Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Türk ve İsviçre Hukukunda Evliliğin Şartları ile İlgili Değerlendirmeler

Evaluations on Conditions for Marriage in Turkish and Swiss Law

Ebru CEYLAN

Çalışmamızda Türk ve İsviçre Hukukunda evlenme kavramı, evlenmenin hukuki niteliği ile ilgili doktrindeki görüşler, evlenmenin maddi koşulları (evlenme ehliyeti ve evlenme engellerinin bulunmaması) şekli koşulları, evlenmenin geçersizlik sebepleri ve hukuki sonuçları incelenmiştir. Türk Hukukunda Evlendirme Yönetmeliğinde yapılan değişiklikler değerlendirilmiştir. Yargıtay’ın evlenmenin geçersizliği ile ilgili güncel kararlarına yer verilmiştir. Ayrıca Türk Medeni Kanunu’nun kaynağı olan İsviçre Medeni Kanunu’ndaki evliliğin şartları ile ilgili düzenlemelere de çalışmamızda yer verilmiştir. Bu çalışmamızda 21. yy.’da evlilikle ilgili hukuki görüşler evliliğin geleceği bakımından incelenmiştir.

Evlilik, Evlenme Yaşı, Evlenme Engeli, Akıl Hastalığı, Hısımlık, Bulaşıcı Hastalık, Bekleme Süresi, Yokluk, Mutlak Butlan, Nispi Butlan.

Inthis study, concept of marriage in Turkish and Swiss law, considerations in legal doctrine on legal nature of marriage, objective (marital capacity and impediments to marriage) and subjective conditions and invalidity reasons of marriage and its legal consequences has been analyzed. The opinions on the amendments to the Matrimonial Regulation in Turkish law has been evaluated. Current decisions of Court of Cassation on invalidity of marriage has been handled. Also, regulations on conditions for marriage in Swiss Civil Code as a source of Turkish Civil Code has been examined. In this study, legal considerations on marriage and extramarital relations at 21st century has been evaluated in terms of the future of marriage.

Marriage, Age of Marriage, Impediment to Marriage, Mental Illness, Kinship, Contagious Disease, Waiting Period, Inexistance, Absolute Invalidity, Partial Invalidity.

Toplumsal yaşamda aile biyolojik, ekonomik, sosyal ve duygusal nedenlerle iki insanın bir araya gelerek oluşturdukları ve bunlardan türeyen bireylerden meydana gelen bir topluluktur. Aile, tarih boyunca bütün toplumların önemli işlevler yüklediği bir grup olmuştur. Ailenin günümüzdeki çağdaş düzeye ulaşmadan önce pek çok aşama bulunmaktadır. Evlilikle ilgili ilk yasakların oluşmasında ahlaki görüşler, kalıtımla ilgili hastalıklar, din, kültür ve yönetimin etkileri olmuştur. Günümüzde gelişmiş ülkelerde geçerli olan çekirdek aile modeli, ilkel toplumların ve geleneksel toplumların aile modeli ve anlayışından farklıdır. Geleneksel ailedeki eşler arasındaki iş bölümü, kadının kocaya ekonomik açıdan bağımlı olması ve çocukları büyütme ihtiyacı yerini başka bir aile modeline bırakmıştır. Yeni aile modeli içinde bireylerin dayanışmayı bulabileceği bir ortam olup eşlerin her ikisinin de kendi kişiliğini belirlemede özgür olduğu bir ortama dönüşmüştür. Tarih içinde zamanla ailenin klasik yapısı sosyal ve ekonomik gelişmelerden etkilenerek değişmiştir ve böylece çağdaş toplumlarda bireyselliğin artması nedeniyle ailenin klasik işlevleri değişmiştir. Özgür iradeleriyle eşlerin birbirine her bakımdan uyumlu olarak amaç ve fikir birlikteliğini, soybağı bakımından belirginliği ve çocukların eğitiminde ideal ortam sağlama evliliğin önde gelen işlevleridir. Evlilik, çocuk yapma ve çocukları yetiştirme görevlerinin yerine getirileceği uygun bir ortam olmasının yanı sıra eşlerin birbirine karşı görevlerini de yerine getirdiği bir ortam olarak etkisini sürdürmektedir. Medeni Kanun eşlere aralarındaki ilişkilerde yol gösterici rol oynamaktadır, ancak eşler isterlerse kanun hükümlerinden farklı bir iş bölümü aralarında yapabilirler.

Çağımızda laik medeni kanuna sahip ülkelerde evlilik, belirli şekil şartlarına bağlı olarak kurulmaktadır. Devamlı bir hayat ortaklığı olan evlenmeler yanında belirli şekil şartlarına uymayan nikâhsız beraberlikler de günümüzde eskiye oranla artmıştır. Nikâhsız beraberliklere pek çok gelişmiş ülke yasal statü tanımıştır. Türk toplumunda ise evlilik halen önemini koruyan bir beraberlik olmaya devam etmektedir ve Türk Medeni Kanunu’nda nikâhsız beraberliklere yasal statü tanınmamıştır. Evlenmenin ve evlilik dışı beraberliklerin hukuki niteliği ile ilgili çeşitli görüşler ileri sürülmektedir. Evlenme Türk ve İsviçre Hukuklarında “evlilik birliği” ifadesiyle evli eşlerin meydana getirdiği bir beraberlik olup tek tek kişilikleri dışında oluşan ancak tüzel kişiliğe sahip olmayan bir birliktir. Nikâhsız beraberlikler ise evlenmenin getirdiği yükümlülüklerden kurtulma ve bireyselliğin evliliğin kalıplarına girmeden yaşanması imkânı vermektedir. Ailenin klasik işlevlerinden çocuk sahibi olmak amacı giderek bireylerin yaşama biçimleri ve algılamaların değiştiği için ekonomileri gelişmiş toplumların bireyleri için artık bir şart olmaktan çıkmıştır. Günümüzde ekonomik bağımsızlığını elde etmiş olan bireyler tıptaki gelişmelerle evlenmeden de çocuk sahibi olabilmektedir.

Her evlilik geçerli olarak kurulmamaktadır. Evliliklerin geçerli olması hukukun gereğidir. Evlenmenin mutlak butlanla veya nispi butlanla sakat olması halinde TMK’da sınırlı sayıda sebep sayılarak belirli kişilere dava açma imkânı tanınmıştır. Evlenmenin yokluğu ise TMK’da ayrıca düzenlenmemiştir. Özellikle evlenmenin sıkı şekil kurallarına tabi olması nedeniyle evlenmeden önceki, evlenme sırasındaki ve evlenmeden sonraki işlemleri gerektiği gibi yerine getirilmesi evlenmenin geçerli kurulması için önemlidir.