Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Sermaye Şirketlerinde Pay Sahibine Bilgi Verilmesine ve Onun İnceleme Hakkının Kullandırılmasına İlişkin İlâmın (TTK m.437/5; 614/3) İcrası

Execution of Awards Regarding the Shareholder’s Right to be Informed and their Examination Rights

Evrim ERİŞİR

Çalışmamızın konusunu, bilgi verilmesine ve inceleme hakkının kullandırılmasına ilişkin ilâmın icrası oluşturmaktadır. İlâmın münhasıran borçlu tarafından yapılabilecek bir işin yapılmasına ilişkin mi yoksa taşınır teslimine ilişkin mi olduğu bilgi alma hakkı ile inceleme hakkı bakımından ayrı ayrı değerlendirilecektir. Şirketin pay sahibine karşı olan edim yükümlülüğünün nitelendirilmesi, bu bağlamda verme ya da yapma borcu altında olduğunun tespiti, sorunun çözümünde kilit rol oynamaktadır. Yapma borcu söz konusuysa, bilgiyi verme ve inceleme hakkını kullandırma borcu yalnız şirket tarafından ifa edebileceğinden İİK m.30 uygulama alanı bulacak ve icra emrine rağmen ilâmın gereği yerine getirilmezse, alacaklının talebi üzerine şirket yöneticilerine karşı tazyik hapsi (İİK m.343) uygulanması ile yetinilecektir. Eldeki yegâne cebrî icra aracının tazyik hapsi olmasının, borçluyu borcunu ifaya zorlayan para cezası gibi başkaca tazyik araçlarına yer veren ve hâkime takdir yetkisi tanıyan mukayeseli hukuk verileri ışığında sorgulanmasında ve hükmün yeniden düzenlenmesinde yarar bulunmaktadır. Verme borcu söz konusuysa, İİK m.24 uygulama alanı bulacak ve icra emrine rağmen ilâmın gereği yerine getirilmezse, şirkete karşı zor kullanılarak hakkın aynen gerçekleştirilmesi sağlanabilecektir.

Bilgi Alma Hakkı, İnceleme Hakkı, Bir İşin Yapılmasına İlişkin İlâmların İcrası, Tazyik Hapsi, Taşınır Teslimine İlişkin İlâmların İcrası.

The subject of our study is the execution of the awards regarding the shareholder’s right to be informed and their right to examine. Whether the award is related to the performance of an obligation that must be performed exclusively by the company or delivery of movables by the company is enough to fulfill the requirements of the award will be assessed separately in the terms of the right to get information and right to examination. Determining the legal nature of the company’s performance obligation to the shareholder plays a key role in the solution of the problem. When the obligation of the company deemed as an obligation to act, this obligation can only be performed by the company. If the obligation is not performed despite the execution order, preventive detention will be applied to company executives at the request of the creditor under the Enforcement and Bankruptcy Code art.30. In this situation, preventive detention is the one and only enforcement instrument. This provision is highly questionable and it is beneficial to review this in the light of comparative law which enables more than one sanction and gives the judge discretion power to decide appropriate sanction among others. When the obligation of the company is just to provide related documents in order to fulfill the right of examination Enforcement and Bankruptcy law art.24 will be applied and if the requirement of award is not performed despite the execution order, execution will be achieved by using force against the company.

Right to Get Information, Right to Examination, Execution of Awards Regarding the Obligation to Act, Preventive Detention, Execution of Awards Regarding the Delivery of Movables.

Giriş

Bilgi alma ve inceleme hakkı kullandırılmayan pay sahibi,1 hakkının hüküm altına alınması için dava açabilir (TTK m.437/5; 614/3). Hakların eda davasıyla güçlendirilmesi, TTK’nın en radikal yeniliklerinden birisi olarak değerlendirilmekte,2 bu davayla bilgi alma ve inceleme hakkını olanaklı hâle getiren doğrudan yaptırım hakkının sağlandığı kabul edilmektedir.3 Bilgi alma ve inceleme hakkını gerçekleştirmek üzere pay sahibine sağlanacak hukukî korumanın etkinliğinde, ilâmın zorla yerine getirilebilmesi önemli bir rol oynamaktadır. Söz konusu hakların TTK’da gerçekten güçlü haklar düzeyine çıkartıldığından söz edebilmek için4 ilâmın aynen yerine getirebilmesine yönelik etkin cebrî icra mekanizmaları bulunmalıdır.5 Şirketin bilgi vermemek ve inceleme hakkını kullandırmamaktaki mukavemetini kıramayan bir cebrî icra, pay sahibini söz konusu hakların sağladığı yetkilerden mahrum bırakarak onun hukukî konumunu bilakis zafiyete uğratır.6 Cebrî icranın hakkın zorla teslimindeki kifayetsizliği pay sahibini önce aynen ifayı sağlamak üzere mahkemeye başvurmaktan alıkoyar; bilgi verilmemesinin ve inceleme hakkının kullandırılmamasının kanıksanmasıyla bu hakkını genel kurulda da kullanmakta isteksiz kılar. Cebrî icranın etkisiz olması, yalnız bilgi alma ve inceleme hakkını akamete uğratmakla kalmaz, aynı zamanda paya bağlı tüm hakların -özellikle koruyucu hakların- bilinçli bir şekilde kullanılmasını da güçleştirir.7

Bu çalışmada Türk Hukukunda bilgi alma ve inceleme hakkının aynen gerçekleştirilmesine hizmet edecek cebrî icra araçlarının bulunup bulunmadığı, Alman ve İsviçre Hukukundaki mevzuat, bilimsel görüş ve yargı kararları da dikkate alınarak değerlendirilecektir. Hukukumuzda ilâma bağlanan hakkın konusuna göre farklı cebrî icra usûlleri bulunduğundan (İİK m.24 vd.) bilgi verilmesi ve inceleme hakkının kullandırılmasının ne tür bir borç olduğu meselenin özünü teşkil etmektedir.

I. Edim Yükümlülüklerinin Nitelendirilmesi

Doktrinde bilgi verme ve inceleme hakkının kullandırılması arasında ayrım yapılmaksızın şirketin yapma borcu altında olduğu ileri sürülmüştür.8 Kanımızca edim yükümlülükleri bilgi alma ve inceleme hakkı için ayrı ayrı nitelendirilmelidir.9

Bilgi verme yükümlülüğünde fikri bir emek sarf etmek suretiyle yerine getirmek zorunda olunan bir edim söz konusu olduğundan, şirket esas itibariyle iş görme (yapma) borcu altındadır. Bununla birlikte bilgi verme yükümlülüğünün bir belgenin ibraz edilmesiyle yerine getirilmesi gerekebilir. Salt bilginin şifahen pay sahibine verilmesi, somut olayın koşullarında yeterli olmayabilir; bilginin belge ibraz edilerek verilmesi bir yükümlülük olarak ortaya çıkabilir.10 Hesap verme ilkesine uygun özenli bilgi verme yükümlülüğü, belgelere dayanan somut bilgilerin verilmesi olarak anlaşılmaktadır. Nitekim TTK m.437/2’nin Hükümet Gerekçesinde kavramın hesap verme konumunda bulunan bir kişinin hesap vereceği, yani sorumlu olduğu kişiye vermekle yükümlü olduğu kapsamlı, içerikli ve belgeli bilgiyi ifade ettiği; bilginin kural olarak sözlü verileceği, ancak yazı ile güçlendirileceği belirtilmiştir. Böyle bir durumda yönetim kurulu/müdürler, pay sahibinin bilgi alma talebini, bir yandan sorularını yanıtlarken, diğer yandan belli belgeleri incelemesine olanak sağlamakla veya belgelerin suretini vermek/göndermekle karşılayabilir. Şirket ne bilgi vermiş ne de belge ibraz etmişse, pay sahibi her iki hakkını birlikte kullanabilir.11 Şirket bilgi vermekle yetinmişse, pay sahibi bu sefer inceleme hakkının kullandırılmasını talep edebilir.