Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Ölüm Sigortası

Survivor Insurance

Abdullah EYİGÜL

Ölüm sigortası, uzun vadeli sigorta türlerinden biridir. Ölüm sigortasıyla, sigortalının ölümüyle birlikte normal geçim olanaklarını kaybeden geride kalan eşe, henüz çalışma yaşına gelmemiş çocuklarına ve sigortalının desteği ile yaşamlarını sürdüren ana babasına, kesilen gelirlerinin yerini alacak şekilde yardım yapılarak söz konusu kişilerin gelecekleri garantiye alınması amaçlanmaktadır. Çalışmamızda ilk olarak ölüm sigortası yardımlarından yararlanabilme koşullarını ve bu sigorta kapsamında sigortalıya sağlanabilecek yardımları izah ettikten sonra ölüm sigortasında üçüncü kişilere rücu şartlarını inceleyerek çalışmamızı sonlandıracağız. Çalışmamızda kaynak tarama yöntemi kullanılacak olup, bu kapsamda yazılı kaynaklardan, Yargıtay içtihatlarından ve elektronik kaynaklardan faydalanılacaktır.

Ölüm Sigortası, Sağ Kalan Eş, İş Kazası, Meslek Hastalığı.

Survivors insurance is one of the long-term types of insurance. With the survivors insurance, it is aimed to help the surviving spouse who has lost their standard livelihoods with the death of the insured, their children who have not reached the age of working, and their parents who continue their lives with the support of the insured, in a way that will replace their cut income, to ensure the future of those persons. In our study, firstly, the conditions for benefiting from survivors insurance allowances and the aids that can be provided to the survivor under this insurance will be explained and then our work will be finished by examining the recourse conditions for third parties in survivor insurance. In our study, source scanning method will be used and in this context, written sources, Supreme Court case law and electronic sources will be utilized.

Survivor Insurance, Surviving Spouse, Occupational Accident, Occupational Disease.

Giriş

Her insan için kaçınılmaz olan ölüm, bir sosyal sigorta riski kabul edilmiş ve sosyal güvenlik kanunumuzda düzenlenmiştir. Sigortalının ölümü halinde geçimi sigortalı tarafından sağlanan yakınları sürekli gelir kaybına uğrarlar. Bu nedenle ölüm olayı geçimleri sigortalı tarafından sağlanan yakınları için sigorta altına alınması gereken bir risktir.1

5510 sayılı Kanunda ve Sosyal Güvenlik Hukukunda ölüm olayı, kısa vadeli sigorta kolları arasında yer alan iş kazası ve meslek hastalığı sonucunda meydana gelen ölümlerde sigortalının geride kalan aile bireylerine ölüm geliri bağlanması ve bundan bağımsız sebebi her ne olursa olsun meydana gelen ölümlerde uygulanacak olan ölüm sigortası olmak üzere iki farlı yerde düzenlenmiştir. Aynı olayın kanunda iki farklı yerde düzenlenmiş olması bazı karışıklıklara neden olabileceği nedeniyle doktrinde eleştirilmiştir.2 Ölümün iş kazası ve meslek hastalığı nedeniyle gerçekleştirdiği durumda 5510 sayılı Kanunun iş kazası ve meslek hastalığına ilişkin hükümleri, bunun dışında bir nedenle meydana gelen ölümlerdeyse ölüm sigortasına ilişkin hükümler uygulanacaktır. Fakat sigortalının iş kazası ve meslek hastalığı sonucu ölmesi sigortalının geride kalanlarına aynı zamanda ölüm sigortası kapsamında ölüm aylığı bağlanmasına engel değildir. Ölüm aylığı bağlanması için gerekli koşulları yerine getiren sigortalının iş kazası ve meslek hastalığı sonucu ölmesi durumunda, hak sahiplerine hem iş kazası ve meslek hastalığı sigortasından ölüm geliri hem de ölüm sigortasından aylık bağlanacak ve gelir ve aylıkların birleşmesine ilişkin hükümler uygulanacaktır.3

Ölüm sigortası ilk kez 04.02.1957 tarih ve 6900 sayılı İhtiyarlık, Malullük ve Ölüm Sigortaları Kanununda düzenlenmiş 1964’te 506 sayılı Kanun kapsamına alınmıştır.4 Ardından 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda5 büyük ölçüde 506 sayılı Kanun hükümleri korunarak bugünkü halini almış bulunmaktadır.

I. Ölüm Sigortası Yardımlarından Yararlanabilme Koşulları

Hak sahiplerinin ölüm sigortası yardımlarından yararlanabilmelerinin ilk şartı sigortalının ölümüdür. Ölüm sigortasından yararlanabilmek için sigortalının ölüm şekli, nedeni, yeri önemli değildir.6 Önemli olan ölümün iş kazası veya meslek hastalığı dışında kalan herhangi bir sebeple meydana gelmiş olmasıdır.7 Ölüm, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meydana gelmişse geride kalan hak sahiplerine iş kazası ve meslek hastalığı sigortasında kapsamında ölüm geliri bağlanacaktır. Fakat bu durum yani iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölmüş olan kimsenin geride kalanlarına ölüm geliri bağlanmış olması yukarıda da belirtildiği üzere aynı zamanda ölüm sigortasından da ölüm aylığı bağlanmasına engel değildir. Bu anlamda sigortalının iş kazası veya meslek hastalığı dışında kaza, intihar, hastalık, kalp krizi, doğum vb. bir nedenle ölmesi ölüm sigortasından yararlanma anlamında önem teşkil etmez.8

Sigortalının ölümünün bu sigorta kolundan sağlanan yardımlardan yararlanma açısından önem arz etmesi nedeniyle, ölümün ne zaman gerçekleşmiş kabul edileceğinin belirlenmesi önem arz etmektedir. Ölüm; biyolojik yönden yaşamın, yani yaşamsal işlevlerin tam ve kesin olarak sona erme hali olarak tanımlanmaktadır.9 Yakın zamana kadar, nefesin kesilmesi ve kalp atışlarının durmasıyla ölümün gerçekleştiği kabul edilmekteydi.10 Fakat organ nakli konusundaki tıbbi ve teknik gelişmelerle nefesin kesilmesinin yeterli olmadığı ölümün gerçekleşmiş kabul edilebilmesi için insanın beyin faaliyetinin durmasının gerektiği ifade edilmiştir.11 2238 sayılı Organ ve Doku Alınması Aşılanması ve Nakli Hakkında Kanunda da tıbbi açıdan ölümün gerçekleşmiş sayılabilmesi için beyin ölümünü esas almaktadır.12 Hukuk dallarının düzenlediği alanların farklılığı, duruma göre 2238 sayılı kanunda kabul edilenden ayrı bir anlayışın benimsenmesine yol açılabilecekse de doktrinde sosyal güvenlik hukuku açısından farklı bir ölüm tanımını benimsemeye gerek olmadığı ifade edilmiştir.13

Ölüm sigortası ile güdülen amaç, sigortalının geride kalanlarına yardım sağlamak olduğu için hakkında gaipliğine karar verilen ya da ölüm karinesi bulunan kişilerin hak sahipleri de ölüm sigortasından yararlanabileceklerdir.14

TMK m.31 ölüm karinesini düzenlemektedir:

“Bir kimse, ölümüne kesin gözle bakılmayı gerektiren durumlar içinde kaybolursa, cesedi bulunamamış olsa bile gerçekten ölmüş sayılır.”