Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Sigortacının Edim Yükümlülüğünün Sınırlandırılmasına Yönelik Sözleşme Şartları ​(Sigorta Ettirenin Sigorta Zararına İştiraki)

Contract Clauses Intended to Restrict Insurer’s Performance Obligation (Policyholder’s Participation to Loss)

Serap AMASYA

Zarar sigortalarında sigortacının edim yükümlülüğü sigorta bedeli, sigorta zararı ve sigorta değeri ile sınırlıdır. Ancak sigortacının sorumluluğu, meydana gelen zararın bir kısmının sigorta ettirenin (başkası hesabına sigortada sigortalının) üzerinde bırakılmasına yönelik sözleşme şartlarıyla da sınırlandırılabilmektedir. Bu çerçevede sigorta bedeli, sigortacının sözleşmesel sorumluluğunun üst sınırını teşkil ederken, sigorta ettirenin zararın bir kısmına iştirakini öngören sözleşme hükümleri ise sigortacının ediminin alt sınırını çizmektedir. Sigorta ettirenin meydana gelen zarara iştiraki, üzerinde bırakılan kısmı sigortalatabilme imkanına sahip olup olmamasına göre bir ayrıma tabi tutulabilir. Buna göre, sigorta ettirenin, zararın üzerinde bırakılan kısmını sigorta ettiremeyeceği öngörülmüşse, zorunlu örtüsüzlük, sigortalatabilme imkanı mevcutsa muafiyet söz konusu olacaktır. Bu çalışmada önce sigorta ettirenin zarara iştirak şekilleri açıklanmış, daha sonra yasada düzenlemeyen bu tür sözleşme şartlarının geçerliliği değerlendirilmiştir. Çalışmada ayrıca zarara iştirak anlaşmalarını içeren sigorta sözleşmelerinde, sigorta tazminatının hesaplanmasında karşılaşılan özel durumlar da incelenmiştir. Burada inceleme eksik sigorta, sigortacının kanuni halefiyeti ve sigorta ettirenin zararı önleme ve azaltma görevinin ifası kapsamında yapılan masraflar yönünden yapılmış ve uygulanacak hesaplama yöntemleri örneklerle açıklanmıştır.

Sigorta Sözleşmesi, Muafiyet, Zorunlu Örtüsüzlük, Sigorta Ettirenle Müşterek Sigorta, Sigorta Ettirenin Zarara İştiraki.

The insurer’s performance obligation in loss insurance is bounded by insured sum, loss, and insurable value. However, the insurer’s responsibility might be narrowed down by contract clauses which lay a part of loss occurred at policyholder’s (or in case of an insurance for third party’s account at insuree’s) charge and which are intended to restrict insurer’s performance obligation. Within this scope, the insured sum constitutes the upper limit, whereas the contract clauses laying a part of loss at policyholder’s charge form the lower limit of the insurer’s contractual responsibility. The policyholder’s participation in the loss that occurred might be classified using the possibility to insure the part under the policyholder’s charge as a base. Accordingly, if it’s provided that the policyholder is not able to insure the part of loss under his charge, there exists compulsive uncoverablity. By contrast, if it is possible to insure, there exists an insurance exemption. In the present study, firstly, modalities of participation to loss are explained. Secondly, the validity of this type of contractual clause which is not regulated by the code is evaluated. Additionally, this study discusses special cases encountered at the calculation of insurance indemnity in insurance contracts including the participation of loss. The examination has been made considering costs in under-insurance, legal subrogation of insurer, policyholder’s duty to prevent/mitigate the loss, and method of calculations which will be applied are clarified with examples.

Insurance Contract, Insurance Exemption, Compulsive Uncoverability, Co-Insurance with the Policy

Giriş

Zarar sigortalarında sigorta ile ulaşılmak istenen amaç, rizikonun gerçekleşmesi nedeniyle sigorta ettirenin (başkası lehine sigortada sigortalının) uğradığı zararı nakden (veya aynen)1 gidermektir (Türk Ticaret Kanunu (TTK) m. 1427 (1), m. 1459). Ancak sigortacı sigorta ettirenin uğradığı bütün zararı tazmin etmez. Sigortacının edim yükümlülüğü, sigorta bedeli, sigorta zararı ve sigorta değeri ile sınırlıdır:2 Bunlardan sigorta bedeli, gerek zarar gerekse de tutar sigortalarında sigortacının sözleşmesel olarak sorumluluğunun üst sınırını ifade eder3 (TTK m. 1461). Sigorta değeri ise, sigorta konusu menfaatin para ile anlatımı olup (TTK m. 1460), zarar sigortalarının aktif sigortaları türünde sigortacının tazminat ödeme yükümlülüğünün yasal olarak en üst sınırını belirler. Sigorta zararı ise, rizikonun gerçekleşmesi sonucunda meydana gelen zararı anlatır.

Sigortacının edim yükümlülüğü, zararın bir kısmının sigorta ettirenin üzerinde bırakılmasını öngören sözleşme hükümleriyle de sınırlandırılabilmektedir.4 Taraflar sigorta ettirenin iştirak edeceği kısmı, belli bir miktar ya da sigorta bedelinin (veya sigorta zararının ya da sigorta değerinin) belli bir yüzdesi olarak kararlaştırabilecekleri gibi, farklı bir hesap yöntemi de benimseyebilirler. Yukarıda belirttiğimiz gibi sigorta bedeli, sigortacının sözleşmesel sorumluluğunun üst sınırını teşkil ederken, sigorta ettirenin zararın bir kısmına iştirakini öngören sözleşme hükümleri ise sigortacının ediminin alt sınırını çizmektedir.5

Çalışmamızda önce sigorta ettirenin zarara iştirakine ilişkin anlaşmaların konusu ve uygulamada sıkça başvurulan türleri hakkında bilgi verilecek, daha sonra sigorta tazminatının hesabında karşılaşılan bazı özel durumlara değinilecektir.

I. Sigorta Ettirenin Sigorta Zararına İştirakini Öngören Anlaşmaların Konusu

Sigorta ettirenin riziko gerçekleştiğinde meydana gelen zararın bir kısmına iştiraki, o kısım kadar sigortacının edim yükümlülüğünün olmamasını, dolayısıyla da sigorta ettirenin uğradığı zararın altında bir ödeme yapmasını ifade eder. Zararın bir kısmı sigorta ettirenin üzerinde bırakıldığında, sigortacı yalnızca sigorta ettirenin katlandığı kısmı aşan zararı tazmin ederek daha az ödeme yaparken, zarara bizzat iştirak eden sigorta ettiren de, bunun karşılığında daha az prim ödemektedir.

Sigortacının edim yükümlülüğü aşağıda açıklanacağı gibi, belli bir tutar, oran ya da başka bir şekilde sınırlandırılabileceği gibi süre yönünden de sınırlandırılabilmektedir. Süre yönünden sınırlamalara özellikle makine arızaları dolayısıyla iş durması rizikosuna karşı sigortalarda rastlanmaktadır.6

Zararın bir kısmının sigorta ettirenin üzerinde bırakılmasına yönelik sigortacılık uygulamasında sigortacı açısından ulaşılmak istenen iki amaç öne çıkmaktadır:7 Bunlardan birincisi, küçük tutarlı zararların sigorta teminatı dışında bırakılarak sigortacının hasarın saptanması, ödeme formalitelerinin tamamlanması gibi işlemlerle uğraşmaktan kurtulması ve böylece yönetim masraflarından tasarruf etmesi (sigortacı küçük zararlara ilişkin masraflardan tasarruf edeceği için bu da sigorta ettirenin lehine olarak prim miktarının ucuzlamasına vesile olacaktır), ikincisi ise sigorta ettirenin rizikonun gerçekleşmemesi konusunda aktif veya ihmalkar davranışının önüne geçilmesi, daha dikkatli ve özenli davranmasının sağlanmasıdır.

II. Sigorta Ettirenin Zararın Bir Kısmına İştirak Türleri

Sigorta ettirenin zararın bir kısmına iştiraki başlıca iki şekilde olmaktadır:8zorunlu örtüsüzlük ve muafiyet (franchise).