Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Editör’den

Değerli Okurlar,

yeni bir sayımızda daha sizlerle birlikte olmanın mutluluğunu yaşıyor, CHD’nin yetkin bir bilimsel tartışma platformu olarak sürdürdüğü bu yolculuğun heyecanını ilk günkü gibi hissetmeye devam ediyoruz. Zira CHD’nin paydaşları olarak her yeni sayıyı, yöneldiğimiz bilimsel ideallere bizi bir adım daha yaklaştıracak yeni bir adım olarak kabul ediyoruz ve bu zamana kadar attığımız sağlam adımların verdiği güven ve doğurduğu sorumlulukla kararlı bir şekilde yolumuza devam ediyoruz. Bu yolculuğu olanaklı kılanlar ise şüphesiz ki değerli yazarlarımız ve nitelik iddiamızın en önemli güvencesi olan hakemlerimizdir. Bu vesileyle hem kıymetli makalelerini tartışmaya açmak için CHD’yi tercih eden yazarlarımıza hem de tarifsiz özveri ve sabırla CHD’yi güvenilir kılan değerlendirmeleri için hakemlerimize içtenlikle şükranlarımızı sunuyoruz.

Bu sayımızda yer alan makalelerde karşılaştırmalı ceza hukuku tartışmaların yoğunlukla yapıldığını görmekteyiz. Bu yöntemsel tercihle son zamanlarda gerek diğer süreli yayınlarda gerek monografilerde gerekse lisansüstü (yüksek lisans/doktora) tez çalışmalarında sıklıkla karşılaşılmaktadır. Karşılaştırmalı ceza hukuku çalışmalarındaki yoğunluğun ceza hukuku literatürünün çeşitlenmesi, şekillenmesi ve gelişmesi açısından önemli bir katkı sağladığına şüphe yoktur. Bununla beraber gözden kaçırılan iki temel hususun hatırlatılmasında fayda görüyoruz. Bunlardan birincisi genel olarak karşılaştırmalı hukuk, özel olarak da karşılaştırmalı ceza hukuku çalışmalarında terminolojinin doğru ve tutarlı bir şekilde ele alındığına ilişkin özenli olmak gerekir. Bu özeni vurgulayacak en önemli düstur şu olmalıdır: “Aynı şeylere farklı isimler, farklı şeylere de aynı isimler verilmemelidir”. Her kavramı o dil içinde o kavrama yüklenen anlamla birlikte ele almak ve ardından bu kavrayışı Türk (ceza) hukuku açısından irdelemek gerekir. Bu esasında son derece zahmetli ve göründüğünden çok daha zor bir mesai gerektirir. Bu noktada işaret etmek istediğimiz ikinci hususa geçiş yapılabilir. Zira söz konusu zahmetli ve zor mesainin ana eksenini tercüme değil üzerinde çalışılan yabancı hukukun kültürüne hâkimiyet oluşturur. Çünkü öğretimiz açısından karşılaştırmalı ceza hukuku çalışmalarına ruh kazandıracak şey, Türk hukukuyla karşılaştırılan yabancı hukuk sisteminin kültürel alt yapısıdır. Bu alt yapı kullanılan kavramlara, kavramlarla oluşan teorilere, teorilerin şekillendirdiği sistemlere doğrudan ve kaçınılmaz bir şekilde etki eder. Bir benzetmeyle ifade etmek gerekirse yabancı bir dilin anlam alanında inşa edilmiş bir yapıyı incelerken o yapının inşa edildiği zeminin asgari özelliklerini bilmek önemli ve önceliklidir. Sınırlı bir biçimde işaret etmeye çalıştığımız bu iki hususun karşılaştırmalı ceza hukuku çalışmalarının her aşamasında mutlaka göz önünde bulundurulması gerektiğini düşünmekteyiz. Bu bağlamda gösterilecek hassasiyet karşılaştırmalı ceza hukuku çalışmalarından beklenen faydanın maksimize edilmesini de mümkün hale getirilecektir.

Sözlerimize son verirken 2021 yılı içinde yitirdiğimiz saygıdeğer Hocamız Prof. Dr. Duygun YARSUVAT’ı da rahmet ve şükranla anıyoruz. Türk ceza hukuku öğretisinin gelişimine büyük hizmetler vermiş, çok değerli hukukçular yetiştirmiş, öğretide olduğu gibi uygulamada da örnek olmayı başarmış Hocamızın eksikliği daima hissedilecektir.

Bu sayı ile kapatacağımız 2021 yılından her anlamda daha iyi olmasını umduğumuz 2022 yılında CHD’nin yeni sayılarında buluşmak dileğiyle…

İyi okumalar,

Prof. Dr. Veli Özer ÖZBEK

Arş. Gör. İlker TEPE