Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Milli Eğitim Hizmetinde Sözleşmeli Öğretmen İstihdamı

Contract Teacher Employment in National Education Service

Durmuş KILINÇ

Milli eğitim hizmetinin öğrencilere sunulmasında ve yürütülmesinde en önemli kamu görevlisi öğretmendir. Öğretmenlik, Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 43’üncü maddesinde eğitim, öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini yürüten özel bir ihtisas mesleği olarak tanımlanmıştır. Öğretmenler eğitim hizmetlerindeki asli niteliklerinin gerektirdiği şekilde kural olarak memur statüsünde istihdam edilmektedir. Fakat memur statüsünde istihdamın dışında sözleşmeli öğretmen, geçici personel statüsünde öğretmen, ders başına ücretli öğretmen ve vekil öğretmen gibi çeşitli istihdam uygulamalarına da yer verildiği görülmektedir. Bu tür uygulamalar öğretmenlerin memur statüsünün sağladığı hak ve güvencelerden yararlanamamasına, geçici ve belirsiz bir şekilde istihdam edilmesine sebep olmaktadır. Bu çalışmada sözleşmeli öğretmen istihdamının eğitim hizmeti içindeki yeri ve çeşitli öğretmen istihdamı uygulamaları incelenecek ve son olarak günümüzde yürürlükte bulunan sözleşmeli öğretmenlik uygulamasının hukuki durumu ortaya konulacaktır.

Eğitim Kamu Hizmeti, Sözleşmeli Öğretmen, Sözleşmeli Personel, Geçici Personel, Ders Başına Ücretli Öğretmen.

The teaching profession is the most important public duty that provides and conducts education and training services to students. Teaching is defined in the 43rd article of the National Education Fundamental Law as a specialization profession that carries out the duties of education, training, and related management. As a rule, teachers are employed as civil servants as required by their essential qualifications in education services. However, it is seen that apart from employment in civil servant status, there are also various employment practices such as contract teachers, temporary personnel status teachers, paid teachers per class, and substitute teachers. Such practices cause teachers not to benefit from the rights and assurances provided by the civil servant status and to be employed temporarily and indefinitely. In this study, the place of contract teacher employment in education service and various teacher employment practices will be examined, and finally, the legal status of contract teacher employment practice in effect today will be revealed.

Education Public Service, Contract Teacher, Contract Personnel, Temporary Personnel, Paid Teacher Per Class.

Giriş

1982 Anayasası’nın 42’nci maddesine göre, kimse eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Anayasa’da bir insan hakkı olarak tanımlanan eğitim, ilköğretim düzeyinde herkese zorunludur1 ve devlet okullarında parasız olarak sunulur. Anayasa’ya göre eğitim ve öğrenim hem bir hak hem de ödevdir. Diğer yandan eğitim hizmetinin sunulması devlete yüklenmiş bir görevdir. Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre yürütülür. Milli eğitim hizmetinin amaçları 14.6.1973 tarih ve 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun2 ikinci maddesinde ortaya konmuştur. Eğitim ve öğrenim hizmetinin bir kamu hizmeti olarak sunulması devletin bir görevi olup gereği gibi ve hedeflenen faydaları sağlayacak nitelikte sunulması gerekir. Kamu hizmeti olan eğitim hizmetinin vatandaşları tatmin edecek düzeyde, uygun araç, materyal ve personel ile sunulması gereklidir.

Eğitim hizmetini ilk elden yürüten personel öğretmenlerdir. Öğretmen eğitim hizmetini öğrencilere sunan ve eğitim ve öğretim hizmetini yürüten en önemli kamu görevlisidir. Eğitim hizmetinin amacına uygun olarak sunulabilmesi için öğretmenlerin hizmetin gerektirdiği nitelikleri taşıması gereklidir. Diğer yandan eğitim hizmetinin gereği gibi yürütülebilmesi için öğretmenlere gerekli araç ve mesleki güvencenin sağlanması şarttır. 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 43’üncü maddesine göre öğretmenlik mesleği, Devletin eğitim, öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleğidir. Öğretmenler bu görevlerini Türk Milli Eğitiminin amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak ifa etmekle yükümlüdürler. Öğretmenlerin kanunlarda ve Anayasa’da belirtilen amaçlara uygun olarak görevlerini yerine getirebilmesi, kamu hizmetine alımların ve hak ve yükümlülüklerin bu amaca uygun olarak belirlenmesiyle mümkündür. Bu nedenle öğretmenlerin istihdam biçimi eğitim hizmetinin yürütülmesinde belirleyici bir konuma sahiptir.

1982 Anayasası’nın 128’inci maddesine göre; Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun3 dördüncü maddesinde kamu hizmetlerinin memur, sözleşmeli personel ve işçiler eliyle görüleceği düzenlenmiştir. 1982 Anayasası ve 657 sayılı Kanun’a göre kamu hizmetlerinin yürütülmesinde temel istihdam biçimi memuriyettir. Bununla birlikte tüm öğretmenler memur olarak istihdam edilmemekte, memuriyet dışında sözleşmeli öğretmen, ders karşılığı ücretli öğretmen ve vekil öğretmen gibi uygulamalar bulunmaktadır.

Sözleşmeli personel uygulaması 657 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden bu yana tartışmalı bir nitelik taşıyagelmiştir. Sözleşmeli personel, başlangıçta geçici ve istisnai bir istihdam biçimi olarak düzenlenmesine rağmen zamanla bu niteliği ortadan kalkmış, memuriyete alternatif bir istihdam biçimi haline gelmiştir. 1980 sonrasında neoliberal devlet anlayışı ve kamu yönetimi alanındaki değişimler, güvenceli istihdam biçimlerinden ziyade sözleşmeli istihdam biçimini ön plana çıkarmıştır.4 Milli eğitim hizmeti alanında ise bu süreç sözleşmeli öğretmenlik veya ders başına ücretli öğretmenlik gibi meslek güvencesinin bulunmadığı ve çalışanlara daha az haklar sağlayan uygulamalarının ağırlık kazanması olarak kendisini göstermiştir.

Güvencesiz istihdam biçimlerinin öğretmenlerin mesleğe bakışı, aidiyet hissi ve öğretmen-öğrenci ilişkisi üzerinde kaçınılmaz etkileri bulunmaktadır. Bu alanda yapılan çalışmalar istihdam biçimlerinin öğretmenlerin meslek yaşamları üzerine etkisini somut olarak göstermektedir.5 Bu çalışmada sözleşmeli öğretmenliğin hukuki statüsü, genel sözleşmeli personel kategorisi içindeki yeri ve ilgili Anayasa ve Danıştay kararları değerlendirilecektir. Bu kapsamda önce öğretmen istihdamında uygulanan istihdam biçimlerine kısaca değinilecek, sonrasında genel sözleşmeli personel kategorisine ilişkin değerlendirmeler yapılacak ve son olarak sözleşmeli personel uygulamasının hukuki mahiyeti ortaya konulacaktır.

1. Öğretmen İstihdamında Kullanılan Yöntemler

657 sayılı Kanun’un 4/A maddesine göre, kuruluş biçimine bakılmaksızın, Devlet ve diğer kamu tüzel kişiliklerince genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli kamu hizmetlerini ifa ile görevlendirilenler memur sayılırlar. Eğitim hizmetini yürüten öğretmenlerin çoğunluğu bu hüküm kapsamında memur olarak istihdam edilmektedir. Memurlar ile idare arasındaki ilişki statü ilişkisidir.6 Statü ilişkisinin gereği olarak memurlar önceden yasayla belirlenmiş hukuki statüye idarenin tek taraflı atama işlemi ile atanırlar. Memur olarak çalışan personel 657 sayılı Kanun kapsamında sağlanan haklardan, yükselme imkânlarından, sosyal ve mali haklardan yararlanır, kadroya ve iş güvencesine sahiptir.7 Memur statüsünde çalışan öğretmenler memur statüsünün getirdiği tüm hak ve güvencelerden yararlanırlar.8

657 sayılı Kanun’da öngörülen bir diğer istihdam biçimi sözleşmeli personeldir. 657 sayılı Kanun’un 4/B maddesinin ilk paragrafında kalkınma planı, yıllık program ve iş programlarında yer alan önemli projelerin hazırlanması, gerçekleştirilmesi, işletilmesi ve işlerliği için şart olan zaruri ve istisnai hallerle sınırlı olmak şartıyla özel meslek bilgisine ihtiyaç duyulan geçici işlerde sözleşmeli personel istihdam edilebileceği düzenlenmiştir. Düzenlemenin ikinci paragrafında ise bu şartlara bağlı olmadan belirlenen bazı alanlarda zorunlu hallerde sözleşmeli personel istihdam edilmesine imkân tanınmaktadır. Bu hüküm kapsamında, Millî Eğitim Bakanlığında norm kadro sonucu ortaya çıkan öğretmen ihtiyacının kadrolu öğretmen istihdamıyla kapatılamaması hallerinde öğretmenlerin sözleşmeli olarak çalıştırılması mümkündür.

Sözleşmeli personel ile idare arasındaki ilişki sözleşme ilişkisidir.9 Sözleşmeli personelin hak ve yükümlülükleri, mali ve sosyal hakları, sözleşmeye ilişkin usul ve esaslar 657 sayılı Kanun’da değil idari düzenlemelerle ve sözleşme ile belirlenmektedir.10 Hizmet sözleşmesi yıllık olarak yenilenmektedir. Dolayısıyla sözleşmeli öğretmenler 657 sayılı Kanun’un memurlara sağladığı memurluk güvencesinden, hak ve menfaatlerden yararlanamamaktadır.11