Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Anonim Şirketlerde Genel Kurul Kararlarının Geçersizlik Halleri

Invalidity of General Assembly Decisions in Joint Stock Companies

Azize AKGÜL

Anonim şirketlerde genel kurul, şirketin idaresine ve pay sahiplerinin haklarına yön veren kararların alındığı organdır. Anonim şirket pay sahiplerinin genel kurulda oy kullanarak açıkladıkları irade beyanları bir bütün halinde genel kurul kararını oluşturur. Şirketin irade beyanı sayılan bu genel kurul kararlarının geçerlilikleri belirli şartlara bağlıdır. Genel kurul kararlarının varlığı ve geçerliliği için gerekli şartlara aykırılık halinde geçersizlik halleri söz konusu olacaktır. Bu geçersizlik halleri yokluk, butlan ve iptal edilebilirlik olarak sınıflandırılabilir. Geçersizlik hallerinin tespiti getirdikleri sonuçlar açısından önem arz etmektedir. Bu çalışmada genel kurul kararlarının geçersizlik halleri birbirlerinden ayırt edici özellikleri temel alınarak incelenmiştir.

Anonim Şirket, Genel Kurul Kararı, Yokluk, Butlan, İptal Edilebilirlik.

The general assembly is the body where decisions are taken that govern the management of the company and the rights of the shareholders in joint stock companies. The declarations of will declared by the shareholders of the joint stock company by voting in the general assembly constitute the decision of the general assembly as a whole. The validity of these General Assembly resolutions, which are deemed to be the Company’s declaration of will, depends on certain conditions. In case of contravention of the conditions required for the existence and validity of the resolutions of the General Assembly, invalidity cases will be in question. These invalidity cases can be classified as absence, nullity and void. The determination of invalidity cases is important in terms of their results. In this study, the invalidity of the decisions of the general assembly is examined on the basis of their distinctive features.

Join Stock Company, Desicion of General Assembly, Absence, Nullity, Void.

Giriş

Sermaye şirketi olan anonim şirketin iki zorunlu organı bulunmaktadır. Bunlar yönetim kurulu ve genel kuruldur. Anonim şirketin pay sahipleri ve organları ile olan şirket çatısı altındaki iç hukuki ilişkiler genel kurulun düzenleme alanındadır1 . Genel kurul pay sahiplerinin ve/veya temsilcilerinin usulüne uygun yapılmış çağrı üzerine toplanıp belirli gündem maddelerini karara bağladıkları organdır. Pay sahiplerinin genel kurul toplantısında bir araya gelerek aldıkları kararlar şirketin irade beyanı olup genel kurul kararı şeklinde vücut bulmaktadır2 . Genel kurul kararı hukuki sonuç doğuran bir irade beyanı olması nedeniyle de hukuki işlem niteliğindedir3 ve her hukuki işlemde olduğu gibi genel kurul kararlarında da geçerli olabilmesi için birtakım şartlar gerekmektedir. Toplantı ve karar nisaplarına uyulmuş olması, kararın kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olmamasını bu şartlara örnek olarak verebiliriz.

Genel kurul kararının varlığı ve geçerliliği için gerekli olan şartlara aykırılık halinde geçersizlik halleri söz konusu olabilecektir. Geçersizlik halleri yokluk, butlan ve iptal edilebilirlik olarak sınıflandırılabilir. Genel kurul kararının geçerlilik şartlarına aykırılığın hangi geçersizlik halini oluşturacağının tespiti önem arz etmektedir. Her geçersizlik hali bünyesinde farklı şartlar barındırırken sonuçları itibariyle de farklı durumlara yol açacaktır. Yokluk ve butlan halinde söz konusu genel kurul kararı baştan itibaren hüküm ifade etmezken iptal edilebilirlikte ise genel kurul kararı iptal kararının kesinleşmesine kadar etkilerini doğuracaktır. İleri sürülebilmeleri bakımından da yokluk ve butlanda süre sınırı bulunmamakta, buna karşın iptal talebinin belli sürede kullanılması gerekmektedir. Geçersizlik hallerindeki bu farklılıklara çalışmamız içerisinde yer yer değinilecektir.

Çalışmamızda genel kurul ve genel kurul kararlarına ilişkin detaya girilmemiş sadece geçersizlik halleri incelenmiştir. Bu kapsamda yokluk, butlan ve iptal edilebilirlik halleri incelenmiştir.

1. Yokluk

6102 sayılı TTK’da genel kurul kararlarının butlan ve iptal edilebilirlik hali düzenlenmiş olsa da yokluk ile ilgili düzenleme yapılmamıştır. Bu nedenle genel kurul kararlarının yokluk hali ile ilgili genel hükümler uygulama alanı bulacaktır4 . Genel kurul kararı hukuki sonuç doğuran bir irade beyanı olması nedeniyle hukuki işlem niteliğindedir5 . Bir hukuki işlemin varlığı için öngörülmüş kurucu unsurların emredici hükümlere aykırı olması hali yokluk olarak nitelendirilmektedir. Genel kurul kararlarının alınması için kanundaki kurucu şekli nitelikteki emredici hukuk kurallarına uyulmadığı hallerde yokluk söz konusu olacaktır6 .

Genel kurul kararından bahsedebilmemiz için temelde iki unsur gereklidir; niteliğine uygun bir genel kurul ve pay sahiplerinin usulüne uygun almış olduğu bir karar7 . Buna göre genel kurul kararından bahsedebilmek için genel kurul olarak nitelendirilen bir toplantıda ana sözleşme ve kanunun öngördüğü yetersayılarla alınmış bir kararın varlığı gerekmektedir8 . Genel kurul toplantısından bahsedebilmek için mutlaka usulüne uygun davet ve buna da uygun toplantı yapılması şarttır. Yine kararların öngörülen yetersayılar ile alınması gerekmektedir9 . Kurucu şekli nitelikteki emredici kanunlara aykırı alınan kararlar yok hükmünde olacaktır. Çağrı olmadan ortakların herhangi bir yerde karar almaları, yetersayılara uyulmadan karar alınması, bakanlık temsilcisinin katılması zorunlu toplantılarda katılımının olmadan karar alınması gibi haller yokluk haline örnektir10 .

Bir hukuki işlemin yoklukla sakat olduğu durumlarda söz konusu hukuki işlem hukuk dünyasında hiç doğmamış kabul edilir. Bu nedenle yok hükmündeki genel kurul kararları hüküm ve sonuç doğurmaz. Yok hükmündeki bu genel kurul kararlarının icrası mümkün olmayacağı gibi Ticaret Siciline tescil ve ilanı da mümkün olmayacaktır. Bir şekilde sicile tescil ve ilan edilmiş dahi olsa bu durum yok hükmündeki genel kurul kararına geçerlilik kazandırmayacaktır11 .

Yok hükmündeki genel kurul kararları için ancak yoklukla sakat olduklarının tespit edilmeleri amacıyla tespit davası açılabilir12 . Bu tespit davası herhangi bir zamanaşımı ya da hak düşürücü süreye tabi olmadan herkes tarafından açılabilecektir. Önüne gelen olayda hakim yokluk halini re’sen dikkate alacaktır13 .

Doktrinde hukuk güvenliği bakımından yokluk durumuna batıl evlenmelere yaklaşıldığı gibi yaklaşılması gerektiği, hakimin kararı ile ortadan kaldırılıncaya kadar geçerliliğinin muhafaza edilmesi gerektiğini ve esasen iptal müeyyidesinin uygulanması gerektiğini savunan yazarlar olsa da, kurucu şekil şartlarını taşımayan genel kurul kararı hiç doğmamış sayılacaktır ve genel kurul kararlarının mahkeme ile yokluklarının tespitine kadar olan sürede her ne sebeple olursa olsun geçerlilik bahşetmek emredici hukuk kurallarına uyulması ve hakkın ancak hukuk kurallarına uygun olarak kazanılmasının mümkün olacağı ilkeleri ile bağdaşmayacağından mümkün olmayacaktır14 .

Yokluğun tespiti davası esasen butlanın tespiti davası gibi genel kurul kararının geçersizliğinin tespiti davasıdır. Butlanın tespiti için söz konusu olan usuli düzenlemelerin yokluğun tespiti davasında da uygulama alanı bulması gerektiği ifade edilmektedir15 . Bu anlamda TTK m.448-450 arasında düzenlenen ve aynı zamanda iptal davasında geçerli olan bu düzenlemeler yokluğun tespiti davasında da niteliğine uygun düştükçe uygulama alanı bulmalıdır. Söz konusu maddeleri düzenlemeleri ortak hükümler başlığı altında inceleyeceğiz.

2. Butlan

Alınan genel kurul kararı usul ve şekil bakımından geçerli olmasına karşın konusu bakımından emredici hukuk kurallarına, ortaklığın temel yapısına, ahlaka ve adaba aykırı ve imkansız ise batıldır16 . Butlan, genel kurul kararının içeriğine dönük sakatlık hali olup burada genel kurul kararı mevcut olmakla birlikte ölü doğmuştur17 . Butlan yaptırımına tabi genel kurul kararları daha sonrasında sağlığa kavuşturulamazlar, mahkemece resen dikkate alınırlar ve defi olarak ileri sürülebilecekleri gibi süre sınırına tabi olmadan tespit davasının konusu olabilirler18 .

6762 sayılı eTTK döneminde butlan yaptırımına ilişkin özel bir düzenleme bulunmamasına rağmen genel kurul kararlarının iptali ile butlanı arasında ayrım yapılmaktaydı. Genel kurul kararlarının butlan yaptırımına ilişkin düzenleme bulunmayan bu dönemde öğretide ve Yargıtay kararlarında mülga Borçlar Kanunu uygulama alanı bulmaktaydı. 6098 sayılı TBK’da m.27’ye denk gelen madde ile emredici hukuk kurallarına ve ahlaka aykırı olan ya da imkansız olan genel kurul kararları batıl sayılıyordu. 6102 sayılı TTK m.447’de genel kurul kararlarının butlanına ilişkin düzenleme yapılmışsa da TBK m.27’nin, uygulama alanı dışında kaldığı tam anlamıyla söylenemeyecektir. Gerek bu konuda öğretideki görüş ayrılıkları gerek TTK m.447’deki düzenlemenin tek başına ele alınabilmesi için butlan halleri iki ayrı başlık altında incelenecektir.