Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Nitelikli Cinsel Saldırı Suçu Bakımından Gönüllü Vazgeçme

Voluntary Withdrawal in Terms of Rape and Sexual Assault

V. Korhan YEĞRİM

Cinsel saldırı suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun kişilere karşı suçlar içerisinde, altıncı bölümde düzenlenmiştir (TCK m.102/1-2). Çalışmamızın konusu cinsel saldırı suçunun basit ve nitelikli haline gönüllü vazgeçmenin uygulanıp uygulanamayacağına ilişkindir. Bu bağlamda TCK m.102/1 ve 102/2’nin bağımsız birer suç olup olmadığı öğretide tartışmaya neden olmuştur. Bu sebeple çalışmada öncelikle cinsel saldırı suçunun basit ve nitelikli hali ele alınmış ve bu suçların niteliği üzerinde durulmuştur. Akabinde bu suçun basit ve nitelikli haline gönüllü vazgeçme, öğreti ve uygulamada perspektifinde analiz edilmiştir. Çalışmamızın sonuç kısmında ise bu analizler ışığında elde ettiğimiz neticeler ortaya konulmuştur.

Cinsel Özgürlük, Cinsel Saldırı, Gönüllü Vazgeçme, Teşebbüs.

The crimes of rape and sexual assault are regulated in the sixth part of the Turkish Penal Code No.5237 under crimes against persons’ (TPC Art.102/1-2). The subject of our study is related to whether the rules for voluntary withdrawal could be applied to the simple and qualified form of the crimes of rape and sexual assault. In this context, it has caused a debate in the doctrine whether the crimes regulated in TPC Art.102/1 and 102/2 are independent. For this reason, first of all the simple and qualified form of the crime have been dealt with in this study and dwelled on the legal nature thereof. Right after, the simple and qualified form of this crime was analyzed in terms of the perspective of voluntary withdrawal in light of doctrine and practice. In the conclusion part of our study, the results we obtained in the light of these analyzes were presented.

Sexual Freedom, Sexual Assault, Voluntary Withdrawal, Attempt.

Giriş

Bireyin hak ve özgürlüklerini korumak ve suç işlenmesini önlemek ceza kanunumuzun en temel amaçlarındandır. 765 sayılı TCK (ETCK) döneminde cinsel suçların ihdas edilmesi ile genel ahlakın ve aile kurumunun bozulmasının önlenmesi amaçlanmıştı. Zamanın ilerlemesi ve toplum yapısının değişmesi ile kanun koyucunun bakış açısı da değişmiş, cinsel suçlar genel ahlak ve aile düzeniyle ile değil, bireyin temel hürriyeti olarak cinsel özgürlüğüyle ilişkilendirilmeye başlanmıştır. Bunun tezahürü olarak da cinsel suçlar, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Özel Hükümler’e ait ikinci kitabının “Kişilere Karşı Suçlar” kategorisinde ikinci kısmının altıncı bölümünde, “Cinsel Dokunulmazlığa Karşı İşlenen Suçlar” başlığı altında düzenlenmiştir (TCK m.102-105). Bu düzenlemeler ile cinsel dokunulmazlığı ihlal eden suç faillerine cezai müeyyide uygulanmak suretiyle kişilerin cinsel özgürlüğü güvence altına alınmak istenmiştir. İşte bu noktada eski düzenlemede ırza tasaddi ve ırza geçme suçlarının “cinsel saldırı” kavramı içerisinde tek çatı altında düzenlenmesi tartışmalara neden olmuştur. Bu sebeple çalışmamızda bu tartışmalara yer verilecek ve sonrasında bunlara ilişkin çözüm önerileri ortaya konulacaktır.

Çalışmamızda öncelikli olarak cinsel saldırı suçu ele alınacaktır. Bu bağlamda cinsel saldırı suçunun maddi unsuruna değinilecektir. Akabinde TCK madde (m.) 102/1’in ve 102/2’nin bağımsız bir suç mu; biri diğerinin nitelikli hali mi olduğu, öğreti ve Yargıtay kararları perspektifinden değerlendirilecektir.

Çalışmamızın ilerleyen safhasında ise basit ve nitelikli cinsel saldırı suçuna gönüllü vazgeçmenin uygulanması meselesi ele alınacaktır. Bu kısımda cinsel saldırı suçuna gönüllü vazgeçmenin uygulanıp uygulanamayacağı, öğretideki tartışmalara yer verilerek ve uygulamadaki durum ele alınacaktır. Nihayetinde çalışma boyunca yapılan değerlendirmelerden elde edilen neticeler sonuç kısmında ortaya konulacaktır.