Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Karar İncelemesi: Marka ve Ticaret Unvanı Çatışması

The Judgment Analysis: The Conflict Between Trademark and Trade Title

Etem KARA

Kural olarak, ticaret unvanı ile marka arasında kategorik üstünlüğe dayalı bir koruma bulunmamaktadır. Öyle ki her ikisi de temel işlevleri doğrultusunda dürüstçe kullanıldığı müddetçe bir arada var olabilmekte ve eşdeğer korumaya sahip bulunmaktadır. Ayrıca bireyselleşmeye hizmet ettiği ölçüde de ticaret unvanının kısıtlanmamasına özen gösterilmesi gerekmektedir. Nitekim AB marka hukukunu şekillendiren ABAD kararlarıyla Türk hukukunun yaklaşımı da paralellik arz etmektedir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi de marka ile ticaret unvanının çatıştığı emsal olayda, ticaret unvanının terkin edilmeyeceğine karar vermiştir. Karar bağlamında incelemenin de marka ve ticaret unvanının temel işlevleri doğrultusunda dürüstçe kullanıp kullanılmadığı temelinde yapılması önem arz etmektedir. Bu maksadın hasıl olması için de kararın, ticaret unvanının markasal kullanımı, markanın ticaret unvanında yer alması, tanınmış markalar, öncelik ilkesi, markanın kullanılmaması ve sessiz kalma yoluyla hak kaybı yönünden ayrı ayrı incelenmesini gerektirmektedir.

Ticaret Unvanı, Marka, Çatışma, Tanınmış Marka, Öncelik İlkesi.

In principle, there is no protection based on categorical superiority between the trade title and the trademark. As long as both are used honestly in line with their essential functions, they can coexist and have equivalent protection. In addition, care should be taken not to restrict the trade title to the extent that it serves for individualization. As a matter of fact, the approach of Turkish law is compatible with the CJEU decisions that shape the EU trademark law. The 11th Civil Chamber of the Supreme Court has also decided that the trade title cannot be cancelled in the precedent case law where the trademark and the trade title conflict. In the context of the decision, it is important to make the perusal on the basis of whether the trade mark and trade title have been used honestly or not in line with their essential functions. In order to achieve this purpose the decision should be perused separately from the points of trade mark usage of the trade title, specifying the trade mark in the trade title, well-known trademarks, the priority principle, the non-use of the trademark and the loss of rights through remaining silent.

Trade Title, Trademark, Conflict, Well-Known Trademark, Priority Principle.

I. Yargıtay Kararı

Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 15.10.2020 tarihli ve E. 2020/222, K. 2016/4161 sayılı kararının konuyla ilgili kısmı şöyledir:

... Bölge Adliye Mahkemesince yukarıda özetlendiği şekilde asıl davaya yönelik olarak, özellikle davalı tarafın davacı markasına yanaşacak suretteki fiili kullanım şekilleri dikkate alınarak davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men ve refi ile davalı adına tescilli markaların TPMK Mal ve Hizmetler Sınıflandırma listesinin 35106 alt grubunda yer alan genel mağazacılık hizmetleri ile 29. sınıfta yer alan mallar yönünden hükümsüzlüğüne, sair hizmetler yönünden hükümsüzlük davasının reddine dair verilen karar isabetli ise de dosya içinde yer alan ticaret sicil evrakından davalı şirketin ticaret unvanını 2008 yılında “Miset Et Urünleri Ltd.” olarak tescil ettirdiği ve dava tarihine kadar da fiilen kullandığı anlaşılmakta olup, dava tarihi itibariyle tescilin üzerinden altı yıldan fazla zaman geçtiği halde, davalının ticaret unvanının tesciline ve fiili kullanıma uzun süre sessiz kalan davacı tarafın, davalı tarafça bu ticaret unvanı ile bir çok yatırım ve ticari faaliyet gösterilmesinden sonra unvan terkini davası açmasının çelişkili davranış yasağına aykırılık teşkil edeceği ve bu davranışın TMK’nın 2. maddesi uyarınca dürüstlük kurallarına aykırılık teşkil edeceği gibi, daha önceden tescilli benzer bir ticaret unvanı bulunmaksızın sırf işlevleri farklı olan marka hakkına dayalı olarak ticaret unvanının terkinini istemesi de 6102 sayılı TTK’nın 52. ve 55. maddeleri ile bağdaşmadığı halde Bölge Adliye Mahkemesince hatalı değerlendirme ile ticaret unvanının terkinine de karar verilmesi doğru olmamış ve bu sebeple kararın anılan yönden bozulması gerekmiştir”.

II. Karara Konu Olay

Karar metninden öğrenebildiğimiz kadarıyla Yargıtay kararı, davacının sahibi olduğu “Mis” markasının, davalı Miset Et Ürünleri Ltd. Şti. tarafından ticaret unvanında kullanması ve bunun marka hakkına tecavüz teşkil ettiği iddiasıyla ticaret unvanının terkin edilmesi hakkındadır. İstinaf mahkemesi, davalının ticaret unvanının kullanımının davacı markasına tecavüz teşkil ettiğini kabul ederek, ticaret unvanının terkinine karar vermiştir. Yargıtay ise istinaf mahkemesinin kararını, davalının şirketin ticaret unvanını fiilen kullanılmasına uzun süre sessiz kalan davacı tarafın, ticaret unvanının terkinini istemesinin çelişkili davranış yasağına aykırılık teşkil etmesinin yanında, işlevleri farklı olan marka hakkına dayalı olarak ticaret unvanının terkini isteminin TTK’nın 52’nci ve 55’inci maddeleri ile bağdaşmadığına da karar vermiştir.

III. Kararın Değerlendirilmesi

Ticaret unvanı ile markanın temel işlevleri farklıdır. Bu anlamda her ikisi de temel işlevleri doğrultusunda bir arada var olabilmekte ve eşdeğer korumaya sahip bulunmaktadır. Ancak ticaret unvanı ile markanın çatıştığı haller de bulunmaktadır. Bunun tipik örneğini ticaret unvanının markasal kullanımı oluşturmaktadır. Ayrıca 6769 sayılı SMK ile başlayan dönemle birlikte işaretin ticaret unvanında kullanılması da marka sahibinin önlenmesini isteyebileceği fiiller arasında kabul edilmiş bulunmakta (SMK m.7/3-e), artık markanın içerdiği işaretin ticaret unvanında kullanılması marka hakkına tecavüz teşkil etmekte (SMK m.29/1-a.), bunun için de ticaret unvanının markasal kullanılması şartı aranmamaktadır. Öte yandan tanınmış markalar için de genişletilmiş bir koruma bahşedildiğinin ifade edilmesi gerekmektedir. Marka ile ticaret unvanının çatışması hallerinde de bu hususların gözetilmesi gerekmektedir. İş bu karar incelememiz ile de ticaret unvanının markasal olarak kullanılması, markanın ticaret unvanında yer alması, tanınmış markaların genişletilmiş korumadan yararlanması, öncelik ilkesi, markanın uzun süre kullanılmamasının ticaret unvanının kullanımına etkisi ve ticaret unvanının kullanımına sessiz kalınmasının etkisi, AB hukuku da gözetilerek ve “marka ile ticaret unvanının çatışması (konflikte zwischen Marken und handelsnamen)” başlığı altında ele alınacaktır. Başlıkta çatışma yerine ihtilaf veya başka bir kavramın kullanılması da mümkün olabilir. Ancak çatışma kavramının Türkçe olması yanında, ticaret unvanı ile markanın temel işlevlerinin farklılığını çok daha net bir şekilde göstermesi bakımından da işlevsel olacağı düşüncesiyle bu kavram tercih edilmiştir.