Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Hukuksal Kavramda Hücresel Tedaviler

Cellular Treatment in Legal Notion

Pınar AKSOY GÜLASLAN

Kök hücre çalışmaları, insanoğlunun geleceği üzerinde etkili olacak son yıllardaki en etkili bilimsel çalışmaların başındadır. Tedavi amaçlı araştırmalarda oluşturulacak embriyolardan elde edilen kök hücreler yardımıyla yeni organ ve doku üretimi sağlanabilecektir. Bu keşfin bir devrim niteliğinde olacağı kuşkusuzdur. Gerçek olan şu ki, bugün tedavi edilemeyen hastalıkların pek çoğunda umut kapısı olma ihtimali çok yüksektir. Çok faydalı amaçlar için kullanılabilecek bu yöntemler, etik ve hukuksal sorunları da beraberinde barındırmaktadır. İnsanlığın yararına olabileceğine ilişkin değer yargısının yerini şüpheci bir yaklaşım almaya başlamıştır. Bu yönüyle, kök hücre çalışmaları önündeki etik ve hukuki problemler aşılarak, bir an önce yasal alt yapıya kavuşturulmalıdır. 

Kök Hücre, Embriyo, Klonlama, Yapay Döllenme, Deney, Deneme.

Stem cell studies is one of the most influential scientific studies in last few years which will be great impact on mankind’s future. New organ and tissue production can be supplied by the help of stem cells obtained from embryos which are created from treatment aimed searches. There is no doubt that this discovery will be revolutionary. The truth is that the probability is very high to be a hope to diseases which cannot be treated today. Those methods which can be used for very rewarding aims have obviously contained ethical and legal issues altogether. A skeptic approach begin to take place of the value judgment of being useful to mankind. With this respect, the stem cell studies should be set to a legal framework by overcoming ethical and legal issues.

Stem Cell, Embryo, Cloning, Artificial Insemination, Experiment, Trial

Kök hücre, mitoz bölünmeyle özel hale gelmiş hücre tiplerine farklılaşabilen ve kendini yenileme yeteneğine sahip olan, bütün çok hücreli canlıların dokularını ve organlarını oluşturan ana hücre tipidir1. 1950 yılında, lösemi hastasına erişkinden alınan kemik iliğiyle, ilk kök hücre nakli gerçekleştirilmiştir.2. Kemik iliği nakillerinin başarı kazanmasıyla, kemik iliğinin bütününün değil; yalnızca onu oluşturan temel hücrelerin, yani kök hücrelerin nakli gündeme gelmiştir3. Bugün ise klasik yöntemlerle tedavi imkânı olmayan pek çok hastalık için umut olma olasılığını içermektedir.

İnsanlığın geleceğini etkileyebilecek nitelikteki bu gelişmelere hukukun duyarsız kalması mümkün değildir. Ülkemizde uzun yıllardır, kök hücreler ile ilgili klinik ve araştırma düzeyinde çalışmalar yapılmakla birlikte, bu konudaki yasal düzenlemelerde tam bir birliktelik sağlanamamıştır.

1997 tarihli “Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunma Sözleşmesi: İnsan Hakları ve Biyotıp Sözleşmesi” ve bu Sözleşmeye ek 1998 tarihli “İnsan Kopyalanmasının Yasaklanmasına İlişkin Protokol”, günümüzde en ayrıntılı düzenlemelerin yer aldığı hukuki metinlerdir. Biyotıp Sözleşmesi, uluslararası alanda bağlayıcılık niteliğini haiz ilk hukuki metindir. Türkiye, Biyotıp Sözleşmesini 3 Aralık 2003 tarihli 5013 sayılı Kanunla, uygun bularak kabul etmiş ve iç hukukumuzun bir parçası hale getirmiştir. İnsan Kopyalanmasının Yasaklanmasına İlişkin Protokol de imzalanmasına rağmen henüz uygun bulma kanunu kabul edilmemiştir.