Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Sigortacılıkta Tahkim

Arbitration in Insurance

Gizem SARIBAŞ

Sigorta uyuşmazlıklarının çözümü noktasında yeni bir düzenlemeye ihtiyaç duyulmuş ve yabancı ülkelerde uygulanan ombudsmanlık sistemine oldukça benzer nitelikte olan sigortacılıkta tahkim usulü ilk defa 2007 yılında 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesi ile düzenlenmiştir. Çalışmada sigortacılıkta tahkime başvuru koşulu, başvuru usulü ve yargılama usulü ayrıntılı bir şekilde incelenerek, uygulamada yaşanan sorunlar güncel yargı kararları ışığında değerlendirilmiştir.

Sigorta Tahkim Başvurusu, Sigorta Tahkim Komisyonu, Ombudsmanlık, Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yöntemleri.

As a new regulation was needed at the point of settlement of insurance disputes and the arbitration procedure in insurance was regulated with the article 30 of the Insurance Act no 5684 in the year 2007 for the first time with qualifications quite similar to the ombudsman. In our study, the application to arbitration condition in insurance sector, application procedure and trial procedure are reviewed in detail and the problems encountered in practice are assessed within the light of current judicial decisions.

Application for Insurance Arbitration, Insurance Arbitration Commission, Ombudsman, Alternative Dispute Resolution Methods.

I. Giriş

Mahkemelerin iş yükü, yargılama süresi, yargılamanın masraflı oluşu ve hâkimlerin her konuda uzmanlaşmalarının mümkün olmaması gibi nedenler alternatif çözüm yollarını beraberinde getirmiştir. Alternatif çözüm yöntemlerinden biri olan “tahkim” iç hukukumuzda düzenleme bulmasına karşın, sigorta uyuşmazlıklarının çözümü noktasında yeni bir düzenlemeye ihtiyaç duyulmuş ve yabancı ülkelerde uygulanan ombudsmanlık sistemine oldukça benzer nitelikte olan sigortacılıkta tahkim usulü ilk defa, 2007 yılında 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun1 30’uncu maddesiyle düzenleme bulmuştur. Yine aynı yıl “Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik”2 yürürlüğe konularak, tahkim sistemine dair hususlar düzenlenmiştir. 2007 yılında Sigortacılık Kanununda yapılan değişiklik uyarınca Sigorta Tahkim Komisyonu kurulmuştur.

Sigortacılıkta tahkim hızlı, basit, az maliyetli ve pratik olsa dahi uygulamada bir takım problemlerin yaşandığı görülmektedir. Özellikle; itiraz üzerine verilen hakem kararlarına karşı başvurulacak kanun yoluna dair karışıklık mevcuttur. Zira; Kanunda “temyiz yolu açıktır” ibaresi yer almasına karşın, 2016 yılından sonra bölge adliye mahkemeleri görev yapmaya başlamıştır. Bu nedenle, kırk bin Türk Lirası’nın üzerindeki itiraz hakem heyeti uyuşmazlıklarına karşı hangi kanun yoluna gidilmesi gerektiği problemi ortaya çıkmıştır. Yargıtay’ın iki yetkili dairesi arasında görüş farklılığı oluşmuş ve bu durum uygulamada karışıklığa yol açmıştır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun Haziran 2020 tarihinde imza attığı karar, uygulama açısından fikir ve içtihat aykırılıklarını gidermiş olmakla birlikte; sigortacılıkta tahkimin amacı düşünüldüğünde de içtihadı birleştirme kararının büyük önem taşıdığı görülmektedir.

Çalışma iki kısımdan oluşmakta olup; ilk kısımda, tahkim kavramı ve Türk hukukundaki gelişimi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda3 (HMK) düzenlenen tahkim ile sigortacılıkta tahkimin temel farkları incelenmiştir. Akabinde, sigortacılıkta tahkime başvuru ve yargılama usulü üzerinde durulmuştur. Bu noktada, sırasıyla başvuru koşulları, başvurunun nasıl yapılması gerektiği, başvuru akabinde raportörler tarafından yapılan ön inceleme, ön inceleme sonrasında hakem veya hakem heyetine dosyanın verilmesi ve yargılama sürecinin nasıl işlediği ele alınmıştır.

Çalışmanın ikinci kısımda ise, hakem kararının niteliği ve icrası incelenmiştir. Akabinde kanun yolları iki ana başlık olarak “itiraz” ve “istinaf ve temyiz çatışması” olarak anılarak, uygulamada karışıklığa yol açan istinaf ve temyiz çatışmasında Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun Haziran 2020 tarihinde imza attığı karar incelenerek süregelen tartışmanın neticelenmesi ele alınmıştır.

II. Sigortacılıkta Tahkim Kavramı ve Yargılama Süreci

Türk Dil Kurumu tarafından, “anlaşmazlıkların hakem yoluyla çözülmesi yöntemi4 olarak tanımlanan tahkim, bir alternatif uyuşmazlık yöntemidir. Tahkim, öğretide, “taraflar arasında özel hukuk ilişkilerinden dolayı doğmuş veya ileride doğacak olan belli hukuki uyuşmazlıkların adli mahkemeler dışında, uyuşmazlığın taraflarınca seçilen bağımsız ve tarafsız hakemler tarafından çözümlenerek karara bağlanması işlemi”5 şeklinde tanımlanmaktadır. Tahkim ile hedeflenen amaç, daha az maliyetli, daha hızlı ve kısa sürede çözüme ulaşmaktır.

Türk hukukunda tahkimi, iç tahkim ve milletlerarası tahkim olmak üzere ikiye ayırarak incelemek gerekir. Tahkim müessesesi, 1086 sayılı mülga Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun6 (HUMK) 516’ncı maddesi ve devamında düzenleme bulmuştur. Akabinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 407’nci ilâ 444’üncü maddelerinde hükme bağlanmıştır. Milletlerarası tahkim ise 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanununda7 yer almaktadır.

Türkiye’de sigorta hukukunda tahkim sistemi ise ilk defa 2007 yılında yürürlüğe giren 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun (SK) “Sigortacılıkta tahkim” başlıklı 30’uncu maddesiyle hüküm altına alınmıştır. Yine tahkim sistemine ilişkin hususların yer aldığı Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik 2007 yılında yürürlüğe girmiştir.

Yargılama sürecinin uzunluğu, sigorta ettirenin sigortacı karşısındaki konumu, yargılama giderleri gibi hususlar göz önüne alındığında sigortalının çoğu kez hakkını aramayacağı, dava yoluna gitmeyeceği aşikârdır. Tüm bunların önüne geçilebilmesi, zaten zayıf konumda olan sigortalının hak kaybına uğramasının engellenmesi ve uyuşmazlığın daha hızlı, basit ve maliyetsiz bir şekilde çözüme kavuşabilmesi adına sigortacılıkta tahkim uygulaması, 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 30’uncu maddesiyle düzenlenmiş ve sigortacılıkta tahkim uygulanmaya başlanmıştır. Konuya ilişkin olarak doktrinde getirilen bir eleştiri; tek bir kanun maddesinde düzenlenmiş olan sigorta tahkim sisteminin eksik ve yetersiz olduğu ve bu türden bir tahkimin hedeflenen amacı elde etmesinin beklenemeyeceğidir.8

Sigorta tahkim sisteminin aslında yabancı ülkelerde uygulanan “ombudsmanlık” sistemine benzediği söylenebilir. Ombudsmanlık, İsviçre’de ortaya çıkmıştır ve ilk olarak kamu hukukunda bir denetim mekanizması olarak kullanılmıştır. Kamu hukuku alanında ortaya çıkan ombudsmanlık sistemi, yabancı ülkelerde zamanla özel hukukta, özellikle tüketici hukukunda ve sigorta hukukunda da uygulanmaya başlanmıştır.9 Nitekim, Sigorta Ombudsman Prosedür Yönetmeliğinin giriş bölümünde de yer aldığı üzere, Alman Sigorta Derneği, Alman sigorta sektörünün, anlaşmazlıkların mahkeme dışında çözülmesini destekleyen, kabul gören tüketici uyuşmazlıklarını çözümleyen bir makam olarak ele alınmıştır.10 Ancak Türk hukukunda ombusdsmanlık sistemi, kamu hukukunda uygulanmasına karşın, özel hukukta uygulanmamaktadır. Sigorta hukukunda duyulan ihtiyaç neticesinde düzenlenen tahkim sistemi ise, yabancı ombudsmanlık sistemi ile oldukça benzerdir. Örneğin; Almanya’da uygulanan sigorta ombudsmanlığı bağımsız bir organ olup, sigorta ombudsmanının görevi sigorta alanındaki şikâyetleri incelemektir. Alman Sigorta Ombudsmanlık Kurumu, sigorta tahkim müessesesine benzer olarak yargı üzerindeki iş yükünü hafifleten bir yapılanmadır.11 Yine tıpkı sigorta tahkimde olduğu gibi, Alman sigorta ombudsmanlık sisteminin üyesi olan sigorta girişimleri, sistemin kuralları ile bağlı olmayı ve sigortalıların haklarında ombudsmana başvurma yetkisini kabul eder.12

Tahkim sisteminin faydalarına bakılacak olursa; mahkemelerin iş yükünü azalttığı, alanında uzman kişilerin yer aldığı, daha hızlı ve basit bir sistem olduğu sonucuna varılabilir. Buna karşılık tahkim sisteminin dezavantajları da mevcuttur. Örneğin; tahkim yargılaması evrak üzerinden yapılan bir yargılama olmasına karşın, adli yargıda daha geniş kapsamlı bir araştırma yapılabildiği ilgili evrakların mahkemece celbi gibi kolaylıkların var olduğu, mahkeme tarafından yapılan yargılamanın daha geniş bir yargılama olduğu söylenebilir. Bu nedenle somut olay bazında değerlendirme yapılarak hangi yönteme başvurmanın lehe olacağının da tespiti oldukça önemlidir.

Sigortacılıkta Tahkim ile 6100 sayılı HMK’nın 407’nci ilâ 444’üncü maddeleri arasında düzenlenen tahkimin birbiri ile karıştırılmaması gerekmektedir. Sigortacılıkta tahkim, HMK’da düzenlenen tahkimden farklıdır ve özel olarak Sigortacılık Kanununun 30’uncu maddesinde düzenlenmiş ve bu hususta, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikle de tahkim sistemine ilişkin hususlar düzenlenmiştir. Bu noktada HMK anlamında tahkimin genel özelliklerinden söz ederek, sigortacılıkta tahkimle temel farklılıklarına değinmekte yarar olacaktır.

HMK uyarınca tahkimden söz edebilmek için, taraflar arasında bir tahkim sözleşmesinin bulunması gerekirken, sigortacılıkta tahkim için taraflar arasında bir tahkim sözleşmesi bulunması gerekmemektedir. Yine HMK m. 427 uyarınca hakem veya hakem heyetinin bir yıl içinde esas hakkında karar vermesi gerekmekte iken; sigortacılıkta tahkimde daha kısa bir süre öngörülmüştür. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu m. 30/12 düzenlemesi uyarınca sigortacılık tahkiminde, hakemlerin görevlendirildikleri andan sonraki dört ay içinde karar verme zorunlulukları vardır. HMK’ya göre hakem tahkim sözleşmesinde kararlaştırılabilir. Tahkim sözleşmesinde bir düzenleme bulunmuyor ise, hakem yetkili mahkeme tarafından belirlenirken; sigortacılıkta tahkimde hakem veya hakem heyeti sigorta tahkim komisyonu tarafından seçilmektedir.

Sigorta Tahkim Komisyonunun merkezi Altunizade/İstanbul’dadır. Komisyon, gerekli görülen yerlerde büro açmaya yetkilidir.13 Büro ihtiyaca göre il merkezlerinde kurulabileceği gibi; coğrafi açıdan yakın iller birleştirilerek bölgesel bürolar da kurulabilir.14

5684 sayılı Kanun m. 30/1 uyarınca, sigorta tahkim sisteminin tarafları; başvurucu ve başvurulan olarak iki başlıkta toplanabilir. Başvurucular; sigorta ettiren, sigortalı ve lehtar olabilir. Bunlar haricinde, bazı özel kanunlar uyarınca üçüncü kişilere de başvuru imkânı tanınmıştır. Başvurulan ise; sigorta şirketleri veya güvence hesabı olabilir. Sigorta acenteleri bakımından ise acentelerin sigorta yapma yetkisi olmasına karşın, riski üstlenen taraf olmadığından bahisle onlara karşı sigorta tahkimine başvurulamaz.15

Sigorta tahkimde başvuru; yazılı ve ıslak imzalı olarak Sigorta Tahkim Komisyonuna yapılmaktadır. Başvuru doğrudan komisyona gidilerek yapılabileceği gibi; başvurucunun başvurusunu iadeli taahhütlü olarak yapması da mümkündür. Sigorta tahkim başvuru formuna komisyonun internet sitesinden ulaşılabilmektedir. Bu başvuru formuna ek olarak ilgili belgeler ve mutlaka başvuru ücretinin yatırıldığına dair makbuz konulmalıdır. Sigorta tahkimine başvuru için bir takım koşullar mevcuttur. Bu koşulları: