Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Anayasa Mahkemesi Bireysel Başvuru Kararları Ekseninde Mülkiyet Hakkı

The Right to Property in Accordance with the Individual Application Decisions of Turkish Constitutional Court

Cansu DAĞ BEREKET

“Mülkiyet hakkı”, Anayasa’da düzenlenmiş olmasının yanı sıra, Türkiye’nin taraf olduğu İHAS’a Ek Protokol 1’de yer alması bakımından ortak alan sınırları içerisinde kalmakta ve bu hakkın ihlaline ilişkin çok sayıda bireysel başvuru 2012 yılından itibaren Anayasa Mahkemesi önüne gelmektedir. Bu çalışma kapsamında öncelikle, İHAS düzenlemeleri yoğunlukta olmak üzere uluslararası alanda ve ulusal alanda mülkiyet hakkına ilişkin düzenlemelere ve bu hak ile ilgili sınırlamalara değinilecektir. Çalışmanın ikinci ana başlığında ise Anayasa Mahkemesi’nin mülkiyet hakkının ihlali iddiasıyla kendisine yapılan bireysel başvurular üzerine vermiş olduğu kimi kararlara, kabul edilebilirlik incelemesi ve esas yönünden inceleme temel ayrımlarında göz atılacak; böylelikle bireysel başvuru bağlamında Anayasa Mahkemesi’nin mülkiyet hakkını ele alış biçimi değerlendirilmeye gayret edilecektir.

Anayasa Mahkemesi, İHAM, Bireysel Başvuru, Mülkiyet Hakkı, Vergilendirme.

“The right to property” stays in the common area boundaries since it has been regulated not only in the Turkish Constitution, but also in the ECHR Additional Protocol 1 which Turkey is a contracting party. By this means a wide range of individual applications for breach claim of this right had been resorted to the jurisdiction of Turkish Constitutional Court since 2012. Within the scope of this study, first of all, international and national regulations (especially the ECHR regulations) regarding the right to property and the limitations of this right will be mentioned. In the second part of the study, some of the decisions given by the Constitutional Court on the individual applications made with the claim of violation of the right to property will be taken into consideration in the basic distinctions of admissibility examination and examination in terms of merits. Thus, in the context of individual application, the way the Constitutional Court handles the right to property will be evaluated.

Turkish Constitutional Court, ECHR, Individual Application, The Right to Property, Taxation.

GİRİŞ

Almanya ve Avusturya başta olmak üzere pek çok Avrupa ülkesinde uygulanan, İspanya ve Latin Amerika ülkelerinin büyük bölümünde “ampora başvurusu” adıyla nitelendirilen, Türkiye’de “anayasa şikayeti” olarak da bilinen bireysel başvuru yolu, temel hak ve özgürlüklere ilişkin ihlallerin olağan kanun yollarıyla ortadan kaldırılamadığı ya da etkili bir çarenin bulunmadığı durumlar için öngörülen ikincil ve olağanüstü nitelikte hukuki bir çaredir.1

Türkiye, bireysel başvuru yoluyla 07.05.2010 tarih ve 5982 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun2 ile Anayasa’nın 148. maddesine eklenen fıkralar vasıtasıyla tanışmıştır. Bu yeni kurumla hedeflenen amaç, insan hakları ihlallerine ilişkin başvuruların Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından incelenerek iç hukuk yollarında çözüme bağlanması neticesinde İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi (İHAM ya da AİHM)’ne yapılacak başvuruların azaltılmasıdır.3 Nitekim AYM’ye yapılan bir bireysel başvurunun esasının incelenebilmesi, ihlal edildiği iddia edilen hakkın İHAS’ın ve Türkiye’nin taraf olduğu ek protokollerin kapsamına girmesine bağlı olup; Anayasa ve İHAS’ın ortak koruma alanı dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilemeyecektir.4 Bunun yanı sıra bireysel başvuru yolu, temel hak ve özgürlüklerin esasen kamu gücü tarafından ihlalleri bakımından öngörülmüş olup, kamu gücü-birey ilişkilerine yönelik “dikey etki” sağlamayı hedeflemektedir.5

Çalışmanın konusunu oluşturan “mülkiyet hakkı”, bahsettiğimiz ortak alan sınırları içerisinde kalmakta olup bu hakkın ihlaline ilişkin başvuruların 2012 yılından itibaren AYM nezdine taşınması mümkündür. Çalışmamızda ilk olarak mülkiyet hakkı kavramı, ulusal ve uluslararası düzenlemeler ile kararlar bağlamında ele alınacak olup ardından AYM’nin mülkiyet hakkı ile ilgili vermiş olduğu bireysel başvuru kararları değerlendirilecektir.

I. MÜLKİYET HAKKI KAVRAMI

İnsanoğlu için varoluştan bu yana çok büyük öneme sahip olan mülkiyetin korunması ihtiyacı, mülkiyet hakkı kavramını doğurmuş; bu bağlamda mülkiyet hakkı da insan hakları hukukunun ilk ortaya çıktığı zamanlardan bu yana taşıdığı önemi koruyarak yaşama hakkı ve kişi hürriyetine ilişkin haklarla birlikte insan hakları mücadelelerine renk veren haklar arasında kendine yer bulmuştur.6 Ekonomik haklar grubuna dahil olan mülkiyet hakkı, tarihte burjuva devrimleriyle getirilen ilk haklar demeti içinde yer almış; bu hak burjuvazinin ve kapitalizmin yükselişe geçtiği dönemlerden itibaren anayasalarda çeşitli güvencelere bağlanmıştır.7 Mülkiyet hakkının korunması için sağlanan güvenceler ve mülkiyet hakkının kullanımına getirilen sınırlamalar, günümüzde de gerek uluslararası alanda gerekse Türk hukukunda ciddiyetle ele alınan hususlardandır.

Ulusalüstü insan hakları hukuku bağlamında mülkiyet hakkı İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi (İHEB)’nde,8 İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi (İHAS)’nde,9 Amerikan İnsan Hakları Sözleşmesi (Ame.İHS)’nde10 ve Afrika İnsan ve Halkların Hakları Şartı (AİHHŞ)’nda11 düzenlenmektedir.12 Sayılanlar haricinde ise genel insan hakları sözleşmeleri mülkiyet hakkına yer vermemiştir.13

Yukarıda sayılanlar arasında mülkiyet hakkına ilk yer veren metin İHEB’dir. Bildirinin 17. maddesinde mülkiyet hakkı oldukça sade bir şekilde düzenlenerek tanınmıştır. Düzenlemeye göre;