Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Ticari İşlerde Faiz Konusundaki Hükümlerin Tüketici İşlemlerinde Uygulanması

Application of the Results of Interest Related to Mercantile Transactions in Consumer Transactions

Aytekin ÇELİK

Tüketicilerin korunmasına ilişkin hükümlerle adi hükümler ve ticari hükümlerin çatıştığı durumlarda özel hüküm niteliğinde olan tüketicilerin korunmasına ilişkin hükümler uygulanır. Ancak tüketicilerin korunmasına ilişkin hükümler, tüketici işlemlerini bütün yönleriyle düzenlememiştir. Bu sebeple tüketici işlemlerinde uyuşmazlığın çözümü konusunda tüketicilerin korunmasına ilişkin bir hükmün bulunmadığı durumlarda hangi hükümlerin uygulanacağı sorunu ortaya çıkmaktadır. Tüketici işleminin temelinde mutlaka bir adi iş veya ticari iş yer alır. Dolayısıyla tüketicilerin korunmasına ilişkin düzenlemelerin bulunmadığı durumlarda tüketici işleminin aynı zamanda ticari iş niteliği taşıyıp taşımadığının araştırılması gerekir. Söz konusu durumda tüketici işlemi aynı zamanda ticari iş niteliğinde değilse adi işlere ilişkin hükümler uygulanır. Buna karşılık tüketici işleminin aynı zamanda ticari iş niteliği taşıdığı durumlarda uyuşmazlığın ticari hükümlere göre çözüme kavuşturulması gerekir. Bu durumda ticari işe bağlanan diğer sonuçlarla birlikte faiz konusundaki sonuçlar da tüketici işlemlerine uygulanır. Tüketicilerin korunmasına ilişkin hükümler incelendiğinde ticari işe bağlanan faiz konusundaki sonuçlardan sadece bir kısmına ilişkin düzenlemelere yer verildiği görülmektedir. Söz konusu düzenlemeler ise bazı tüketici işlemlerinde anapara ve temerrüt faizi oranlarına yer verilmesi zorunluluğu, temerrüt faizi oranının bazı tüketici işlemleri açısından sınırlandırılması ve tüketici işlemlerinin tamamında bileşik faiz yürütülmesinin yasaklanmasına ilişkindir. Tüketicilerin korunmasına ilişkin söz konusu düzenlemelerin dışında kalan hususlarda ise ticari işe bağlanan faiz konusundaki sonuçların ticari iş niteliğinde bulunan tüketici işlemlerine de uygulanması gerekir.

Adi İş, Ticari İş, Tüketici İşlemi, Faiz, Tüketicilerin Korunması.

Consumer provisions, which are special provisions, apply in cases where the provisions regarding the protection of consumers are in conflict with ordinary provisions and commercial provisions. However, the provisions on the protection of consumers do not regulate all aspects of consumer transactions. For this reason, the problem arises which provisions will be applied in cases where there is no provision regarding the protection of consumers in the resolution of the dispute in consumer transactions. An ordinary transaction or mercantile transaction is at the heart of the consumer transaction. Therefore, in the absence of regulations on the protection of consumers, it is necessary to investigate whether the consumer transaction is a mercantile transaction. In this case, if the consumer transaction is not also a mercantile transaction, the provisions regarding ordinary transactions are applied. On the other hand, in cases where the consumer transaction is also a mercantile transaction, the dispute is resolved according to commercial provisions. In this case, the results on interest are also applied to consumer transactions, along with other results linked to mercantile transaction. In order for the results of interest in mercantile transaction to be applied to consumer transactions in the nature of mercantile transaction, there should not be a regulation regarding the protection of consumers. When the provisions regarding the protection of consumers are examined, it is seen that only some of the results regarding interest on mercantile transaction are included in regulations. The aforementioned regulations are related to the obligation to include principal and default interest rates in some consumer transactions, to limit the default interest rate in terms of some consumer transactions, and to prohibit the execution of compound interest in all consumer transactions. In matters other than the aforementioned regulations regarding the protection of consumers, the results regarding interest on mercantile transaction should also be applied to consumer transactions that are also a mercantile transaction.

Ordinary Transaction, Mercantile Transaction, Consumer Transaction, Interest, Consumer Protection.

I. Giriş

Ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden kişilerle tüketiciler arasında kurulan her türlü sözleşme ve hukuki işlem tüketici işlemini niteliğindedir (TKHK m.3/1/j). Tüketici işlemleri korunmaya ihtiyaç duyan bir taraf (tüketici) ile korunmaya ihtiyaç duymayan diğer tarafın karşı karşıya geldiği işlemlerdir.1 Bu sebeple tüketici işlemlerine ilişkin düzenlemelerle tüketicilerin korunması amaçlanmaktadır. Tüketicileri koruyan düzenlemeler ise genel olarak Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun içerisinde yer almaktadır.

TKHK m.3/1/j’de yapılan tanım çerçevesinde adi iş ve ticari iş sahası içerisinde yer alan pek çok iş/işlem aynı zamanda tüketici işlemi niteliği taşıyabilmektedir. Örneğin TTK m.1401 vd.’da düzenlenen sigorta sözleşmeleri ticari iş sahası içerisinde yer almaktadır (TTK m.3). Ancak söz konusu sözleşmenin taraflarından birisinin tüketici olduğu durumlarda bu sözleşme aynı zamanda tüketici işlemi olarak da nitelendirilmektedir.

Bir işin tüketici işlemi olarak nitelendirilmesi söz konusu işleme öncelikle bu işleme ilişkin özel hükümlerin (tüketicilerin korunmasına ilişkin hükümlerin) uygulanması sonucunu doğurur. Ancak Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve diğer yasal düzenlemelerde tüketici işlemleri her yönüyle değil sadece tüketicilerin korunmasının gerektirdiği ölçüde düzenlenmiştir. Bu sebeple tüketici işlemlerine ilişkin olarak özel hükümlerin bulunmadığı durumlarda tüketici işlemlerine hangi hükümlerin uygulanacağı sorununun çözüme kavuşturulması gerekmektedir.

TKHK m.3/1/j çerçevesinde tüketici işlemi olarak nitelendirilen bir işlem, adi iş sahasına ilişkin olabileceği gibi ticari iş sahasına ilişkin de olabilir. Hatta Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ile bir ticari işletmeyi ilgilendiren hususların dışında TTK m.19/2 çerçevesinde bir taraf için ticari iş niteliğinde olan sözleşmelerin aksine kanunda hüküm olmadıkça diğeri için de ticari iş olarak kabul edilmesi, tüketici işlemlerinin önemli bir kısmının aynı zamanda ticari iş niteliği taşıması sonucunu doğurmaktadır.

Bu sebeple tüketici işleminden kaynaklanan bir uyuşmazlığın çözümü konusunda tüketicileri koruyan bir düzenlemenin bulunmaması durumunda tüketici işleminin aynı zamanda ticari iş niteliğinde olup olmadığının araştırılması gerekir. Yapılacak araştırma sonucunda ticari iş niteliği taşımayan tüketici işlemlerine adi işlere ilişkin hükümlerin, ticari iş niteliğindeki tüketici işlemlerine ise ticari hükümlerin uygulanması gerekir.

Ticari hükümlerle özellikle faiz konusunda adi işlere ilişkin hükümlerden farklı düzenlemelere yer verilmiştir. Ticari işlerde faiz konusundaki sonuçlar, “kararlaştırılmamış olsa bile bazı durumlarda anapara faizi talep edilebilmesi”, “faiz oranının serbest bir şekilde belirlenmesi”, “avans faizi oranı üzerinden temerrüt faizi talep edilebilmesi” ve “bazı durumlarda bileşik faiz talep edilebilmesi” şeklinde karşımıza çıkmaktadır.

Ticari işlerde faiz konusunda adi işlerden farklı sonuçlara yer verilmesi, tüketicilerin korunmasına ilişkin hükümlerin bulunmadığı durumlarda söz konusu sonuçların ticari iş niteliği taşıyan tüketici işlemlerinde uygulanıp uygulanamayacağı konusunda doktrinde farklı görüşlerin ileri sürülmesine sebep olmuştur. Özellikle TKHK m.83/2’de bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümlerin uygulanacağının belirtilmesi ve ticari işlerde faiz konusundaki sonuçları düzenleyen TTK m.8/3’te tüketicilerin korunmasına ilişkin hükümlerin saklı tutulması, ticari işe bağlanan faiz konusundaki sonuçların tüketici işlemlerinde uygulanamayacağı şeklinde görüşlerin ileri sürülmesine yol açmıştır.

Ticari işlerde faize ilişkin sonuçların ticari iş niteliğindeki tüketici işlemlerinde uygulanması ancak bu konuda tüketicileri koruyan bir düzenlemenin bulunmaması halinde mümkün olabilir. Bu çerçevede söz konusu sonuçlara ilişkin olarak TKHK ve diğer yasal düzenlemelerde tüketicileri koruyan düzenlemelere yer verilip verilmediği hususunun ortaya konulması gerekmektedir.

II. Kararlaştırılmamış Olsa Bile Anapara Faizi Talep Edilip Edilemeyeceği

Faiz konusunda adi işler, ticari işler ve tüketici işlemleri açısından karşılaşılabilecek ilk sorun diğer taraftan faiz talep edilebilmesi için bu hususun sözleşmede kararlaştırılmasının gerekli olup olmadığı konusunda karşımıza çıkmaktadır. Temerrüt faizi açısından adi iş, ticari iş ve tüketici işlemleri açısından bu konuda bir farklılık bulunmamaktadır. Söz konusu işlerin tamamında kararlaştırılmamış olsa bile diğer taraftan temerrüt faizi talep edilebilir. Ancak anapara faizi konusunda söz konusu işler açısından farklı düzenlemelere yer verilmiştir.

Adi iş niteliğindeki tüketim ödüncü sözleşmelerinde anapara faizi talep edilebilmesi için bu hususun mutlaka sözleşmeyle kararlaştırılmış olması gerekir (TBK m.387/1). Buna karşılık ticari iş niteliğindeki tüketim ödüncü sözleşmelerinde taraflarca kararlaştırılmamış olsa bile anapara faizi talep edilebilir (TBK m.387/2).

Tüketici işlemlerinde ise bu konuda genel bir kural konulmamış, bazı tüketici işlemleri açısından özel düzenlemelere yer verilmiştir. Söz konusu düzenlemelere göre bazı tüketici işlemlerinde anapara faizi oranına mutlaka sözleşmede yer verilmesi gerekir. Örneğin tüketici kredisi sözleşmelerinde2 (TKHK m.25/2),3 konut finansmanı sözleşmelerinde (KFS Yön. m.6/1/l, m) ve ön ödemeli konut satışı sözleşmelerinde (ÖÖKSH Yön. m.7/1/f) anapara faizi oranına sözleşmede yer verilmesi zorunludur.4 Sözleşmede anapara faizi oranına yer verilmesi yükümlülüğü, söz konusu tüketici işlemleri açısından anapara faizi talep edilmesi konusunda tarafların anlaşmalarını da zorunlu hale getirmektedir. Bu sebeple söz konusu tüketici işlemlerinde bu işlemler aynı zamanda ticari iş niteliği taşısalar bile5 TBK m.387/2 çerçevesinde kararlaştırılmamış olsa bile anapara faizi talep edilmesi mümkün değildir. Ancak tüketicilerin korunmasına ilişkin hükümlerin söz konusu olmadığı diğer durumlarda tüketici işlemi niteliği taşıyan ticari tüketim ödüncü sözleşmelerinde de kararlaştırılmamış olsa bile anapara faizi talep edilebilmesi mümkündür.

Bunun dışında tacir olmanın sonuçlarından birisi de (kararlaştırılmamış olsa bile) ücret ve faiz isteyebilmektir (TTK m.20). Bu sebeple ticari iş niteliği taşıyan tüketici işlemleri açısından tacirlerin TTK m.20 çerçevesinde tüketicilerden faiz talebinde bulunulup bulunamayacakları hususunun da üzerinde durulması gerekir. TKHK m.4/3’e göre tüketicilerden diğer tarafın kendi menfaatine yaptığı masraflar için ek bir bedel talep edilmesi mümkün değildir. Aynı şekilde diğer tarafın yasal olarak yapması gereken edimlerden dolayı da tüketicilerden ek bir bedel talep edilemez. Tüketici kredilerinde ve kredi kartlarında ise faiz dışındaki ücret, komisyon ve masraf türleri BDDK tarafından belirlenmektedir (TKHK m.4/3).

TKHK m.4/3 kapsamında yer alan masrafların tüketiciden talep edilmesi mümkün olmadığından bu masraflara ilişkin TTK m.20 çerçevesinde anapara faizi talep edilmesi de mümkün değildir. Ancak tüketicileri koruyan düzenlemelerin kapsamı dışında kalan masraflar açısından tüketicilerden TTK m.20 çerçevesinde kararlaştırılmamış olsa bile anapara faizi talep edilebilir. Aynı şekilde tüketiciye verilen avanslardan dolayı da kararlaştırılmamış olsa bile anapara faizi talep edilebilir. Zira söz konusu duruma ilişkin olarak Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da özel bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Ancak her iki durumda da tüketicilerden faiz talep edilebilmesi için tüketici işleminin diğer tarafının tacir olması ve işlemin söz konusu kişinin ticari işletmesini ilgilendirmesi gerekir.6 Aksi halde tüketicilerden söz konusu durumlarda da anapara faizi talep edilmesi mümkün değildir.

III. Faiz Oranının Serbestçe Belirlenip Belirlenemeyeceği

Ticari işlerde faize ilişkin sonuçlardan en önemlisi hem anapara faizi hem de temerrüt faizi oranının serbest bir şekilde kararlaştırılabilmesidir. Buna karşılık adi işlerde anapara faizinin kanuni faiz oranının %50 fazlasını, temerrüt faizinin ise kanuni faiz oranının %100 fazlasını aşması mümkün değildir (TBK m.88/2, 120/2).

Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve ilgili mevzuatta tüketici işlemlerinde anapara faizi oranını sınırlandıran bir düzenleme bulunmamaktadır. Aynı şekilde söz konusu düzenlemeler içerisinde temerrüt faizi oranına ilişkin genel bir sınırlama da yer almamaktadır. Ancak bazı tüketici işlemleri açısından temerrüt faizi oranına üst sınır getirilmiştir. Örneğin tüketici kredisi sözleşmelerinde (TKS Yön. m.18/2), konut finansmanı sözleşmelerinde (KFS Yön. m.13/3), taksitle satış sözleşmelerinde (TSY Yön. m.6/1/ı) ve devre tatil sözleşmelerinde (DTUSTHS Yön. m.5/3/a, d) temerrüt faizi oranı, anapara faizi oranının7 %30 fazlasını aşacak şekilde belirlenemez. Ayrıca BKKKK m.26 çerçevesinde kredi kartlarında uygulanacak azami temerrüt faizi oranı da TCMB tarafından belirlenmektedir. Dolayısıyla söz konusu tüketici işlemlerinde temerrüt faizi oranının bu sınırlamalar çerçevesinde belirlenmesi gerekir.

Buna karşılık anapara ve temerrüt faizi konusunda Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve ilgili mevzuatta herhangi bir sınırlamanın söz konusu olmadığı durumlarda tüketici işleminin temelinde yer alan işin adi iş mi yoksa ticari iş mi olduğuna bakılması gerekir. Tüketici işleminin temelinde adi işin yer aldığı durumlarda adi işlerde faiz oranlarını sınırlandıran düzenlemeler bu işlemler açısından da uygulanır. Buna karşılık ticari iş niteliği taşıyan tüketici işlemlerinde ise söz konusu sınırlamaların uygulanıp uygulanmayacağı hususu doktrinde tartışmalıdır. Bu sebeple söz konusu hususa ilişkin değerlendirmelerimizden önce doktrindeki konuya ilişkin tartışmalara yer verilecektir.