Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Kovid-19 Pandemi Sürecinde Hasta Haklarının Değerlendirilmesi

Evaluation of Patient Rights During Covid-19 Pandemic Period

Hamide BAĞÇECİ

Tıp tarihi, alışılmadıkların tarihidir.(***)

Pandemiler, toplumun tüm bireylerinin yaşamlarını ciddi biçimde tehdit ederek, ölümlere yola açan ve bu nedenle acil önlem ve tedbirlerin alınmasını gerektiren dönemlerdir. Bu kapsamda pandemilerde ortaya çıkan en önemli sorunlardan biri, genel sağlığın ve kamu yararının korunması amacıyla alınan tedbirler ile bireyin hakları arasında ortaya çıkabilecek çatışmadır. Nitekim dönemin niteliği gereği acil, dinamik ve efektif biçimde sağlık hizmeti verilmeye çalışırken temel hasta hakları da pratik zorunlulukların getirdiği bazı uygulamalar sonucu ikinci plana itilebilmiştir. Çünkü pandemi gibi sıra dışı toplumsal durumlarda, bireylerin temel hak ve özgürlüklerini kullanmalarına kamu yararı açısından bazı sınırlamalar veya kısıtlamalar getirilebilmektedir. Şüphesiz sınırlayıcı önlemlerin herhangi bir politikanın parçası olmadan gerekli, makul, orantılı, ölçülü, hakkaniyetli, ayrımcı olmayan ve ulusal mevzuata tam uyumlu biçimde gerçekleştirilmesi son derece önemlidir. Bununla birlikte bireylerin yaşama hakkı başta olmak üzere, sağlık hakkı, maddi ve manevi bütünlüğünün sağlanması gibi temel haklarının korunabilmesi ve devletin salgın hastalığı engelleyebilmesi için gerekli tedbirlere başvurması da kaçınılmazdır. Çalışmamızda bu dönemde hasta haklarının gerçekleşmesinde ortaya çıkan tartışmalı alanların değerlendirilmesi amaçlanmıştır.

Kovid-19, Hasta Hakları, Sağlık Hizmetlerine Erişim, Tedaviyi Ret Hakkı, Kişisel Sağlık Verilerinin Korunması, Zorunlu Aşı.

Pandemics are periods requiring urgent measures to be taken as they seriously threaten the lives of all members of the society and cause deaths. In this context, one of the most important issue arising in pandemics is the conflict between the measures taken to protect the public health and interest and the rights of the individual. While trying to provide, dynamic, urgent and effective healthcare services, basic patient rights may have been pushed to the background as a result of some practices brought by practical imperatives due to the nature of this period,. Some limitations and restrictions may be imposed on exercising fundamental rights and freedoms of individuals from the point of public interest because of extraordinary social situations such as pandemics. Undoubtedly, it is extremely important to carry out those restrictive measures in a necessary, reasonable, proportionate, fair, non-discriminating way and in full compliance with national legislations without being a part of any policy. In addition, it is inevitable for the state to take the necessary measures to prevent epidemic disease in order to protect the fundamental rights of individuals such as the right to live being in the first place, right to health, and ensuring their material and moral integrity. Our study aims to evaluate controversial areas emerged during this period from the perspective of patients’ rights.

Covid-19, Patient Rights, Access to Health Services, Right to Refuse Treatment, Protection Of Personal Health Data, Mandatory Vaccination.

Giriş

Çağdaş devletin düzenlemelerinde yer alan hasta hakları, esas olarak insan haklarının ve değerlerinin sağlık hizmetlerine uygulanmasını dile getirmekte, dayanağını insan haklarıyla ilgili temel belgelerden almaktadır. Genel olarak sağlık hizmetlerine erişim, bilgilendirilme, tıbbi müdahalelerde rıza ve tedaviyi ret, kendi geleceğini belirleme ve özel yaşamın gizliliğinin korunması olarak sayabileceğimiz düzenlemeler, hasta haklarının temelini oluşturmaktadır. Ne var ki, içinden geçtiğimiz pandemi döneminde bu hakların pratik zorunlulukların getirdiği bazı uygulamalar sonucu gerçekleşemediği durumlar ortaya çıkabilmiştir. Sözgelimi, Hasta Hakları Yönetmeliğinde yer alan birçok hak (hastanın tıbbı kayıtları inceleme, sağlık kuruluşunu seçme ve değiştirme, tıbbi gereklere uygun teşhis, tedavi ve bakım görme, tıbbi özen gösterilmesini talep etme gibi), gerek hastanede kalan gerek evlerinde bakım altında olan kişiler için geçerliliğini sürdürse de uygulamada bu hakların birçoğu fiziki ve ekonomik koşullar elverdiği ölçüde gerçekleştirilebilmiştir. Nitekim bu dönemde rutin hasta takipleri ertelenmiş, randevular iptal edilebilmiş, tedavi gereksinimleri olan özellikle akut hastaların tedavileri ile erken teşhis gerektiren bazı hastalıkların teşhisinde ve tedavisinde gecikmeler yaşanabilmiştir. Öte yandan pandemi gibi sıra dışı toplumsal durumlarda bireylerin yaşama hakkı başta olmak üzere, sağlık hakkı, maddi ve manevi bütünlüğünün sağlanması gibi temel haklarının korunabilmesi: devletin salgın hastalığı engelleyebilmesi için gerekli tedbirlere başvurmasını da kaçınılmaz kılmıştır. Bu çerçevede bireylerin temel haklarını ve özgürlüklerini kullanmalarına kamu yararı açısından bazı sınırlamalar veya kısıtlamalar getirilebilmesi, hasta hakları konusunda da bazı tartışmalı alanları ortaya çıkmasına neden olmuş, hukuk devleti ilkesi gereği söz konusu tedbirlerin alınması veya hakların kısıtlanması için kanuni düzenlemelerin kapsamını gündeme getirmiştir.

Çalışmada, özellikle sağlık hizmetlerine erişim, kişisel sağlık verilerinin paylaşılması, zorunlu aşı ve tedavi konuları ele alınmış, dağınık halde bulunan mevzuat ışığında bu yönde getirilen düzenlemelerin hukuka uygunluğu değerlendirilmeye çalışılmıştır.

I. Kavramlar

Bugün insanlık uzun zamandır ilk defa tüm dünyayı aynı anda etkileyen, hızla yayılıp ölümcül sonuçlara yol açabilen yeni tip korona olarak tanımlanan virüsün neden olduğu salgın hastalıkla mücadele etmektedir. Söz konusu salgına yol açan bu virüsün, çoğunlukla soğuk algınlığına sebep olan ve insandan insana kolaylıkla bulaşabilen çeşitli alt tipleri1 bulunmakla birlikte, hayvanlarda saptanan birçok türünün insanlara bulaşması sonucu ağır tabloların ortaya çıkabildiği bilinmektedir. Sözgelimi bazı hayvanlardan bulaştığı tespit edilen SARS-CoV virüsünün 21. yüzyılın ilk yıllarında yüzlerce ölüme sebebiyet verdiği kaydedilmiştir.2

İlk olarak 2019 Aralık ayında Çin’in Wuhan kentinde görülen ve 2020 yılının ilk çeyreğinde tüm dünyaya yayılmaya başlayan, kısaca 2019-nCoV3 adı verilen bu virüs halk arasında Kovid-19 olarak adlandırmaktadır. En yaygın belirtileri arasında ateş, boğaz ağrısı, öksürük ve nefes darlığı bulunan Kovid-19, neden olduğu zatürre tablosu ile ağır vakalarda ölümle sonuçlanmaya devam etmektedir. Nitekim virüsün kolaylıkla bulaşma hızına bağlı olarak ölümlerde meydana gelen artış ve yüksek vaka sayıları bu hastalığın Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından pandemi olarak ilan edilmesi sonucunu doğurmuştur. 11 Mart 2020 tarihli açıklamasında DSÖ, Kovid-19 virüsü salgını sebebiyle 114 ülkede 118 bin vakaya rastlandığı, 4 bin 291 kişinin ise hayatını kaybettiğinin açıklanmış, ardından koronavirüsün yayılma hızı ve etkilerinin alarm verici düzeyde olduğunu belirterek pandemi sınıfında olduğunu kaydetmiştir.4 Nitekim bu çalışmanın kaleme alındığı günlerde ortaya çıkan yeni bir gelişme de virüsün mutasyona uğrayarak bulaş riskinin arttığı yönünde olmuştur. Buna bağlı olarak da ülkeler arası bazı sınır kapıları tekrar kapanmıştır.5