Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Vergi Usul Kanununa Göre Adlî Arama

Hüsamettin UĞUR

Adlî işlemlerden olan arama, ceza usul hukuku anlamında bir koruma tedbiridir. Ceza Muhakemesi Kanunu dışında birçok özel yasada yer verildiği gibi, 213 sayılı Vergi Usul Kanununda da arama işlemi özel olarak düzenlenmiştir. Bu çalışmada VUK kapsamındaki aramanın hukuksal niteliği, amacı ve şartları, öğreti ve yargı kararları ışığında incelenmiştir.

Koruma Tedbiri, Arama, Vergisel Arama, Vergi Kaçakçılığı, Vergi Suçu.

Search which is one of the judicial proceedings is a protection measure within the meaning of Criminal Procedural Law. Likewise it is envisaged in a number of separate laws along with the criminal procedure code, a set of special provisions in regard to search are foreseen in the Tax Procedural Law no. 213. In this study, legal character of search within the scope of TPL, its objective and conditions are elaborated in the light of doctrine and the court judgments.

Protection Measure, Search, Taxational Search, Tax Evasion, Tax Crime.

GİRİŞ

Ceza muhakemesinde maddi gerçeğe ulaşabilmek ve sonuçta verilen kararların uygulanabilmesini sağlamak amacıyla başvurulması gereken tedbirlere koruma tedbirleri denilmektedir.1 Bu tedbirler bireyin hakları ve özgürlükleri açısından, o ülkenin hukuk sistemi hakkında olumlu veya olumsuz bir izlenim edinilmesi için önemli ölçütlerdir. Bu nedenle anayasalarda koruma tedbirlerine ilişkin temel ilkelere yer verilir. Koruma tedbirleri nitelikleri itibarıyla zorlama, araç olma ve geçici olma özelliğine sahip olup; ön şartları ise suç şüphesinin bulunması, kanunla düzenlenmesi, gecikmesinde sakınca bulunması, başvurulmasında haklılık bulunması ve orantılılıktır.2

“İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetlerini Koruma Sözleşmesi”nin (İHAS), “Özel hayatın ve aile hayatının korunması” başlıklı 8’inci maddesine göre; herkes özel hayatına, aile hayatına, meskenine ve haberleşmesine saygı gösterilmesi hakkına sahiptir. Bu hakların kullanılmasına resmi bir makamın müdahalesi, demokratik bir toplumda ancak milli güvenlik, kamu güvenliği, ülkenin ekonomik refahı, düzenin korunması, suçların önlenmesi, sağlığın veya ahlâkın ve başkasının hak ve hürriyetlerinin korunması için zaruri bulunduğu derecede ve kanunla öngörülmesi şartıyla başvurulabilir.

1982 Anayasası’nın “Kişi hürriyeti ve güvenliği” başlıklı 19’uncu maddesinde, şekil ve şartları kanunda gösterilen haller dışında kimsenin hürriyetinden yoksun bırakılamayacağı, “Özel hayatın gizliliği”ne dair 20’nci maddesinde, milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlakın korunması veya başkalarının haklarının ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden birine veya birkaçına bağlı olarak, usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin üstünün, özel kâğıtlarının ve eşyasının aranamayacağı ve bunlara el konulamayacağı, 21, 22 ve 23’üncü maddelerde ise “konut dokunulmazlığı,” “haberleşme hürriyeti” ve “yerleşme ve seyahat hürriyeti” ile bunların hangi hallerde sınırlandırılabileceği düzenlenmiştir.