Kesin Süre Ara Kararının Temel Özellikleri
Mehmet Akif TUTUMLU
I. Genel Olarak Usul Hukukunda Süre
Bir uyuşmazlık mahkemelerin önüne dava şeklinde geldiğinde, mahkemenin o davaya bakma zorunluluğu ortaya çıkar (AY m.36). Belirtelim ki dava süreci salt yargı makamlarının takdirine bırakılmış bir konu değildir. Mahkemeler, önüne gelen davayı mümkün olan en kısa sürede ve en az maliyetle bitirmek zorundadırlar (AY md.141/.4).
Davaların mümkün olan en kısa sürede sonuçlanması zorunluluğu, yargılama faaliyetinin, bu bağlamda usuli işlemlerin belli bir sürede yapılmasını gerektirir.2 Nitekim Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 30.03.2004 tarih ve 577/3619 sayılı kararında belirtildiği üzere, “Davaların kısa zamanda sonuçlandırılması, adaletin biran önce tecellisi için, taraflarca veya mahkemelerce yapılması gereken adli işlemler sürelere bağlanmıştır.”
II. Kesin Süre
Kesin süre kavramından amaç; belli usuli işlemlerin Kanunda öngörülen süreler içerisinde yapılmasıdır. Bu kurum, yukarıda belirtildiği üzere, davaların mümkün olduğu en kısa süre içeresinde bitirilmesi amacıyla kabul edilmiştir.
Kesin sürenin iki kaynağı bulunmaktadır.
