Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

İspanya Hükümet Sistemi Üzerine Bir Değerlendirme

An Assessment of the Spanish Government System

Murat Enes PAKSOY

Bu çalışmanın amacı İspanya Krallığı’nın tarihsel gelişiminden bugüne kadar geçirdiği süreçleri inceleyip günümüzde gelinen durumu irdelemek ve hükümet sisteminin başarılı olup olmadığını incelemektir. Birliğini ancak 15. Yüzyılda sağlamayı başaran İspanya ilk anayasa denemelerini 19. yüzyılın başlarında yapmaya başladı. 1936-1939 arası yaşanan iç savaş ve ardından gelen Franco diktatörlüğü İspanya’yı dışarıya kapalı bir ülke haline getirse de 1975’te Franco’nun ölümüyle dünyaya açılmaya başlayan İspanya 1978 de anayasasını yaptı ve bugünkü siyasi yapıyı oluşturan parlamenter monarşik yapı ortaya çıktı. Günümüzde ise özerk bölgelerin bağımsızlık talepleri İspanya’nın en güncel sorununu oluşturmaktadır.

Rasyonelleştirilmiş Parlamenterizm, Kongre, Senato, Katalonya, Bask.

This study’s purpose is to scrutinize Spanish Kingdom’s situaiton became today and investigate if the government system is successful or not by analyzing its historical improvement and processes it had been through. Spain, which succeed its unity in 15 Century, started its initial constitution trials at the beginning of 19 Century. Even though the civil war between 1936 and 1939 and Franco’s Dictatorship that came afterwards resulted in Spain to be closed to outside, Spain started to open up to world along with Franco’s death in 1975, established its constitution in 1978 and parliamentary monarchic structure that build today’s political structure came out. Nowadays the current issues of Spain are comprising of autonomus regions’ independence demands.

Rationalized Parliamentaryism, Congress, Senate, Catalonia, Basque.

GİRİŞ

Devlet, bir ülke (toprak parçası) ve içinde yaşayan insanlardan oluşan siyasal bakımdan örgütlenmiş bir tüzel varlıktır. İçinde yaşayan insanların refahı ve güvenliği için gerekli bulunan devlet kurumu ortaya çıktığı günden beri devletin nasıl yönetilmesi gerektiği tartışma konusu olmuştur. En temel rejimlerden olan Monarşi, Oligarşi, Cumhuriyet, Teokrasi gibi yönetim biçimleri farklı dönemlerde farklı ülkelerde uygulanmıştır. Demokrasi kavramı ise antik yunandan gelen ve etimolojik köken olarak demos (halk), kratos (egemenlik) şeklinde ayrılan farklı rejimlerde uygulanabilmesi mümkün olan bir sistemdir. Bu anlamda bakıldığında demokratik bir monarşi mümkündür. Bu durumun en önemli örneği Birleşik Krallıktır. Hollanda, İsveç, Danimarka, Belçika ve İspanya’da da aynı şekilde demokratik bir monarşi olduğundan söz etmek mümkündür. Günümüzdeki monarşik sistemlere bakıldığında kral veya kraliçenin etkisinin azaldığını esas yetkinin hükümette olduğunu görmek mümkündür. Öyleyse ülkenin hükümet sistemi, düzenin monarşi veya cumhuriyet olmasından daha çok önem arz etmektedir. Bu bağlamda öncelikle genel olarak parlamenter sistemin artı ve eksileri ele alınacak, rasyonelleştirilmiş parlamenterizm kavramına değinilecek ve İspanya’nın başarılı bir parlamenter sistem örneği olup olmadığı okuyucuya açıklanmaya çalışılacaktır.

I. İSPANYA KRALLIĞI’NIN TARİHİ VE ANAYASAL GELİŞMELER

İspanya diğer Avrupa ülkelerine nazaran siyasi birliğini daha erken kurmuş (15. yy) ve güçlü bir devletin altyapısını oluşturmuştur. 16. yy’da ise Avrupa’nın en büyük gücü olan İspanya, ulusallık düzeyini aşarak dünyada söz sahibi bir ülke olmuştur. Bu dönemden itibaren coğrafi keşiflerle etkili olan İspanya Amerika’ya ve bütün dünyaya yayılmış ve dilleri günümüzde dünyada en çok konuşulan dillerden biri haline gelmiştir.

İspanya’nın bugünkü yapısının temelini 1812 Cadix Anayasası oluşturmaktadır. Bu anayasa ülkeyi il ve belediye olarak iki temel idari birime bölmüştür.1 1882 den sonra Özellikle Katalonya ve Bask bölgelerinde yerelleşme eğilimi artınca ve ulusçuluk yaygınlaşınca yerel yönetimler güçlendirilmiştir. 1931 Yerel seçiminin ardından ilan edilen 2. cumhuriyet ise yerel yönetimlere yeni haklar tanımaya devam etmiştir, yerel yönetimlerin özerkliğini kabul etmiş ve belediyelerin kendi işlerini kendi yöneteceğini karara bağlamıştır.

1936’da yapılan seçimi solcular kazanmış ve solcu cumhuriyetçiler ile sağcı milliyetçiler arasında giderek artan gerilim iç savaşa sebebiyet vermiştir. Nazi Almanyası ve Mussolini İtalyası milliyetçilere destek vermiş SSCB ise cumhuriyetçi kanadı desteklemiştir. 1936-1939 arasında süren bu iç savaş General Francisco Franco liderliğindeki milliyetçilerin kesin zaferi ile sonuçlanmıştır.

Franco döneminde devlet askeri bir yapıya büründürülmüş, devletin bütün erkleri Franco’nun şahsında toplanmış, çok sıkı merkeziyetçi bir sistem kurmuştur. 1975 yılında Franco’nun ölümü ile İspanya bir nevi “tecrit” döneminden çıkmış buradan sonra dünyaya açılmaya başlamış, uluslararası ilişkilere daha çok önem vermiş, 1982’de NATO ve 1986’da Avrupa Birliğine katılmıştır.

II. GENEL ANLAMDA HÜKÜMET SİSTEMLERİNİN TASNİFİ

Bir hükümet sisteminin tasnifinde öncelikli olarak ele alınacak husus, demokrasiler için yasama ve yürütme erkleri arasındaki ilişkilerdir. Elbette ki bu ayrım öncelikli olarak kuvvetler birliği ve kuvvetler ayrılığı modellerinden kuvvetler ayrılığı seçilerek yapılmaktadır. Çünkü kuvvetler birliği rejimleri genellikle demokratik olmayıp bir diktatörlük veya mutlak monarşi olarak görülmektedir. Kuvvetlerin tamamının yasamaya özgülendiği sisteme ‘meclis hükümeti sistemi’de denmektedir. Kuvvetlerin tamamının yürütmede birleşmesine ise ‘mutlak monarşi’ adı verilmektedir. Kuvvetler ayrılığı ise başkanlık, yarı başkanlık ve parlamenter sistem olarak üçe ayrılmaktadır. Parlamenter sistem yumuşak kuvvetler ayrılığı olarak kabul edilmekte iken başkanlık sistemi kuvvetlerin sert ayrılığına dayanır. Parlamenter sistemlere genellikle zayıf hükümetler çıkardığı ve istikrarı sağlayamadığı eleştirileri yapılmakta iken başkanlık sisteminde ise meclis ve başkanın farklı görüşlerden olmaları durumunda sistem krizine yol açacağı eleştirileri yapılmaktadır. İspanya örneğine baktığımızda Parlamenter monarşi olduğu görülmekte olup ilerleyen kısımlarda rasyonelleştirilmiş parlamentarizmin araçlarından ne kadar yararlanabildiği ve yasama yürütme ilişkilerinin nasıl olduğu tartışılacaktır.