Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Diğer Sakatlık Halleriyle Karşılaştırmalı Olarak Anonim Şirket Genel Kurul Kararlarının Kesin Hükümsüzlüğü

Absolute Nullity of General Assembly Resolution in Joint-stock Companies Comparingly Other Types of Invalidity

Gökçe KARAMAN ÇANKAYA

Hem Türk Ticaret Kanunu’nda hem de Türk Borçlar Kanunu’nda yer bulan kesin hükümsüzlük yaptırımı her hukuki işlemde olduğu gibi genel kurul kararlarının geçerliliği üzerinde de tehdit oluşturmaktadır. Bir genel kurul kararının kesin hükümsüzlük teşkil edebilmesi için söz konusu yaptırım hukuk güvenliğini zedelememesi ve hukukun temel değerlerini zedeleyen ciddi bir ihlalin mevcut olması gerekmektedir. Bu bakımdan hükümsüz bir genel kurul kararı, ilgili mevzuatta açıkça zikredilen durumları veya genel butlan sebeplerini taşıyabilir. Kesin hükümsüzlük yaptırımı genel kurul kararlarının karşılaşabileceği diğer sakatlık halleriyle önemli ölçüde benzerlik taşıyabileceği için dikkatle incelenmelidir.

Anonim Şirket, Genel Kurul Kararları, Sakatlık Türleri, Butlan, Askıda Hükümsüzlük.

As in every legal transaction, the nullity sanction which is included in both the Turkish Commercial Code and the Turkish Code of Obligations, present a threat to the validity of the general assembly resolutions. In order for a general assembly resolution to be invalid, the sanction in subject must not harm the legal security and there must be a serious violation that damages the fundamental values of the law. In this respect, an invalid general assembly decision may carry the situations clearly mentioned in the relevant legislation or the general nullity reasons. Since the nullity sanction may be similar to other invalidity types that the general assembly decisions may encounter, it should be examined carefully.

Joint-Stock Company, General Assembly Resolutions, Types of Invalidity Absolute Nullity, Provisional Ineffectiveness.

GİRİŞ

Türk Ticaret Kanunu’nun 408. ve 329. maddeleri uyarınca şirkete karşı yalnızca taahhüt etmiş oldukları sermayeyle sorumlu olan anonim şirket hissedarlarının veya temsilcilerinin katılımıyla oluşan genel kurul; kanunda ve esas sözleşmede düzenlenmiş hususlarda karar almaya ehil yasal bir organdır.1 Toplantıda bulunmayan ve hatta olumsuz oy veren pay sahipleri nezdinde de geçerli olan (TTK m.423), şirketin iç ilişkisinde doğrudan bir etkiye sahip olan genel kurul kararları aynı zamanda hukuki işlem niteliğine sahiptir.2 Bu nitelik; meydana gelişi, geçerlilik şartları ve sonuçları bakımından genel kurul kararlarını anonim ortaklığa ilişkin özel düzenlemelere ve Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenen sakatlıklara ve yaptırımlarına tâbi kılar.3 Yokluk, iptal edilebilirlik, butlan (kesin hükümsüzlük) ve askıda hükümsüzlük genel kurul kararlarının sakatlık halleridir.

Butlan bir diğer ifadeyle kesin hükümsüzlük kavramı hem Türk Borçlar Kanunu’nda hem de ilk kez 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiş bir yaptırım çeşididir. Butlanına hükmedilmiş bir karar kurucu unsurları içermekle birlikte, geçerlilik unsurları açısından kamu düzenini ilgilendirecek ölçüde önemli olanların eksikliğinden ötürü hukuken geçersizdir.4 Dolayısıyla kesin hükümsüzlükte kararın baştan itibaren hiçbir etkisi ve hükmü yoktur; geçersiz genel kurul kararı ölü doğmuştur.5 Karar geçmişe etkili olarak hükümsüzdür daha sonradan geçerlilik kazandırılması mümkün değildir.

TTK’nın gerekçesinde yer bulduğu üzere tüm butlan hallerinin ve sebeplerinin kanunda öngörülmesi mümkün değildir. Fakat kanunun mantığı butlana ilişkin olarak konu ve şekil bakımından olmak üzere iki ayrı çerçeve çizmiştir.6 Buna göre tüm butlan hallerinin kanunda gösterilmesi mümkün olmayacağı gibi kanunda öngörülen hususlar da sınırlayıcı bir nitelik taşımamalıdır. Yine de bu sınırlamanın olmaması butlanın serbestçe genişletilebileceği anlamına gelmemektedir keza bu noktada devreye; özel sebepler dolayısıyla iptal etmenin yeterli ve tatmin edici bir yaptırım oluşturmadığı hallerde hukukun genel hüküm ve ilkelerine göre butlana karar verilmesi anlamını taşıyan butlanın ikincilliği ilkesi devreye girmektedir.7 Dolayısıyla hukuk güvenliği dikkate alınarak hukukun temel değerlerini ağır şekilde yok sayıldığı haller haricinde butlana başvurmak yerine iptal edilebilirlik hükmünün uygulanması tercih edilmelidir.’8

Bir kararın butlanını güncel hukuki yararı olan herkes süre kısıtlamasına tâbi olmaksızın ileri sürebilecektir. Bu durumda, geçersiz bir genel kurul kararına karşı da her zaman geçersizliğin tespiti davası açılabilir. Bu duruma istisna teşkil edebilecek bir örnek vermemiz gerekir ise de; Şirket dahil hiç kimsenin zararının doğmasıyla sonuçlanmayan fakat kesin hükümsüzlük teşkil eden bir kararın uzun yıllar süren suskunluktan sonra butlanının dava edilmesi TMK m.2 uyarınca hakkın kötüye kullanılması teşkil edeceğinden reddedilmiştir.9 Genel kurul kararlarının geçersizliği hâkim tarafından re’sen dikkate alınır. Karara ilişkin kurulacak hüküm inşaî değil açıklayıcıdır, kesin hükümsüzlüğün ileri sürülmesi bir def’i değil itirazdır.10 Daha ayrıntılı bir şekilde ifade edecek olursak, bu “hakkın doğmadığı” itirazıdır.11

1. KANUNDA SAYILAN BUTLAN SEBEPLERİ

E.TTK döneminde genel kurul kararlarına ilişkin butlan yaptırımı düzenlenmemiş olup kararın hukuki işlem niteliğinden ötürü butlanının genel hükümlere başvurularak ileri sürülebileceği kabul edilmekteydi. 6102 sayılı TTK’nın 447. maddesi butlan hallerinden üç tanesini özel olarak düzenlemiş olmakla birlikte madde lafzı bu bentleri “Genel kurulun, özellikle; ... kararları batıldır.” demek suretiyle sıraladığı için bunun sınırlayıcı bir nitelik teşkil etmediğini (numerus clausus olmadığını), genel kayıtlar içeren bir hüküm olduğunu söylememiz gerekir; fakat bu sözcük bize aynı zamanda konuya kanun koyucu tarafından sakınarak ve ihtiyatla yaklaştığını ortaya koymaktadır.12 Belirtmek gerekir ki genel kurul kararlarında olduğu gibi vazgeçilemez nitelikteki hakları sınırlayan, anonim şirketin temel yapısını bozan, sermayenin korunmasına hakkındaki emredici hükümlere aykırı şirket esas sözleşmesi maddeleri de butlana tâbidir.13

TTK m.452, anonim şirketin temel yapısı ve pay sahibinin yararı için düzenlenmiş olan müktesep ve vazgeçilmez haklar genel kurulun esas sözleşmeyle serbestçe düzenleme alanının dışında tutulmuştur.14 Müktesep hakkın sınırlandırılması, değiştirilmesi veya ortadan kaldırılması için her pay sahibinin açık onayı gerekmektedir. Hâlbuki vazgeçilemez haklar müktesep haklardan daha güçlü bir hak kategorisi oluştururlar. Kanunca korunan bu hakların sınırlandırılması veya kaldırılması pay sahibinin rızasıyla dahi gerçekleşemez, vazgeçilemez haklar pay sahibinin elinden hiçbir şekilde alınamaz.

İlk olarak hükmün lafzı incelendiğinde “genel kurula katılma, asgari oy ve dava hakları”nın aynı bendin diğer yarısında değinilen “kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklar”dan ayrı değerlendirildiği görülmektedir ve vazgeçilemez hak yaratmanın kanun dışında bir yolu varmış gibi anlaşılmaktadır; hâlbuki genel kurula katılma, asgari oy ve dava hakları zaten vazgeçilemez nitelikteki haklardır.15 Mehaz İsviçre Borçlar Kanunu’nun genel kurul kararlarının hükümsüzlüğü düzenleyen 706b/1 maddesine göre de genel kurula katılma, asgari oy ve dava hakları; “kanunun emredici hükümleriyle korunan diğer haklar”la aynı kategoride değerlendirilmiştir.16

TTK madde 447/a maddesindeki ifadeleri tek tek inceleyecek olursak pay sahibinin vazgeçilemez haklarından olan genel kurula katılma hakkı ilk olarak karşımıza çıkacaktır. Kanun’un 407. maddesinde düzenlendiği üzere; istisnalar saklı tutulmak kaydıyla “pay sahipleri şirket işlerine ilişkin haklarını genel kurulda kullanırlar”. O halde genel kurula katılımı ortadan kaldıracak veya sınırlandıracak kararlarının üzerinde önemle durulması gerekmektedir.

Hissedarların genel kurula katılabilmeleri için gözetilmesi gereken ilk husus genel kurula çağrı şeklini düzenleyen TTK’nın 414. hükmüdür. Buna göre kanun, “çağrının ilan ve toplantı günleri hariç olmak üzere, toplantı tarihinden en az 2 hafta önce yapılması gerektiğini” öngörmüştür. Dolayısıyla çağrının toplantı tarihinden 1 hafta önce yapılacağına ilişkin alınacak olan bir genel kurul kararı kesin hükümsüzlük teşkil edecektir.17 Çünkü böyle bir kararla çağrı süresini kısaltmak şüphesiz ki pay sahiplerini genel kurula katılımını sınırlandıracak niteliktedir. Fakat 2 haftalık süreyi bertaraf eden bir kesin hükümsüz bir genel kurul kararı olmaksızın kanunda öngörülen 2 haftalık çağrı süresine rağmen toplantıdan 1 hafta önce çağrı yapılarak toplanan genel kurulda alınan kararlar TTK m.446’daki diğer şartları sağlamak kaydıyla iptali kabil kararlardır.18 Bununla beraber kurucu öğelerinin eksikliği sebebiyle kararın hiç oluşmamış sayıldığı yokluk müeyyidesi ise çağrının hiç yapılmamış olması veya hiç çağrı yapılmamasına denk bir hukuka aykırılığın bulunması durumunda karşımıza çıkar.19

TTK’nın 425. maddesi de genel kurula katılımla ilgili doğrudan düzenlemelerin olduğu bir hükümdür. Buna göre pay sahibi, payından ileri gelen haklarını kullanmak için, genel kurula kendisi katılabileceği gibi temsilci de yollayabilir. Dolayısıyla bu hakkını kısıtlar nitelikte temsilcinin katılımını yasaklayan bir genel kurul kararı veya esas sözleşme hükmü butlan teşkil eder.20

Pay sahibinin asgari oy hakkıyla ilgili olarak TTK 434. hükmünün doğrudan bir düzenlemesi bulunmaktadır. Buna göre, “her pay sahibi sadece bir paya sahip olsa da en az bir oy hakkını haizdir” denilerek asgari oy hakkının vazgeçilemez niteliği vurgulanmıştır. Kanunda, “birden fazla paya sahip olanların oy sayısının esas sözleşmeyle sınırlandırılabileceği” açıkça yer almaktadır. Fakat burada değinilmek istenen oysuz pay sahibinin olmayacağı ilkesidir.21

Aynı bentte vazgeçilemez haklar arasında bahsi geçen bir diğer unsur ise dava hakkıdır. Örnek teşkil etmesi amacıyla aşağıda bir kısmı sayılacak olan dava haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran genel kurul kararları kesin hükümsüzlük yaptırımına tâbi olacaktır.22 TTK m.191 denkleştirme akçesini belirlenmesi davası; TTK m.192 birleşmenin, bölünmenin ve tür değiştirme kararlarının iptali davası; TTK m.202/f.2 topluluk hükümlerinde hakimiyetin kötüye kullanılması sebebiyle açılacak tazminat veya payların satın alınmasını istem davası; TTK m.353 şirketin kuruluşta feshi davası; TTK m.399/f.4 denetçinin görevden alınması ve yenisinin atanması davası; TTK m.445 genel kurul kararlarına karşı iptal davası, TTK m.447 vd. butlanın ve yokluğun tespiti davası; TTK m.549 vd. sorumluluk davası; TTK m.460/f.5 kayıtlı sermaye sistemine göre yönetim kurulunun aldığı kararlar aleyhine iptal davası vb.