renkler işaret olabilecek unsurlar kapsamındadır.

İşaret, bir mal veya hizmeti tanımlamak için yeterli değilse soyut ayırt ediciliğe de sahip değildir ve hiçbir mal ve hizmet için marka olarak alınamaz. İşaret başka mal ve hizmetler için ayırt edici niteliğe sahipken alınmak istenen mal ve hizmet için ayırt edici değilse somut ayırt ediciliği yok demektir. Ancak somut ayırt ediciliği olmayan işaretler kullanım sonucu ayırt edici hale gelmişse artık somut ayırt ediciliğin var olduğu kabul edilir.7

SMK nezdinde markaya sağlanan koruma sui generis bir korumadır. Bu korumanın elde edilebilmesi için markanın tescil edilmesi gerekir ancak söz konusu tescil zorunlu değildir. Tescil edilmemiş markalar korunmasız kalmayıp genel hükümlerle korunmakla birlikte SMK’nın sağladığı sui generis korumadan faydalanamamaktadır.8

SMK nezdinde sağlanan koruma için gerekli olan Marka Sicili’ne başvuru Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde yapılmaktadır. TÜRKPATENT’e başvuru tarihi korumanın başladığı an bakımından önemlidir. TÜRKPATENT başvuruyu markanın unsurları ve SMK m.5 nezdinde inceler ve eksiklik mevcutsa başvuruyu reddeder. Eğer eksiklik yoksa başvuru Resmi Marka Bülteninde ilan edilir. SMK m.5’te yer alan mutlak ret nedenleri kamu düzenindendir ve Kurum bunları re’sen incelemektedir. Nispi ret nedenleri ise SMK m.6’da yer alır ve kurum bunları re’sen incelemez, bunlara aykırılık görse dahi eğer itiraz yoksa başvuruyu reddedemez. Dolayısıyla kurumun yaptığı inceleme SMK m.5 ile sınırlıdır. Madde 6’daki aykırılıklar ancak ilgililerin başvuruya itirazı ile dikkate alınır.

Mutlak ret nedenleri şunlardır:

- SMK m.4 kapsamında marka olamayacak işaretler (soyut ayıt edicilik).

- Herhangi bir ayırt edici niteliğe sahip olmayan işaretler (somut ayıt edicilik).

- Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler.

- Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler.

- Ticaret alanında herkes tarafından kullanılan veya belirli bir meslek, sanat veya ticaret grubuna mensup olanları ayırt etmeye yarayan işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler.

- Malın doğası gereği ortaya çıkan şeklini ya da başka bir özelliğini veya teknik bir sonucu elde etmek için zorunlu olan veya mala asli değerini veren şeklî ya da başka bir özelliğini münhasıran içeren işaretler.

- Mal veya hizmetin niteliği, kalitesi veya coğrafi kaynağı gibi konularda halkı yanıltacak işaretler.

- Paris Sözleşmesinin 2’nci mükerrer 6’ncı maddesine göre reddedilecek işaretler.

- Paris Sözleşmesinin 2’nci mükerrer 6’ncı maddesi kapsamı dışında kalan ancak kamuyu ilgilendiren, tarihi ve kültürel değerler bakımından halka mal olmuş diğer işaretler ile yetkili mercilerce tescil izni verilmemiş olan armaları, nişanları veya adlandırmaları içeren işaretler.

- Dinî değerleri veya sembolleri içeren işaretler.

- Kamu düzenine veya genel ahlaka aykırı işaretler.

- Tescilli coğrafi işaretten oluşan ya da tescilli coğrafi işaret içeren işaretler (SMK m.5).

Nispi ret nedenleri ise şunlardır: