Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

İnsan Hakları: Hukuk ile Ahlak Arasında

Human Rights: Between Law and Morals

Şule ŞAHİN CEYLAN

İnsan hakları, Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi’nde duyurulmuş ve zamanla iç hukuklarda da yer edinmiştir. Evrensel, devrolunamaz, hukuki düzenleme ve konvansiyonel normlardan bağımsız oldukları düşünülmektedir. İnsanların bu haklara sahip olmasının sebebi, insan doğalarıdır. “Doğa” kavramı, eski bir geleneği, onyedinci ve onsekizinci yüzyılların doğal haklarını çağrıştırır; fakat, “insan”a vurgu modern ardılında daha güçlüdür. Doğal haklar ile insan hakları arasında doğrudan ve kesin bir bağlantı kurmak kolay değilse de, her ikisi de hukuk sistemlerinden bağımsız ahlaki normlar olarak betimlenebilir. Aynı zamanda oldukça tartışmalı bir soruya işaret eder: İnsan hakları, ahlaki haklar mıdır? Bu makale, insan hakları düşüncesini geniş bir perspektifte açıklama, hukuki ve ahlaki haklar arasındaki statüsünü ortaya koyma yönünde bir girişim olup, haklar, hukuki haklar, ahlaki haklar kavramları ve insan haklarının çift yanlı yapısı ele alınacaktır.

Haklar, Hukuki Haklar, Ahlaki Haklar, İnsan Hakları.

Human rights have been announced in Universal Declaration of Human Rights and have found a place in domestic laws over time. They are thought to be universal, inalienable, and independent from legal enactments, and conventional norms. It is believed that all humans have these rights, just because of their human nature. The concept of “nature” reminds us of an old tradition, natural rights of the seventeenth and eighteenth centuries; but the emphasis on “human” is much stronger in their modern successors. Even it is not easy to build a direct and unquestionable connection between natural rights and human rights, one can at least define both of them as moral norms independent of legal systems. This also points to a very controversial question: Are human rights moral rights? This paper is an attempt to explain the idea of human rights from a wide perspective and to propound its status between legal and moral rights. With this purpose in mind, the concept of rights, legal rights, moral rights, and the bilateral structure of human rights will be examined.

Rights, Legal Rights, Moral Rights, Human Rights.

GİRİŞ

İnsanlık tarihi kadar eski olan şeylerden birinin de talepler olduğu, insanların karşılıklı taleplerini dile getirmek için farklı zamanlarda, farklı kavram ve söylem biçimlerinden yararlandığı söylenebilir. Bunlar, kimi zaman felsefi etkinlik ve eylemle özgün bir şekilde üretilirken, kimi zaman da mevcut kavramlardan türetilmekte veya gündelik dilden ödünç alınmaktadır.1

Serüvenine ne zaman ve nasıl başladığına, neleri kapsayıp neleri dışladığına, kimleri hangi sebeple koruduğuna, kaynağının ne olduğuna ilişkin tartışmalar ciltlerden, kitaplardan taşan haklar, farklı talepleri dile getirmenin etkin araçlarıdır. Konuya çeşitli nedenlerle ilgi duyan meraklılarını, hukuk, ahlak ve siyaset felsefelerinin geniş ve etkileşimli alanına davet eder; üzerinde en fazla düşünülen, konuşulan, tartışılan meselelerden biri olarak güncel literatürde yerini alır. Haklar, somut bir gerçeklikten yoksun olduğu, gündelik dilde ve hukukta semantik bir içeriği bulunmadığı halde,2 pek çok olasılığı karşılamak için kullanılmakta ve her kullanım yeni tartışmaların önünü açmaktadır.

Bilhassa insan haklarının bu bahisteki önemi büyüktür. Hakları, hukukla sınırlayan görüşler, insan haklarını da ancak pozitif hukuklardaki yeri nispetinde kabul eder. Ondokuzuncu yüzyılın pozitivist akımların zaferi olduğunu söylemekte sakınca yoktur. Hukuk sadece yürürlükteki hukuktur ve haklar sadece hukuken tanınmış haklardır. 1933 sonrasında Batı dünyası, totaliter rejimlerin yol açtığı olumsuz sonuçlarla yüzleşir ve hukuk adı altında oldukça katı düzenlemeler yapılabileceğini fark eder. Bu, pozitivist akımların hukuk ve politik felsefedeki gücünün zayıflaması, doğal hakların yeniden gündeme gelmesi, insanların hukuktan bağımsız ve üstün haklarının bulunduğunun yaygın kanı haline gelmesiyle yakından ilişkilidir.3