Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Otonom Taşıtlara Karşı Meşru Müdafaa?

Notwehr gegen autonome Fahrzeuge?

Wolfgang MITSCH, Erkam YILMAZ

Trafikte diğer taşıt veya insanlarla çarpışan otonom otomobiller hakkında kapsamlı tartışmalar ve çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmalar esas itibariyle otonom taşıtlardan kaynaklanan ihlallerin meşruiyetine ilişkindir. Ancak bu ihlallere karşı, otonom taşıtlara zarar veren ve bu taşıtın içindeki yolcuların yaralanmasına veya ölmesine sebep olan şiddet fiilleri henüz uzmanların dikkatini çekmiş değildir. Çalışmamız bu konuya ayrılmıştır.

I. Giriş

“Kendi kendine giden” (“otonom”) taşıtların gelişmesi, son yıllarda sonu öngörülemeyen bir hukuki yayın seline sebep olmuştur. Ancak bu sadece bir başlangıçtır. Zira özellikle tartışmaya konu olan teknik meselelerin birçoğu henüz gerçek manada var olmadığından, muhtemelen önümüzdeki on yıllar içerisinde sosyal gerçekliğimizi sarsacaktır. Ancak geleceğe yönelik öngörülü (antizipierend) bir bakış için yeterli sebep ve bu itibarla hukuki akıl yürütmeler için de yeterli materyal bulunmaktadır. En nihayetinde, bugün için bilim kurgu addedilen bazı düşünceler ileride sokakta karşımıza çıktığında kanun koyucu buna hazırlıksız yakalanmamalıdır.1 Ceza hukuku bilimi de bu fütürist meseleyle temas noktalarını keşfetmiştir. Bazı insanların ölmemesi için diğer bazı insanların ölmesinin zorunlu olduğu bir trafik kazasına karışan taşıtlar hakkındaki ders kitabı olayları, ilgili ihtisas dergilerinde son derece geniş yer kaplamaktadır. Çalışmamız bu konuya bir katkı yapma amacını gütmektedir. Fakat bu katkı farklı bir bakış açısından konuyu aydınlatmak suretiyle gerçekleştirilecektir. Bir taşıtın trafik kazasına karıştığı olaylarda şu ana dek münhasıran üretici, yazılım geliştirici, otomobil satıcısı veya otomobili kullanan kişi olarak dahli olan aktörler odak noktası olmuş iken, bu çalışmada hukuki mesele, (potansiyel) mağdurun bakış açısından mütalaa edilecektir. Bu kişiler (mağdurlar) yaklaşmakta olan taşıttan dolayı tehlike altındadır. Tehlike altında bulunan kişilerden en azından biri, bilgisayar programı bu insanın kaderine boyun eğmesi gerektiği yönünde tasarlanmış olduğu için, yaralanacak ve hatta ölecektir. 18 Mart 2018’de Arizona’da vuku bulan elim kaza bu olayın yalnızca ders kitaplarının konusu olmadığını göstermiştir. Bu olayda, bisikletini iterek götürmekte olan bir yaya, 2 tonluk SUV bir aracın üzerinden geçmesi dolayısıyla hayatını kaybetmiştir. Anlaşılacağı üzere bunun gibi tehlike durumlarında, tehlikeyi ve özellikle yaralanmayı engellemek için karşı tedbirlere başvurulup başvurulamayacağı sorusu gündeme gelmektedir. Bu durum taşıtın kendisi ve bazen de taşıtın içindeki kişiler üzerinde açıkça cürmi bir etki yarattığı için, hukuka uygunluk sebeplerinden meşru müdafaa bu meselede ön plana çıkmaktadır. Aşağıdaki açıklamalar bu meseleye farazi bir olay ekseninde (bkz. aşağıda II) odaklanacaktır. Konu olarak, otonom taşıtların yanı sıra giderek insana benzer şekil, fiil ve ifade biçimine kavuşan ve bu açıdan gelecekte sosyal hayata iştirak edecek olan akıllı robotlar da elbette dikkate alınabilir.2 Dronelar da bunlara eklenebilir. Ancak basitleştirmek adına tartışmalar münhasıran otonom taşıtlar çerçevesinde yapılacaktır. Bir insan tarafından kontrol edilmeyip, sahip olduğu yapay zeka tarafından hareketinin hız ve yönü otomatik olarak tayin edilen bir taşıtla karşılaşmak şeklinde tezahür eden bu müstesna ve yeni durum, meşru müdafaa hakkı bakımından da yeni müşküller meydana getirmektedir. Bu durum meşru müdafaanın neredeyse tüm unsurlarını (örneğin meşru müdafaa durumu ve meşru müdafaa fiili) ilgilendirmektedir. Bilindiği üzere meşru müdafaa durumu aktüel (halihazır) ve hukuka aykırı bir saldırıyı (bkz. aşağıda III); meşru müdafaa fiili ise meşru müdafaa bilinciyle (sübjektif hukuka uygunluk unsuru) ika edilen ve gerekli olan savunmayı (bkz. aşağıda IV) ifade etmektedir.3

II. Olay

Onotom bir otomobil ana caddede seyretmekte ve bu esnada yol üzerinde bir adam baygın halde yatmaktadır. Yerdeki adamı ezmemek için otomobilin sağa veya sola manevra yapmaktan başka bir seçeneği yoktur. Fakat söz konusu manevralardan birisi gerçekleştirildiğinde, sağdaki veya soldaki yayaların ölümü kaçınılmaz olacaktır. Yerde yatmakta olan baygın kişinin bulunduğu yerin hemen gerisinden bir kamyon ana caddeye katılır. Kamyon sürücüsü, otonom otomobilin yerdeki baygın kişiye doğru yaklaşmak olduğunu görür ve gaza basarak otomobile çarpar.4 Bu çarpma neticesinde otomobil ağır zarar görür, otomobil içindeki yolcular yaralanır veya ölür. Yerdeki baygın kişi ve solda ve sağda bulunan yayalar zarar görmez. Fakat belirtmek gerekir ki kamyon sürücüsü otonom otomobili durdurmasaydı yerdeki baygın kişi hayatını kaybetmiş olacaktı.

III. Meşru Müdafaaya Konu Saldırı

Bildiğim kadarıyla, unutulmaz ceza hukuku bilgini Günter Spendel -Leipziger Kommentar Al.CK §32’nin şerhinde- hayvan saldırılarının da meşru müdafaaya konu olabileceğini savunan Almanya’daki son ceza hukukçusuydu.5 Leipziger Kommentar §32’nin mevcut halinde6 ise saldırı, tüm ceza hukuku öğretisinde olduğu gibi, kişinin korunan hukuki değerine yönelik insan davranışına dayalı bir tehdit olarak tanımlanmaktadır.7 Saf (hayvanın kendine kendine gerçekleştirdiği) hayvan saldırılarının meşru müdafaa ile olan alakası diğer nötr tehlike kaynaklarının hukuki değeri tehlikeye sokması kadar azdır.8 Nükleer Hukuku ve Emisyon Kontrol Hukuku anlamında “tesisler”, ki motorlu taşıtlar da bunlara dahildir, hayvanlar ne kadar saldırgan sayılabilir ise ancak o kadar saldırgan addedilebilir.9 Saldırgan daima bir insandır. Saldırı ise insanın icrai veya -harekete geçme yükümlülüğü söz konusu- ise ihmali bir hareketi olabilir.10 Elbette, saldırı kavramı saldırgan bir kişi tarafından tehlikeli vasıtaların kullanılmasını da ihtiva eder, ki böylece hayvanlar, taşıtlar veya diğer şeyler meşru müdafaa kapsamında bir saldırının içinde yer alabilir.11 Söz gelimi bir sürücü, arabasını bir yayanın üzerine doğru sürerse Al.CK §32 uyarınca bir saldırı gerçekleştirmiş olur.12 Otonom bir taşıtın seyri bakımından ise, saldırının insandan kaynaklanma şartı eksik gözükmektedir.13 Gerçekten de otonom taşıtta bir yerden bir yere (pasif olarak) naklolan insanlar bulunmaktadır. Her halükârda, beşinci seviye otonom sürüş versiyonlarında artık mutat anlamda bir sürücü dahi bulunmayacaktır.14 Seyir esnasında sürücüsü tarafından kontrolü devralınabilen bir araç (bkz. Alman Karayolları Trafik Kanunu §1a/fıkra 2/cümle 1/bent 3) baz alınmış olsa bile,15 her halükarda çarpışma durumunda aktif bir insan kontrolünden söz edilemez. En fazla arabanın hareketini durdurmaya yönelik teknik imkanın kullanılmaması bir bağlantı noktası (Anknüpfungspunkt) ve dolayısıyla ihmali bir saldırı teşkil edebilir. Bu saldırı şekli problemsiz olmadığı ve her durumda harekete geçme yönünde hukuki bir yükümlülük gerektirdiği için, olayda saldırıya dayanak teşkil eden icrai bir insan davranışının bulunup bulunmadığı dikkate alınmalıdır. Tam manasıyla otonom olan bir arabanın dahi kendi kendine çalışmadığı, bir insan tarafından çalıştırılması gerektiğinden hareket edildiğinde, çalışma düğmesine basma hareketinin arabanın gelecekteki seyrinin dayandığı bir insan aktivitesi olduğu görülür.16 Bir binada zaman ayarlı mekanizma dolayısıyla belli bir vakitte ışıklar yanıyor veya kahve makinesi her sabah aynı saatte çalışmaya başlıyorsa, bunların temelinde, yokluğu halinde otomatikliğin de söz konusu olmayacağı icrai bir insan davranışı yatar. Tıpkı sahibi tarafından tasması bırakılan veya hatta bir başkasına saldırtılan köpek gibi otonom taşıt da insana ait bir saldırı vasıtası teşkil eder.