Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Yargıçların Meslekî Örgütlenme Açısından Yeni Anayasadan Beklentileri

Eray Karınca

Yargıç ve savcıların uluslararası metinler ve Anayasa ile güvence altına alınmış olan mesleki örgütlenme hakkı çerçevesinde YARSAV süreci ve bu örgütlenme noktasında hazırlık çalışmaları devam eden yeni Anayasadaki kısıtlayıcı düzenlemeler anlatılmıştır.

Anayasa, Örgütlenme, Yargıçlar, Savcılar, Anaysa Değişikliği, Yargıçların Mesleki Örgütlenmesi, YARSAV.

Örgütlenme hakkı, 1982 Anayasası’nın 33. maddesiyle ulusal düzeyde korunduğu gibi Anayasa’nın 90. maddesinde yapılan değişiklik sonucu iç hukukumuzun parçası haline gelen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 20. maddesiyle, Uluslararası Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi ’nin 22. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ’nin de 11. maddesince uluslararası düzeyde de güvence altındadır. Bu kapsamda 26.6.2006 tarihinde 5253 sayılı Dernekler Yasası uyarınca 501 yargıç ve savcı tarafından Yargıçlar ve Savcılar Birliği adlı dernek, Yarsav kısa adıyla kurulmuştur.

Avrupa Birliği tarafından Türkiye’nin üyelik sürecine ilişkin olarak yayınlanan raporlarda, Dernekler Yasası’ndaki engeller nedeniyle yargıç ve savcıların mesleki örgütler kurabilmeleri için yasa çıkarılması gereği yer almıştır. Gerek AB’nin isteği, gerekse Adalet Bakanlığı’nın uluslararası ilişkilerde muhatap olduğu sivil kurumların karşılarında hep resmi kişi ve kurumları görmek istemeyişlerinden ötürü, sayın Hikmet Sami Türk’ün bakanlığı döneminde yargıç ve savcıların Türkiye Hakimler ve Savcılar Birliği (THSB) adıyla örgütlenebilmeleri için yasa hazırlığı çalışması yapılmıştır. Ancak Dernekler Yasası’ndaki engellerin kalkmasıyla buna gerek kalmamışken, Yarsav’ın kuruluşuyla birlikte bu çalışma Adalet Bakanlığı’nca yeniden ele alınarak, Meclise sevk edilmiştir. Söz konusu tasarıda yargıç ve savcılar için örgütlenme hakkı, Anayasa’nın 33. maddesi kapsamında dernek olarak değil; 135. maddesi kapsamında yani serbest meslek mensupları için öngörülen kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olarak düzenlenmiştir. Bu örgütlenme biçimi, serbest meslek olmayan yargıç ve savcılığın doğasına aykırı olduğu gibi tamamen Adalet Bakanlığı’nın etkinliği ve şemsiyesi altına sokulduğu için yargıçların ve savcıların beklentilerini ve AB normlarını karşılamaktan uzaktır. Dahası, yasa tasarısına eklenen geçici madde ile yargıçlar ve savcılar, “Sadece resim, müzik, güzel sanatlar gibi derneklere üye olabilirler. Diğer derneklere üye olamazlar ve THSB ile aynı veya benzer amaç güden dernekler kapatılır.” denerek, ülke tarihinde ilk kez bir derneğin yasa ile kapatılması gündeme getirilmiştir.

Bundan başka, Adalet Bakanlığı’nca Avrupa Birliği’ne 2006 ve 2007 yıllarında gönderilen yazılarda, “yargıç ve savcıların örgütlenmeleri konusunda hiçbir engel kalmamıştır.” denmesine karşın, dernek tüzüğünün incelenmesi aşamasında, zamanın Adalet Bakanı sayın Cemil Çiçek imzasıyla İçişleri Bakanlığı’na gönderilen yazıda ise, “Görevdeki hâkim ve savcılar dernek kuramaz ve bu dernekte üye olamaz. Aksi Anayasa’daki yargıçlar resmi ve özel görev alamazlar, şeklindeki düzenlemeye aykırıdır.” denmiştir. İçişleri Bakanlığı da buna, tüzükte yargı bağımsızlığını savunmanın devletin egemenlik yetkisine aykırı olduğunu da ekleyerek, Yarsav’ın mahkeme kararıyla feshinin sağlanması için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurmuştur. Yarsav üzerindeki baskılar bu kadarla sınırlı kalmamıştır. Yarsav’ın 26.11.2006 tarihinde yapılan ilk genel kurulunun yasa ve tüzüğe aykırı olduğu savı ile Ankara Valiliği’nce yapılan ihbar üzerine, Dernek başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu hakkında Sincan Cumhuriyet Başsavcılığı’nca bir soruşturma açılmıştır.