Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Anayasa Mahkemesinin Tıbbi Hatadan Kaynaklı Uyuşmazlıklara Bakışı

Akif YILDIRIM

I. HUKUKİ SORUN

AİHM kararlarına göre, kişilerin vücut ve ruhsal bütünlükleriyle ilgili konuların, onlara sağlanan tıbbi tedavi seçimindeki katılımları ve bu tedavilere olan rızaları ile ilgili hususlar, Sözleşme’nin 8. maddesinin sınırları içerisinde yer almaktadır (AİHM kararı için bkz. İclal Karakoca ve Hüseyin Karakoca /Türkiye, B. NO: 46156/11, 21/5/2013).

Anayasa Mahkemesi, 2013/8386 sayılı bireysel başvuru dosyasında bu konuya ilişkin verdiği kararında da (§ 31) aynı sonuca ulaşmıştır. Karara göre, Anayasanın 17. maddesinin amacı esas olarak, bireylerin maddi ve manevi varlığına karşı devlet tarafından yapılabilecek keyfi müdahalelerin önlenmesidir. Devletin ayrıca, vücut ve ruhsal bütünlüğüne yönelik fiziksel ve cinsel saldırılar, tıbbi müdahaleler, şeref ve itibarı etkileyen saldırılar karşısında kişilerin maddi ve manevi varlığını etkili olarak koruma ve saygı gösterme şeklinde pozitif yükümlülüğü de bulunmaktadır (B. No: 2013/8386, 19/2/2014, § 30). Bu çerçevede, tıbbi ihmaller sonucunda, telafi edilemez zarara uğrama iddiaları, Anayasa’nın 17. ve Sözleşme’nin 8. maddelerinin ortak koruma alanı kapsamında yer almaktadır (§ 31).

Anayasa Mahkemesine göre, Anayasa’nın 17. maddesi ile kişinin vücut ve ruhsal bütünlüğü, gerek kamusal yetkilerle donatılmış kişilerin gerekse özel kişilerin müdahalelerine karşı güvence altına alınmıştır. Bu çerçevede devletin, egemenlik alanında yaşayan ve kontrolü altında bulunan kişilerin maddi ve manevi varlıklarına yönelen müdahaleleri önleme, önlenememiş olan müdahalelere yönelik olarak da gerekli soruşturma, kovuşturma, failleri tespit edip cezalandırma ve gerektiğinde bundan doğan zararları etkili bir şekilde bizzat karşılama veya sorumlularına karşılatma yükümlülüğü bulunmaktadır1.