Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Ailenin Korunmasına Dair Kanunda Belirtilmeyen Tedbirlere Hükmedilmesi ve Danışmanlık Tedbirinin Uygulanması

Mustafa Akın

4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanunun 1. maddesinde 5636 sayılı Kanunun 1. maddesi ile yapılan değişiklik 04.05.2007 günü itibariyle yürürlüğe girmiştir. Yapılan bu değişiklikle sadece kusurlu eş değil aynı zamanda aile bireyi hakkında da, aile hâkiminin uygulayabileceği örnek tedbirler a, b, c, ç, d, e ve f bendlerinde tek tek açıklanmıştır. Kanunkoyucu, aile hâkimine aile içi şiddetin önlenmesi konusunda sınırlı sayı (numerus clausus) kuralına bağlı kalınmaksızın geniş yetki tanımıştır. 4320 sayılı Kanunun gerçek amacına hizmet edebilmesi ve daha işlevsel hale gelebilmesi kanunda örnek olarak belirtilmiş bulunan tedbirler dışında başkaca tedbirlerin de uygulanmasını gerektirmektedir. Kanunda aile hâkimine tanınan bu geniş tedbir yetkisinin kullanılmasının hâkime tanınan bir güç olduğu söylenebilir. Ne var ki bu gücün çok açık olmayan ve yargısal olarak denetlenemeyen nitelikte olması nedeniyle kullanımının tehlike arz edebileceği de kabul edilmelidir. Bununla birlikte kanunda belirtilmeyen farklı tedbirlere hükmedilmesinde zorunluluk da mevcuttur. Kanunda belirtilmeyen ve fakat aile içi şiddetin durdurulması, en önemlisi azaltılabilmesi için hükmedilmesi mümkün olan tedbirlerden birisi de kanımızca danışmanlık tedbiridir.

4320 sayılı Kanun, Aile İçi Şiddet, Tedbir, Danışmanlık, İnfaz, Eş, Aile Bireyi.

I- Ailenin Korunmasına Dair Kanunda Belirtilen Tedbir Şekilleri

4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun un ilk maddesinde, 04.05.2007 tarihinde yürürlüğe giren 5636 sayılı Kanunun 1’inci maddesi ile yapılan değişiklikle aile hâkiminin, kusurlu eş veya diğer aile bireyi hakkında uygulayabileceği örnek tedbirler a, b, c, ç, d, e ve f bendlerinde tek tek sayılarak açıklanmıştır. Yapılan değişiklik sonucunda;

Kusurlu eşin veya diğer aile bireyinin;

şeklinde tedbir kararlarının alınabileceği belirtilmiştir. Yeni düzenleme bu haliyle eski düzenlemeye göre farklılıklar içermekle birlikte bu farklılıkların irdelenmesi yazımızın asıl konusu olmadığından bu husus ele alınmayacaktır.