Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Uluslararası Hukuk Kapsamında Antarktika Siyaseti

Politics of Antarctica in the Scope of International Law

Elçin DORUK

Ortak kaynakların kullanımına yönelik uluslararası iş birliğinden yola çıkan bu çalışma Antarktika siyasetini Antarktik ilişkilerinin tarihsel gelişimi ve uluslararası hukuk dahilinde, uluslararası rejimlere referansla analiz edecektir. Öncelikli olarak kıta üstündeki egemenlik iddialarının varlığı, uluslararası rejim kavramı ile bağdaşmamaktadır. Kıtadaki kaynakların araştırılması, bilimsel incelemesi, kullanılması, muhafazası ve idaresi için kurulan mevcut hukuki yapı, devletlerin egemenlik iddialarını ve kıtayı ilgilendiren güncel sorunları aşmada yetersiz kalmaktadır. Antarktik ilişkilerinde yer alan aktörlerin şekillendirdiği Antarktika siyaseti, kaynağını ulusal çıkarlardan alan ve bilim üzerinden işleyen bir uluslararası iş birliği formunu almıştır. Sosyal bilimler alanında Türkçe literatürde sınırlı sayıda çalışmada yer alan Antarktika kıtası, özellikle uluslararası ilişkiler ve uluslararası hukuk dahilinde kapsamlı incelemeyi gerektirmektedir. Bu bağlamda söz konusu çalışma Antarktik iş birliğini ve Antarktika siyasetinin temelini oluşturan Antarktika Antlaşmalar Sistemini, uluslararası rejim ve uluslararası hukuk kapsamında ele alacaktır. Analiz sürecinde ilgili antlaşmalardan, tamamlayıcı hukuk metinlerinden ve ulusal araştırma merkezleri ve hükümet-dışı çevre kurumlarıyla yürütülen mülakatlardan yararlanılacaktır. Antarktika siyasetinin gelişiminin detaylandırılmasındaki amaç, kıtanın korunmasına yönelik uluslararası iş birliğini güçlendirecek önerilerde bulunmaktır. Antarktika’nın çevresel muhafazası ve Antarktik kaynakların sürdürülebilir geleceği ulusal çıkarlardan bağımsız ve insanlığın ortak mirası değerlerini temel alan eşitlikçi ve kapsamlı bir uluslararası rejim çerçevesinin çizilmesine bağlıdır.

İnsanlığın Ortak Mirası, Antarktika Siyaseti, Antarktik İlişkileri, Uluslararası İş Birliği, Antarktika Antlaşmalar Sistemi.

International cooperation in the case of Antarctica has been analysed concerning the international regimes in explaining the global governance of the common heritage of mankind. Existing legal structure to regulate scientific research, utilization, conservation and governance of Antarctic resources has not been competent enough to surpass the territorial claims and present problems regarding the continent. Self-interested actors in Antarctic affairs have shaped the politics of Antarctica in the form of international cooperation process through science. This article aims to analyze the governance of global commons and the sustainability of international cooperation in the case of the politics of Antarctica. The subject needs more scholarly attention compared to the existing amount of research that has been carried out in the Turkish Social Sciences literature. In that regard, this article illuminates the Antarctic Treaty System, the basis of Antarctic affairs, in the scope of international regime and international law. The methodology is mainly based on analyzing treaties and complementary legal documents. In making this case, this article makes suggestions to support international cooperation in protecting the unique nature of the continent. The overall findings suggest that the sustainable future of Antarctica is in need of a comprehensive international regime under the frame of the common heritage of mankind and free from national interests.

Common Heritage of Mankind, Politics of Antarctica, Antarctic Affairs, International Cooperation, Antarctic Treaty System.

GİRİŞ

1900’lerin başından 1950’ye kadar yedi devlet Antarktika üzerinde egemenlik iddiasında bulunmuştur: Arjantin, Avustralya, Şili, Fransa, Yeni Zelanda, Norveç ve Birleşik Krallık.1 Bu iddialar günümüzde mevcudiyetini korurken Arjantin, Şili ve Birleşik Krallık’ın Antarktik Yarımadası olarak bilinen bölgedeki iddiaları çakışmaktadır. Egemenlik iddialarının hukuki geçerliliğini hem hukuki hem de siyasi açıdan dikkate almak gereklidir. Bunun öncelikli sebebi uluslararası hukukta tüm insanlığa ait kabul edilen bir toprak parçasına yönelik mülkiyet isteğinin tartışmalı olmasıdır. Kıta üzerinde gerçek bir fiili işgal söz konusu değilse de egemenlik iddiasındaki devletler idari ve hukuki eylemleriyle taleplerine meşruluk kazandırmaya çalışmaktadır.2 Keşif ve araştırma çalışmaları için bilimsel araştırma üslerinin kurulması, kıta üzerinde fiziki varlık sergilemenin bir yolu olmuştur. Soğuk Savaş Dönemi’nin iki kutuplu koşullarında kesintiye uğrayan bilimsel iş birliğini geliştirmek adına 1950’lerde iki önemli adım atılmıştır.3 Birincisi, Bilimsel Topluluklar Uluslararası Konseyi kurulmuş ve Antarktika Bilimsel Araştırmalar Komitesi, The Scientific Committe on Antarctic Research (SCAR), oluşturulmuştur.4 İkinci olarak 1957-1958 arası dönem Uluslararası Jeofizik Yılı (UJY) olarak ilan edilmiştir. Uluslararası alanda ilgiyle karşılanan bu dönemde, Antarktika’nın yönetimi için bir anlaşmaya varılması gündeme gelmiştir.5 Diğer bir ifadeyle Antarktika’nın bir ‘konu alanı’ olarak belirlenmesi ve kıtayla ilgili bilimsel bilgi toplanmasına yönelik atılan adımlar; kıtayı uluslararası ilişkilerin gündemine alarak Antarktik ilişkilerin siyasileştirilmesinin de önünü açmıştır.

Uluslararası alandaki aktörler arasında iş birliğinin kurulması, çatışma çözümünün bir şeklidir. Genel çerçeveden kıtaya yönelik egemenlik iddiaları bir ‘anlaşmazlık’ olarak ele alındığında devletlerin tek taraflı hareketi engellemek ve ortak çıkarların birleştirilmesi adına iş birliği kurmayı tercih ettiği söylenebilir. Bu bağlamda Antarktika ile ilgili çıkarları bulunan devletler, hak talepleri gibi ancak birlikte çözebilecekleri sorunlara müzakereler ve diplomatik yollarla çözüm bulma arayışına girmişlerdir. Bunun sebebi uluslararası iş birliğinin, göreceli kazanç endişesinin üstesinden gelinmesine yardımcı ve devletlerin tek taraflı hareketine göre daha kazançlı olmasıdır.6

Bu bağlamda 1959 yılında imzalanan Antarktika Antlaşması (AA) yedi devletin egemenlik iddiasının dondururken, devletler arasında kurulan Antarktik iş birliğinin ve Antarktika kıtasının küresel yönetimi için inşa edilen hukuki düzenin temelini atmıştır.7 Bu noktada vurgulanması gereken herhangi bir antlaşma için konu alanı belirlenmesinin siyasi bir süreç olduğudur. Diğer bir ifadeyle bu süreç, ilgili aktörlerin algısına göre şekillenmektedir. Bu bağlamda 1959 yılının Soğuk Savaş koşullarında hazırlanan AA öncelikli olarak egemenlik iddialarıyla ilgili anlaşmazlıkları, kıtanın silahsızlandırmasını ve bilimsel araştırmaların desteklenmesi ve geliştirilmesini hedef almış; dönemin iki kutbunu temsil eden süper güçlerin ‘güç oyunlarından’ kıtanın uzak tutulmasını amaçlamıştır. Geçen yaklaşık atmış yıllık süreç içinde AA, kıtanın çevresel muhafazasına yönelik gereksinimler doğrultusunda gelişmiş ve Antarktika Antlaşmalar Sistemi (AAS) olarak isimlendirilen sofistike bir hukuki sisteme dönüşmüştür. Bu hukuki sistemin en önemli özelliğinin uluslararası örgütlerin çatısı altında değil, doğrudan devletlerin önderliğinde kurulmuş ve geliştirilmiş olmasıdır. AAS içerisinde yer alan devletlerin sayısı bugün elli dörde ulaşmıştır.8 Taraf devletler kıta yönetiminin belirlendiği yıllık Antarktika Antlaşması İstişare Toplantılarında, The Antarctic Treaty Consultative Meetings (ATCMs), bir araya gelirler.9 Bu bağlamda sistemin bir diğer önemli özelliği birçok ülkeyi kapsayarak oluşum itibariyle küresel bir doğrultuda ilerlemesidir.