Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Seri Muhakeme ve Basit Yargılama Usullerinin Değerlendirilmesi

Evaluation of Accelerated Trial and Simple Trial Procedures

Gülşen BAŞARIR

Seri muhakeme usulü ve basit yargılama usulü 17/10/2019 tarihinde 7188 sayılı Kanun ile Türk hukuk sistemine dâhil edildiler. Bu düzenlemelerin temel amacı iş yükünü azaltmak ve yargılama sürecini hızlandırmaktır. Bu iki usul Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 250-252’nci maddeleri arasında düzenlenmiş ve literatürde pek çok yönden eleştirilmiştir. Bu eleştirilerin ortak noktası, söz konusu düzenlemelerin ceza muhakemesi hukukunun temelini oluşturan ilkelere ve şüpheli/sanık haklarına zarar verebilecek nitelikte olmasıdır. Bu usullerin uygulanmaya başlanması ile usullere yöneltilen eleştirilerde doğruluk payı olduğu anlaşılmıştır.

Seri Muhakeme Usulü, Basit Yargılama Usulü, Ceza Muhakemesi Hukuku.

Accelerated trial and simplified trial procedure is included into the Turkish legal system with the Law No. 7188 on 17/10/2019. The main purpose of this arrangement is reducing the workload of the judiciary and speeding up the trial process. These two systems are regulated between the articles 250-252 in the Code of Crimina lProcedure and they have been criticized in many ways. The common point of these criticisms is that they are harmful to the principles of criminal prodecural law and the rights of the suspects / defendants. With the beginning the implementation of these procedures it was comprehend that there was piece of truth in the critisms for procedures.

Rapid Trial, Simplified Trial Procedure, Criminal Procedure.

A. GİRİŞ

Seri muhakeme usulü ve basit yargılama usulü 17/10/2019 tarihinde 7188 sayılı Kanunun 23’üncü maddesi ile Resmi Gazete’de yayınlanarak ceza muhakemesi hukukumuza dâhil olmuştur.1 Her iki usul CMK içerisinde ayrı maddelerde ele alınmış ve düzenlenmiştir. Seri muhakeme usulü, CMK’nın 250’nci maddesinde düzenlenirken detayları Seri Muhakeme Yönetmeliği (SMY)2 içerisinde belirlenmiştir. Diğer bir yargılama usulü olan basit yargılama usulü ise Kanunun 251’inci ve 252’nci maddelerinde düzenlenmiştir. Kanunun 251’inci maddesinde basit yargılama usulünün temel çerçevesi çizilirken, 252’nci maddesinde ise basit yargılama usulüne itiraza ilişkin hükümler belirlenmiştir. Her iki usul de özellikleri, uygulama şekilleri ile birbirinden farklılaşırken, kabul edilmelerindeki temel amaç yargılama sürecinin hızlandırılarak makul süreye indirilmesidir. Hedeflenen bu gibi amaçlar yargılama süreçlerine yönelik olumlu bir hareket olarak ortaya çıksa bile bu düzenlemeler ile beraber birtakım tartışmalar ve eleştiriler doğmuştur. Muhakeme ve yargılamayı oluşturan temel ilke ve prensiplerin getirilen iki usulün uygulanış sistemleri ile çatıştığını söylemek yanlış olmayacaktır.

Çalışmada seri muhakeme usullerini ayrı ayrı ele alarak detaylandırmanın, söz konusu usulleri daha iyi anlamak açısından faydalı olacağı değerlendirilmiştir. Bu sebeple çalışmada, öncelikle seri muhakeme usulünün uygulanış şartları, özellikleri, hüküm ve etkilerinden bahsedilecek olup daha sonra basit yargılama usulünün uygulanış şartları, özellikleri, hüküm ve etkilerinden bahsedilecektir.

B. SERİ MUHAKEME USULÜ

Bir kişinin işlediği iddia edilen suçun gerçekleşip gerçekleşmediğini belirleyebilmek ve karar verebilmek için yapılacak olan yargılamanın nasıl yapılacağı, ne şekilde ceza verileceği, ceza verilirken hangi hususların göz önünde bulundurulacağı, yargılama süreci içerisinde gerçekleştirilen tez-antitez-sentez çalışması ile belirlenir ve bu kolektif çalışma muhakeme sistemini oluşturur. Buradan hareketle muhakeme; iddia, savunma ve yargılama ayaklarından oluşan yargılama sürecinin kolektif şekilde yapılmasını düzenler.3 Sağlıklı bir ceza muhakemesinin yapılabilmesi için bu üçlü sac ayağının (iddia-savunma-yargılama) bulunması gerekir. Cumhuriyet savcısı iddia makamı konumundadır ve soruşturma evresinde gereken tüm belge ve delilleri toplayarak iddianame düzenler ve bunu mahkemeye iletir. Mahkemenin iddianameyi kabulü ile kovuşturma evresine geçilir. Soruşturma evresinde şüpheli sıfatını haiz olan kişi kovuşturma evresine geçiş ile sanık sıfatını kazanır ve bu evrede sanık müdafii ile birlikte savunma makamını işgal eder. Mahkeme ise burada yargılayan ve hüküm kuran makamdır. Yargılama süreci sonunda bir hüküm verilebilmesi için yargılama sürecinde dinlenen ilgili kişilerin ifadeleri ve toplanan deliller üzerinden mahkemenin kararı gereklidir. Şüphesiz ki tüm bu bilgiler ceza muhakemesinin daha ilk dersinde anlatılır. Ancak seri muhakeme usulünde kullandığımız ‘muhakeme’ kavramının aslında temel bilgi olarak anlattığımız tüm bu bilgilerden hayli uzak, kendine özgü bir düzenleme olduğunu görmekteyiz. Seri muhakeme usulünde karar hâkim tarafından değil Cumhuriyet savcısı tarafından verildiği gibi bu hüküm kovuşturma aşamasına geçilmeden verilir. Bu sebeple seri muhakeme usulünü detaylandırmadan önce bu usulde kullandığımız muhakeme kavramının zeminin pek de sağlam temele oturmadığını görmekteyiz.

Seri muhakeme usulü, 5271 sayılı CMK’nın 250’nci maddesinde düzenlenmiş ve hangi suç tiplerine uygulanacağı bu madde hükmünde açıkça gösterilmiştir. Buradan hareketle Türk Ceza Kanunu (TCK) içerisinde sayılmış her suça seri muhakeme usulü uygulanamaz. Uygulanabilmesi için ilk şart ilgili suç tipinin CMK’nın 250’nci maddesinde yazılı olmasıdır. Madde hükmünde uygulanabilecek tüm suç tipleri alt alta yazılarak sıralanmıştır. Bu sebeple seri muhakemeye uygulanabilecek suç tiplerinin kanunda bu şekilde sıralanarak gösterilmesinden dolayı ‘katalog suçlar’ (sınırlı sayılmış)4 kavramı kullanılmaktadır. Sayılan suçlar dışındaki suçlara, seri muhakeme usulünün uygulanabilmesi söz konusu olamaz.

250. maddenin 1. fıkrasında açıkça sayılan seri muhakeme usulünün uygulanabildiği suç tiplerine5 baktığımızda ilgili fıkranın a bendinde TCK içinde düzenlenen b, c, d ve e bentlerinde ise TCK dışında düzenlenen suçlar seri muhakeme usulü kapsamının içinde sokulmuştur. Adı geçen suçlara baktığımızda bu suçların hafif suçlar olduğu ve bir kısmının uzlaştırma kapsamında kaldığı, bir kısmının ise aynı zamanda kabahat olarak da yaptırıma bağlandığı görülmektedir.6 Ancak sayılan tüm bu suçların hani gerekçe ile seri muhakemeye tabi tutulduğuna dair herhangi bir gerekçe bulunmamaktadır. Seri muhakeme usulünün getiriliş amacının temel gerekçesinde belirtilen “basit suç olmasına rağmen yargılaması uzun süren suçlar” niteliğine uygun düşecek suç türleri öngörülmüştür.

Madde hükmüne baktığımızda seri muhakeme usulünün uygulanmasına dair ikinci bir şart görmekteyiz. Buna göre seri muhakeme usulü soruşturma evresi tamamlandıktan sonra Cumhuriyet savcısı tarafından kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmediği takdirde uygulanır. Bu kanun hükmünden hareketle ilk olarak soruşturma aşamasının tamamlanmış olması gerekmektedir. Bir soruşturma aşamasının tamamlanmış sayılabilmesi için şüphelinin gerçekleştirdiği eylemin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe7 oluşturacak delile ulaşması ve bu deliller ile iddianame düzenlenebilecek konuma gelmesi gerekir. Seri muhakeme usulünde yeterli şüphe kavramının önemi daha da ön plana çıkmaktadır çünkü bu usulde şüpheli seri muhakeme usulünü kabul ederek kendisine yönelik işlediği iddia edilen suçu da kabul etmiş bulunmaktadır. Şüphelinin seri muhakeme usulünü kabul etmesi ile beraber söz konusu suçun şüpheli tarafından işlenip işlenmemesi ikinci plana kalacak böylelikle de muhakeme sırasında ortaya çıkabilecek kendi lehine delilleri de kaybetmiş olacaktır. Kovuşturma sırasında ortaya çıkabilecek deliller ile sanığın suçsuzluğu ispat edilebilirken, seri muhakeme usulünü kabul etmesi ile değindiğimiz üzere suçu kabul edecek ve beraat edebilme ihtimalini ortadan kaldıracaktır. Kimi zaman bu durum suçu işlememiş bir kişinin ceza alması ile de sonuçlanabilecektir. Bu sebeple Cumhuriyet savcısının yeterli şüpheyi oluşturacak şekilde etkin bir soruşturma yürütmesi gerekmektedir. Ancak tekrar ettiğimiz üzere şüpheli seri muhakeme usulünün uygulanmasını reddederek genel hükümlere göre yargılanmayı kabul edebileceği gibi seri muhakeme usulünün uygulanmasından istediği zaman vazgeçebilir. Ancak bu vazgeçme işlemi ileride de değineceğimiz üzere mahkeme tarafından hüküm kuruluncaya kadar yapılmalıdır.

Gerekli tüm soruşturma işlemleri tamamlandıktan sonra Cumhuriyet savcısı kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verebileceği gibi seri muhakeme usulünün uygulanmasına da karar verebilir.8 Kamu davasının açılıp açılmayacağının kararı Cumhuriyet savcısının takdirine bağlıdır. Cumhuriyet savcısı öncelikle önüne gelen olayda kamu davasının açılmasının şartlarının oluşup oluşmadığına bakıp ve şartları oluşmuş ise kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verecektir. Cumhuriyet savcısının erteleme kararı vermemesi halinde seri muhakeme usulünün uygulanması gündeme gelecektir. Ancak Cumhuriyet savcısı hem erteleme kararı verip hem de seri muhakeme usulünü uygulayamaz. Seri muhakeme usulü seçilmediği takdirde kamu davasının ertelenmesi kararı verilmek zorundadır. Özetle buraya kadar bahsettiğimiz noktada seri muhakeme usulünün uygulanmasındaki temel şartlar Cumhuriyet savcısının kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararını vermemiş olması ve bahse konu suç tipinin madde hükmünde sayılan katalog suçlardan birine dâhil olmasıdır. Ancak tüm bu şartların sağlanmasına karşın bazı istisnai hallerde seri muhakeme usulünü uygulayamayız. CMK’nın 250’nci maddesinin 11’inci ve 12’nci fıkralarında belirtilen hallerde seri muhakeme usulünün uygulanabilirliği ortadan kalkmaktadır. İlgili maddenin 11’inci fıkrasında “Suçun iştirak halinde işlenmesi durumunda şüphelilerden birinin bu usulün uygulanmasını kabul etmemesi halinde seri muhakeme usulü uygulanmaz.” madde hükmü düzenlenmiştir. İştirak, bir kişi tarafından işlenebilen bir suçun, birden fazla kişinin aralarındaki anlaşma ve işbirliği yapmaları sonucunda gerçekleştirilmesi olarak tanımlanmaktadır.9 Tanımdan ve kanun maddesinden hareketle bir suçun oluşmasından birden fazla kişinin eylemi olması halinde seri muhakeme usulü her bir şüpheliye, bu usulün teklifini yaptığını anlamaktayız. Ancak şüphelilerden birinin seri muhakeme usulünü reddetmesi halinde diğer şüpheli ya da şüpheliler için de seri muhakeme usulünün uygulanabilirliği ortadan kalkmaktadır. Bununla beraber yine aynı maddenin 12’nci fıkrasında ise “seri muhakeme usulü, yaş küçüklüğü ve akıl hastalığı il sağır ve dilsizlik hallerinde uygulanmaz.” denilerek seri muhakeme usulünün uygulama alanına bir istisna getirilmiştir. CMK içinde düzenlenen bu iki madde de aynı zamanda SMY’nin 7’nci maddesinin 1 ve 2’nci maddelerinde10 de düzenlenmiştir. Ayrıca seri muhakeme usulü, SMY’nin 5’inci maddesinin 1’inci fıkrasına göre ön ödeme11 ya da uzlaştırma12 kapsamında olan suçlarda da uygulanamaz.

Seri muhakeme usulü Cumhuriyet savcısının yalnızca bunu talep etmesi ile işlemeye başlayacak bir sistem değildir. CMK’nın 250’nci maddesinin 2. fıkrasına göre şüphelinin kolluk görevlileri ya da Cumhuriyet savcısı tarafından öncelikle bilgilendirilmesi ve sonrasında şüpheliye bu usulün teklif edilmiş olması gerekir. Şüpheli ise bu teklifi kabul edecek ya da reddedecek dahi olsa bunu müdafi huzurunda yapmalıdır. Kişinin seri muhakeme usulünü kabul etmemesi ya da SMY’nin 10’uncu maddesinin 9’uncu fıkrası gereği yapılacak duruşmaya mazeretsiz katılmaması durumunda seri muhakeme usulü uygulanamayacaktır. Cumhuriyet savcısı da TCK’nın 61’inci maddesinin hükümlerine göre cezayı belirlemelidir. Seri muhakeme usulünün en önemli özelliklerinden biri de burada karşımıza çıkmaktadır. Şüpheliye Cumhuriyet savcısı tarafından isnat edilecek cezada seri muhakeme usulünü kabul etmesi sebebiyle verilen cezadan CMK’nın 250’nci maddesinin 4’üncü fıkrası uyarınca yarı oranında indirim yapılır. Ancak bu durum Cumhuriyet savcısının seçenek yaptırımları, hükmün açıklanmasının geri bırakılması yollarına gidemeyeceği anlamına da gelmemektedir.13 Seri muhakemenin uygulanmasının tüm bu uygulanışa yönelik temel özellikleri ve geçerlik şartları SMY’nin 5’inci maddesinde detaylı bir şekilde gösterilmiştir. Buradan hareketle de seri muhakemenin nasıl uygulanacağını daha detaylı bir şekilde ele alalım.