Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Ceza Kovuşturmalarının Aktarılmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin Türk Hukukunda Uygulaması

The Implementation of the European Convention on the Transfer of Proceedings in Criminal Matters in the Turkish Law

Uğur AYDIN

Suç ve suçlu ile mücadele ceza hukukunun temel meselesidir. Devletler kendi ceza kanunlarında suçları ve bunların karşılığı olan müeyyideleri belirleyerek bu mücadeleyi sürdürmüşlerdir.

Ancak günümüz dünyasının karşılaştığı globalleşmeden nasibini suç ve suçlular da almış ve ortaya çok değişik ve karmaşık suç tipleri çıkmıştır. Bu yeni suç tipleri gelişen teknoloji ve bilgi imkânları sayesinde ulusal nitelikten sıyrılıp hızla uluslararası niteliğe sahip olmaya başlamış, dolayısıyla da aynı anda birden çok devleti tehdit eder hale gelmişlerdir.Bu yeni durumla mücadele ihtiyacı devletleri, aralarındaki yasal engelleri kaldırmaları hususunda teşvik etmiş ve uluslararası adli yardımlaşma konusunda işbirliğine itmiştir. Bunun sonucunda da anlaşmalar ve devletlerin uluslararası platformda ortak paydada buluştukları uluslararası kuruluşlar ortaya çıkmıştır. Bu mücadelenin bir parçasını oluşturan ve 15 Mayıs 1972 tarihinde Strazburg’ta imzaya açılan Ceza Kovuşturmalarının Aktarılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi (bundan sonra Sözleşme olarak anılacaktır), Ülkemiz açısından 2080 sayılı Ceza Kovuşturmalarının Aktarılmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin Onaylanması ve Uygulanması Hakkında Kanunla, 01.03.1977 tarihinde kabul edilerek 13.03.1977 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanmış ve Türkiye böylece 27.10.1978 tarihinde Sözleşmeye taraf olmuştur.Sözleşmeyle, bir devletin (isteyen devlet) adli makamlarının yürütmekte olduğu kovuşturmayı, diğer bir devletin (istenen devlet) adli makamlarına devretmesi imkânı getirilerek, ulusal mevzuattan doğan yetki sorunları aşılmaya çalışılmıştır.

Uluslararası Adli Yardımlaşma, Kovuşturmaların Aktarılması, İkincil Yargı Yetkisi, Kovuşturmaların Çokluğu.

The main issue of the Criminal Law is struggling against crime and the criminal.The States have maintained this struggle through determining the crimes and their corresponding penalties in their Criminal Codes.

However, the crimes and criminals also had their shares from the currently globalizing world, as it has presented us new and complicated types of crimes.Thanks to the developing information technologies, these new types of crimes have quickly gained an international nature and left their natural boundaries behind and therefore they have turned into threats that effect more than one country at a time. The need of handling this new situation has forced the states to remove the legal obstacles between each other and to collaborate regarding mutual international legal assistance.And consequently, treaties and international institutions have emerged, which enabled the states to meet at international platforms, at a common ground. As a part of this struggle, the European Convention on the Transfer of Proceedings in Criminal Matters (which will be henceforth referred to as The Convention), has been opened for signatures on 15 May 1972. This Convention has been ratified in our country on 01.03.1977 by the Law on Ratification and Implementation of the European Convention on the Transfer of Proceedings in Criminal Matters No. 2080, and it entered into force on 13.03.1977 following its publication in the Official Gazette. So, Turkey has become a party to the Convention on 27.10.1978.With this Convention, the judicial authorities of a requesting state which is conducting the prosecution, have been enabled to transfer these proceedings to the judicial authorities of the requested state. And consequently, it gave way to removal of competency problems that arise from national legislations.

International Judicial Assistance, Transfer of Proceedings, Subsidary Jurisdiction, Plurality of Proceedings.

1. GİRİŞ

Suç ve suçlu ile mücadele ceza hukukunun temel felsefesidir. Devletler kendi ceza kanunlarında, suçları ve bunların karşılığı olan müeyyideleri belirleyerek bu mücadeleyi sürdürmüşlerdir. Ancak günümüz dünyasının karşılaştığı globalleşmeden nasibini suç ve suçlularda almış ve ortaya çok değişik ve karmaşık suç tipleri çıkmıştır. Bu yeni suç tipleri, gelişen teknoloji ve bilgi imkânları sayesinde ulusal nitelikten sıyrılıp hızla uluslararası niteliğe sahip olmaya başlamış, dolayısıyla da aynı anda birden çok devleti tehdit eder hale gelmişlerdir.

Bu yeni durumla mücadele ihtiyacı devletleri, aralarındaki yasal engelleri kaldırmaları hususunda teşvik etmiş ve uluslararası adli yardımlaşma konusunda işbirliğine itmiştir. Bunun sonucunda da anlaşmalar ve devletlerin uluslararası platformda ortak paydada buluştukları uluslararası kuruluşlar ortaya çıkmıştır.

Bu mücadelenin bir parçasını oluşturan ve 15 Mayıs 1972 tarihinde Strazburg’ta imzaya açılan Ceza Kovuşturmalarının Aktarılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi1 (bundan sonra Sözleşme olarak anılacaktır), Ülkemiz açısından 2080 sayılı Ceza Kovuşturmalarının Aktarılmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin Onaylanması ve Uygulanması Hakkında Kanunla,2 01.03.1977 tarihinde kabul edilerek 13.03.1977 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanmış ve Türkiye böylece 27.10.1978 tarihinde Sözleşmeye taraf olmuştur.