Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Yükseköğretim Kurumlarında Gerçekleştirilen Buluşların Kapsamı

Scope of the Inventions in Higher Education Institutions

Fatma Betül ÇAKIR ÇELEBİ

6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu ile PatKHK ile kabul edilmiş olan “profesör imtiyazı” sistemi kaldırılmıştır. Bunun yerine SMK m.121 ile yükseköğretim kurumlarında yapılan bilimsel çalışma ve araştırmalar sonucu ortaya çıkan buluşlar üzerinde yükseköğretim kurumlarına hak sahipliği elde etme imkânı tanınmıştır. SMK ile kabul edilen bu yeni sistem ile üniversitelerdeki buluş potansiyelinin artırılması ve bu buluşların ticarileştirilmesinin sağlanması amaçlanmıştır. Çalışmada, SMK m.121 uyarınca, yükseköğretim kurumları tarafından üzerinde hak iddiasında bulunulabilecek buluşların kapsamı incelenmiştir.

Yükseköğretim Kurumunda Gerçekleşen Buluşlar, Yükseköğretim Kurumlarında Gerçekleştirilen Buluşların Kapsamı, Çalışan Buluşları, SMK m.121.

The “professor privilege” system, which was accepted by Executive Order on Protection Patent Rights, has been abolished with the Turkish Industrial Property Act No. 6769. According to the article 121 of the Industrial Property Act, the higher education institutions have been given the opportunity to acquire rights on inventions that have emerged as a result of scientific studies and researches made in the higher education institutions. With this new system introduced by the Turkish Industrial Property Act, it is aimed to increase the invention potential in universities and to commercialize these inventions. In this study, according to the article 120 of Turkish Industrial Property Act, the scope of invention that the higher education institutions can claim entitlement has been studied.

Inventions Made in Higher Education Institutions, Scope of Inventions Made in Higher Education Institutions, Employee Inventions, The Article 120 of the Turkish Industrial Property Act.

I. Giriş

Mülga 551 sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (PatKHK)’da, üniversitelere1 bağlı fakülte ve yüksekokullarda bilimsel çalışma yapmakta olan öğretim elemanlarının yaptığı buluşların serbest buluş sayılacağı kabul edilmişti. Bu çerçevede, üniversitede yürütülen görevle ilişkili olarak veya büyük ölçüde üniversitenin deneyimlerine ve çalışmalarına dayalı olarak ortaya çıksa da üniversitede bilimsel çalışma yapmakta olan öğretim elemanlarının geliştirdikleri buluşlar serbest buluş sayılmaktaydı. Böylece üniversite öğretim elemanlarına geliştirdikleri buluşları istedikleri şekilde değerlendirmeleri yönünde bir imtiyaz sağlanmış, bu da doktrinde “profesör imtiyazı” olarak adlandırılmıştır. Profesör imtiyazı çerçevesinde, buluşun korunması, ticarileştirilmesi gibi işler, buluş üzerinde hak sahibi olan öğretim elemanı tarafından gerçekleştirilmekteydi. Ancak patent süreçlerinin zorluğu, mali külfeti ve öğretim elemanlarının fikri mülkiyet alanındaki bilgi eksikliği gibi nedenler,2 öğretim elemanlarının geliştirdikleri buluşların korunması ve ticarileştirilmesi gibi hususlarda beklenen başarıyı elde etmelerini engellemiştir.3

6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile, profesör imtiyazı kaldırılmış, yükseköğretim kurumlarında gerçekleştirilen buluşların hak sahipliği, belirli koşulların gerçekleşmesi kaydıyla yükseköğretim kurumlarına verilmiştir. Hak sahipliğinin öğretim elemanlarından alınıp yükseköğretim kurumlarına verilmesinin nedeni, SMK’nın gerekçesinde, üniversitelerdeki mevcut buluş potansiyelinin ortaya çıkarılması ve patent yoluyla üniversitelerin kurumsal alt yapısı kullanılarak yapılan buluşların ekonomiye kazandırılması olarak açıklanmıştır.4 Bu çerçevede, bu yasal değişikliğin amacı yükseköğretim kurumunda buluşların sayısının artmasını teşvik etmek ve sanayi ile yükseköğretim kurumu arasında ilişki kurularak söz konusu buluşların ticarileştirilmesini sağlamaktır.5 Düzenlemeyle, yükseköğretim kurumlarında ortaya çıkan buluşların, bu kurumlar tarafından ticarileştirilebilmesine imkân sağlayan gerekli çerçeve koşullar oluşturulmuştur.6 Diğer bir deyişle, SMK ile profesör imtiyazı kaldırılarak yükseköğretim kurumlarında geliştirilen buluşlar kurumsallaştırılmıştır.7

Yükseköğretim kurumlarında gerçekleştirilen buluşlara ilişkin yaptığı değişiklik ile kanun koyucunun, tüm dünyada gözlemlenen üniversitelerdeki potansiyelin açığa çıkarılması ve üniversite-sanayi işbirliğinin artırılması yönündeki eğilimi takip etmeyi amaçladığı anlaşılmaktadır.8 Bu eğilimin ortaya çıkmasının temel sebebi, Amerika’daki üniversitelerin sahip olduğu patent sayısının ve bunların ticarileştirilmesi oranının özellikle 1980 tarihinde kabul edilen Bayh-Dole yasa değişikliği ile kayda değer bir şekilde artmasıdır. Bu yasa değişikliği ile Amerika’da devlet kaynaklı mali destekler ile araştırmaları finanse edilen araştırma kurumlarının, araştırmalar sonucu ortaya çıkan buluşlar üzerinde hak sahibi olması ve bunları ticarileştirmesinin önü açılmıştır.9 Bu durum birçok Avrupa ülkesinin profesör imtiyazını terk ederek, üniversitelerde ortaya çıkan buluşlar üzerinde üniversitelere hak sahipliği imkânı veren Bayh-Dole benzeri yasaları kabul etmesine neden olmuştur.10 2000’li yılların başından itibaren Almanya, Avusturya, Danimarka, Norveç ve Finlandiya gibi ülkeler, profesör imtiyazından, patent hakkına üniversitelerin sahip olduğu bir sisteme geçmiştir.11

Almanya, 2002 yılında Çalışan Buluşları Yasasında yaptığı değişiklikle, öğretim elemanları tarafından eğitim ve araştırma faaliyetleri sonucunda geliştirilen buluşların hak sahibinin üniversite olduğunu kabul etmiştir. Mehaz kanun olan Alman Çalışan Buluşları Yasasındaki bu değişiklik 2017 yılında yürürlüğe giren SMK’ya da alınmıştır.12 “Yükseköğretim kurumlarında gerçekleştirilen buluşlar” başlıklı SMK m.121 uyarınca, yükseköğretim kurumlarında yapılan bilimsel çalışmalar veya araştırmalar sonucunda gerçekleştirilen buluşlar için, özel kanun hükümleri ve bu madde kapsamındaki düzenlemeler saklı kalmak kaydıyla, çalışanların buluşlarına ilişkin hükümler uygulanır. Bu çerçevede, yükseköğretim kurumlarında yapılan bilimsel çalışmalar veya araştırmalar sonucunda gerçekleşen buluşlar için çalışan buluşlarına paralel olarak, yükseköğretim kurumuna hak sahipliği imkânı verilmiş, bunun sağlanması için de buluşu gerçekleştirene buluşa ilişkin yükseköğretim kurumuna bildirim yapma yükümlülüğü düzenlenmiştir. Buluş üzerinde hak sahipliği talep etmesi halinde yükseköğretim kurumuna ise patent başvurusu yapma ve buluştan elde ettiği geliri buluş sahibi ile paylaşma yükümlülükleri getirilmiştir.

Çalışmada, SMK m.121 uyarınca, yükseköğretim kurumlarına hak sahipliği imkânı verilen “yükseköğretim kurumunda gerçekleştirilen buluşların kapsamı” incelenmiştir. Bu çerçevede, ilk olarak, SMK m.121 anlamında yükseköğretim kurumu kavramı üzerinde durulmuştur. Ardından yükseköğretim kurumlarında gerçekleştirilen buluşların kapsamı buluşu ortaya çıkaranlar ve buluşlar bakımından doktrindeki tartışmalar da göz önünde bulundurularak ayrı ayrı değerlendirilmiştir. Son olarak, yükseköğretim kurumlarında gerçekleştirilen buluşlar üzerindeki hak sahipliği konusu da incelenerek çalışma nihayete erdirilmiştir.

II. Yükseköğretim Kurumlarında Gerçekleştirilen Buluşların Kapsamı

Yükseköğretim kurumlarında gerçekleştirilen buluşlar başlığını taşıyan SMK m.121/1 uyarınca, “2547 sayılı Kanunun 3. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde tanımlanan yükseköğretim kurumları ile Millî Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığına bağlı yükseköğretim kurumlarında yapılan bilimsel çalışmalar veya araştırmalar sonucunda gerçekleştirilen buluşlar için, özel kanun hükümleri ve bu madde kapsamındaki düzenlemeler saklı kalmak kaydıyla, çalışanların buluşlarına ilişkin hükümler uygulanır”.

2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 3’üncü maddesinde yükseköğretim kurumları, üniversite ile yüksek teknoloji enstitüleri ve bunların bünyesinde yer alan fakülteler, enstitüler, yüksekokullar, konservatuvarlar, araştırma ve uygulama merkezleri ile bir üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsüne bağlı meslek yüksekokulları ile bir üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsüne bağlı olmaksızın ve kazanç amacına yönelik olmamak şartı ile vakıflar tarafından kurulan meslek yüksekokullarıdır. Yükseköğretim Kanununda tanımlanan yükseköğretim kurumlarına ek olarak, SMK m.121/1 ile Milli Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığına bağlı yükseköğretim kurumlarında geliştirilen buluşların da yükseköğretim kurumlarında gerçekleştirilen buluşların kapsamında yer alacağını düzenlemiştir. Bu çerçevede, SMK m.121’de geçen yükseköğretim kurumları kavramı 2547 sayılı Kanun m.3/1-c’de belirtilen yükseköğretim kurumları ile Milli Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığına bağlı yükseköğretim kurumlarını ifade eder. Buna göre, bir vakıf çatısı altında ya da devlet bünyesinde yükseköğretim hizmeti veren tüm kurum ve kuruluşlarda konuya ilişkin özel bir düzenleme bulunmadıkça bilimsel çalışmalar ve araştırmalar sonucunda ortaya çıkan buluşlar hakkında SMK m.121 uygulanacaktır.13 Burada sayılan kurumlar dışında kalan kurumlarda gerçekleştirilen buluşlar yükseköğretim kurumlarında gerçekleştirilen buluşlar olarak değerlendirilemez.

SMK m.121, “yükseköğretim kurumlarında yapılan bilimsel çalışmalar veya araştırmalar sonucunda gerçekleştirilen buluşlar” ifadesini kullanarak buluşu ortaya çıkaranlar bakımından sınırlı bir düzenleme getirmemiştir. Kanaatimizce, düzenlemenin kapsamının belirlenmesi için önemli olan buluşun kim tarafından geliştirildiği değil, yükseköğretim kurumunda ve bilimsel çalışmalar ve araştırmalar sonucu ortaya çıkarılmış olmasıdır.14 Bu nedenle, buluşun yükseköğretim kurumunda gerçekleştirilen buluş olarak nitelendirilebilmesi için, buluşçunun öğretim üyesi, öğrenci, stajyer, teknik personel gibi unvanlara sahip olup olmaması önemsizdir.15

Bununla birlikte, Çalışan Buluşlarına, Yükseköğretim Kurumlarında Gerçekleştirilen Buluşlara ve Kamu Destekli Projelerde Ortaya Çıkan Buluşlara Dair Yönetmelik (Yönetmelik) m.28/2 ile öğretim elemanları ile stajyer ve öğrencilerin dışında kalan yükseköğretim kurumu çalışanları tarafından gerçekleştirilen buluşların SMK m.121 anlamında yükseköğretim kurumunda gerçekleştirilen buluş kapsamında yer almayacağını düzenlemiştir. Buna göre, Yönetmelik m.28/2 ile memur, işçi, idari ve teknik personel tarafından geliştirilen buluşlar hakkında çalışan buluşlarına ilişkin genel hüküm niteliğinde olan SMK m.113 ve devamındaki hükümler uygulanacaktır.

Görüldüğü üzere, Yönetmelik ile SMK m.121/1’e aykırı olarak yükseköğretim kurumları buluşlarının kapsamı daraltılmaktadır. Zira SMK m.121’in uygulanması için önemli olan buluşun yükseköğretim kurumunda ve bilimsel çalışmalar ve araştırmalar sonucu ortaya çıkmış olmasıdır. Bir uzmanın veya bir teknik personelinde bilimsel çalışmalar ve araştırmalar sonucu bir buluş ortaya çıkarması ihtimal dâhilindedir. Bu nedenle, yükseköğretim kurumlarında gerçekleşen buluşların kapsamını SMK m.121/1’e aykırı bir şekilde daraltan Yönetmelik m.28/2 hükmü uygulanabilir nitelikte değildir.16

Bununla birlikte, SMK m.121’in konusunu özellikle öğretim elemanları tarafından geliştirilen buluşlar oluşturmaktadır.17 Zira buluş üzerindeki hak sahipliğine yönelik uyuşmazlıklar, uygulamada esasen yükseköğretim kurumu ile hizmet ilişkisi içinde olan öğretim elemanlarının gerçekleştirdiği buluşlar bakımından yaşanmaktadır.18 Yükseköğretim Kanunu m.3/l uyarınca öğretim elemanları yükseköğretim kurumlarında görevli, öğretim üyeleri, öğretim görevlileri ve araştırma görevlileridir.