Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Sorumluluk Sigortalarında Zarar Görenin Sigortacı Aleyhine Açtığı Davanın Medenî Usul Hukukuna Ait Bazı Hükümler Bakımından İncelenmesi

The Examination in the Context of Some Provisions in Civil Procedure Law About the Case that Sued by Injured Person Against to Insurer in Liability Insurances

İlknur ULUĞ CİCİM, Nurdan KORKMAZ

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 1478’de, zarar görenin doğrudan dava hakkı düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, sorumluluk sigortalarında, zarar gören, uğramış olduğu zararın, sigorta bedeline kadar olan kısmının tazminini, sigortalıya başvurmadan, doğrudan sigortacıdan isteyebilir. Bu hükme istinaden zarar gören sigortacıya karşı dava açma hakkına sahiptir. Davanın açılması halinde konu yargılama aşamasına geçer ve dolayısıyla medeni usul hukuku bağlamında incelenmesi gerekir. Bu amaçla çalışmamızda zarar görenin sigortacı aleyhine dava açması halinde, yetkili ve görevli mahkemenin tayini ile bu davadaki tarafların konumu konuları ele alınmıştır.

Sorumluluk Sigortası, Doğrudan Dava, Zarar Gören.

The right of injured person’s direct action have been regulated in Art. 1478 of the Turkisch Commercial Code No. 6102. According to this regulation, in the liability insurances, injured person can claim the compensation of his own damage up to the amount of insurance directly from the insurer, without applying to the insured person. Based on this provision, the injured person has the right of sue against the insurer. When the case is sued, the issue goes to the judical stage and therefore the examination must be made in the context of civil procedure law. For this purpose, in this study, in the case that sued by injured person against to insurer, the issues of the position of the parties and the authorized and competent court were discussed.

Liability Insurance, Direct Action, Injured Person.

GİRİŞ

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun1 yürürlüğe girmesi ile birlikte, Kanun’un 1478. maddesinde, zarar görenin, uğradığı zararını, sorumluluk sigortacısından doğrudan dava yolu ile talep edebileceği düzenlenmiştir. Kanuni düzenleme doğrultusunda sorumluluk sigortalarında; zarar gören, doğrudan dava yoluna başvurduğunda, sigorta ettirenin sigorta tazminatını, sigorta ettiren ya da sigortalıya karşı dava açıp, sigortalının sorumluluğunu tespit ettirmeden, doğrudan sigortacıya karşı açmış olduğu davada talep edebilmekte ve kendi lehine esas hakkında karar alabilmektedir. Kanun koyucunun sorumluluk sigortasında zarar görene yönelik sosyal amaçlarla getirdiği bu düzenlemenin temelinde, bu sigorta türünde sigortalının korunmasına ilişkin menfaatin yanında aynı zamanda zarar veren sigortalının sorumlu olduğu olay sebebiyle, zarar görenin korunması da yer almaktadır.

Zarar gören, uğramış olduğu zararını, sigortalının sigortacısından, dava yoluna başvurarak tazmin edebilmesi mümkün olduğu gibi tahkime başvurarak veya takip prosedürünü işleterek de tazmin edebilmesi mümkündür. Sorumluluk sigorta sözleşmesine yabancı olan zarar görenin, doğrudan dava hakkını kullanması ile konu yargılama aşamasına geçmekte ve artık medeni usul hukukunu da ilgilendirmektedir. Dolayısıyla zarar görenin doğrudan dava hakkına başvurması, medeni usul hukuku kuralları bağlamında incelenmesi gereken bir konudur. Bu gerekçe ile çalışmamızda zarar görenin uğramış olduğu zararını karşılamak için sigortacıya karşı açacağı bu davada, hangi mahkemenin görevli ve yetkili olduğu, kanunda kendisine tanınan bu hakkı kullanırken, davada davacı ve davalı sıfatına kimin sahip olduğu konuları işlenmiştir. Çalışma yalnızca bu konular ile sınırlandırılmış olup, Türk Ticaret Kanunu m. 1478’e dayanarak zarar görenin açmış olduğu bu davada yargılama kurallarına ilişkin örneğin, iddia ve savunmaların ne zaman yapılacağı, sigortacının hangi savunmaları yapabileceği, ispat için gerekli deliller gibi konular çalışma konusunun dışındadır.

I. SORUMLULUK SİGORTASI SÖZLEŞMESİ

Sorumluluk sigortası, sigorta ettiren veya başkası yararına yapılmışsa sigortalının, üçüncü kişilerin uğradığı zarardan doğan hukuki sorumluluğu sebebiyle, kendi malvarlığındaki pasiflerin artması ihtimaline karşı, prim karşılığında, sigorta teminatı sağlayan bir zarar sigortasıdır.2 Bu sigorta türünde sigortacının sigorta himayesi sağlama edimi, sorumluluk iddiası ile sigortalıya yöneltilen tazminat talebine karşı savunma gideri ve/veya haklı talepler için tazminat ödeme şeklinde ortaya çıkan sorumluluğun maddi sonuçlarından sigortalıyı (sigorta ettireni) kurtarmaktır. Ancak sigorta ettirenin doğabilecek tüm sorumluluklarının ya da herhangi bir sorumluluğu dolayısıyla tazmin etmekle yükümlü olabileceği tüm zararların teminat altına alınması sigorta tekniği açısından mümkün değildir. Bu nedenle sigortalının belirli bir davranışı veya faaliyeti ya da sıfatı nedeniyle doğabilecek belirli zararlardan sorumluluğu sigortalanır.3 Sorumluluk sigortası, bir zarar sigortası olduğundan, sigortacının sözleşmede kararlaştırılan belli bir tutarı ödeme yükümlülüğü yoktur. Zarar sigortalarında geçerli olan tazmin ilkesi gereği, gerçek zarar karşılanır.4

Sorumluluk sigortası sözleşmesinin tarafları, sigortacı ile sigorta ettirendir. Sigortacı ile yapılan sözleşmede sigorta ettiren başkası lehine sigorta yaptırabilir (TTK m. 1485; TTK m. 1454/1).5 Bu halde, sigorta ettiren bir üçüncü kişinin menfaatini sigorta ettirmektedir. Sigortalı sıfatı da bu üçüncü kişiye aittir.6

Sigorta sözleşmesi, tam iki taraflı bir sözleşmedir. Sigortacının edimi diğer bir deyişle sigorta himayesi, devamlı bir himayedir. Sigortacı, riziko gerçekleşmeden önce yükümlülükler altına girdiği gibi, risk gerçekleşmesinden sonra da yükümlülükler altına girmektedir. Bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde ise sözleşmenin diğer tarafı olan sigorta ettirene karşı, sigortacının sorumluluğu söz konusu olmaktadır.7

Normal şartlarda, sorumluluk sigortasında risk gerçekleştiğinde, sigortacıdan sigorta tazminatını talep hakkına sahip olan kişi sigorta ettiren veya sigortalı olup, zarar gören değildir.8 Örneğin, Karayolları Trafik Kanunu9 (KTK) kapsamındaki bir olayda, aracın sahibi veya işleteni olaya uygulanması gereken sorumluluk kurallarına göre, zarar gören üçüncü kişiye karşı sorumlu olduğu borcu öder, malvarlığında meydana gelen azalmayı ise sigortacıdan talep eder.10 Türk Ticaret Kanunu m. 1473/1 hükmünde ise sigortacıdan sigorta tazminatının sigortalıya değil de zarar görene ödenmesi kabul edildiğinden, sorumluluk sigortasında, sigortacı, sorumluluk esaslarına göre ileri sürülen hukuki talep haklı ise, zarar görene ödeme yapar (TTK m. 1473/1). Sigortacı, sigorta ettirene sorumluluk hukuku esaslarına göre yöneltilen haklı tazminat taleplerini ödemek veya üçüncü kişinin tazminat talebi haksız ise bu tazminat taleplerine karşı savunma sağlamak suretiyle sigorta teminatı sağlar.11 Kanun hükmü gereği, sigortacının zarar görene ödeme yapması zorunluluğu öngörülmüşse de sigorta sözleşmesi, sigorta ettiren veya başkası hesabına sigortada sigortalının menfaatinedir. Zarar gören kişi ise, kural olarak bu sözleşme ilişkisi dışında bir kişi olup, hesabına sigorta akdedilen kişi konumunda da değildir.12

Sigortacı, zarar görenin haklı tazminat talepleri doğrultusunda, zarar görene yapmış olduğu ödeme ile bir yandan zarar görenin uğramış olduğu zararını giderirken, bir yandan da sigorta ettirenin zarar gören kişiye karşı sorumluluk yükünü azaltır.13 Dolayısıyla sorumluluk sigortası, sorumluluğu gerçekleşen veya gerçekleşmesi olası olan sigorta ettiren ya da başkası hesabına sigorta yapılmış ise sigortalıyı korumasının yanında aynı zamanda zarar gören üçüncü kişileri de koruyucu bir işleve sahiptir.14 Bu yönüyle, sorumluluk sigortası sigorta ettiren ile onun eyleminden zarar görenlerin menfaatlerini dengeleyen sui generis bir sigorta türüdür.15

Sigortacı, sigorta sözleşmesinden doğan edim yükümlülüğünü, kural olarak sigorta sözleşmesinin tarafı olmayan üçüncü kişiye karşı yerine getirir (TTK m. 1473/1). Sigortacının, sigorta ettiren yerine zarar görene karşı borçlu konumunda olması zarar gören ile sigortacı arasında kanundan doğan bir hukuki ilişki meydana getirir.16 Zarar gören, sorumluluk sigortasının sınırları içerisinde, sigorta himayesinden yararlanan kişi olarak,17 doğrudan sigortacıya karşı başvuruda bulunabilir.

Türk Ticaret Kanunu m. 1478 düzenlenmesinden önce, 6762 sayılı eski Türk Ticaret Kanunu m. 1310’da yangın zararlarından sorumluluk sigortalarında, “sigortacının sigorta ettirene karşı ödemeye mecbur olduğu tazminatı tahsile münhasıran sigorta ettiren kimsenin kendisine karşı sorumlu olduğu kişiye ait olup; sigorta ettiren kimsenin alacaklıları bu tazminattan faydalanamayacağı” hükme bağlanmıştı. Buna karşılık Yargıtay,18 zarar görenin doğrudan dava hakkına ilişkin bu düzenlemeyi genişleterek, tüm sorumluluk sigortaları bakımından geçerli olarak kabul etmekteydi.19 Türk Ticaret Kanunu’nun “Doğrudan Dava Hakkı” kenar başlıklı 1478. maddesinde zarar görene doğrudan dava hakkı tanınmıştır. Anılan düzenlemeye göre: “Zarar gören, uğradığı zararın sigorta bedeline kadar olan kısmının tazminini, sigorta sözleşmesi için geçerli zamanaşımı süresi içinde kalmak şartıyla, doğrudan sigortacıdan isteyebilir.” Bu hüküm ile sorumluluk sigortasının bazı özel türleri bakımından kabul edilen doğrudan dava hakkı tüm sorumluluk sigortaları için geçerli bir yasal düzenlemeye20 kavuşmuştur.

II. SORUMLULUK SİGORTALARINDA DOĞRUDAN DAVA (TALEP) HAKKI

Zarar görenin, sigortacıdan talep hakkını düzenleyen, Türk Ticaret Kanunu m. 1478’nin kenar başlığında, “Doğrudan Dava Hakkı” terimi kullanılmıştır. Bununla beraber, sorumluluk sigortasının bir türü olan mali sorumluluk sigortasında zarar görenin sigortacıya başvuru hakkı, Karayolları Trafik Kanunu m. 97’de “Doğrudan Doğruya Talep ve Dava Hakkı” başlığı altında düzenlenmiştir. Alman Sigorta Sözleşmeleri Kanunu (VVG) §115’de ise “Doğrudan (Doğruya) Talep” anlamına gelen “Direktanspruch” terimi kullanılmıştır. Türk Ticaret Kanunu m. 1478’in kenar başlığında, doğrudan dava hakkı terimine yer verilmiş olsa da dava hakkı kullanılmadan da zarar gören sigortacıdan zararının giderilmesini isteyebilir. Başkaca deyişle, zarar görenin, sigortacıdan zararının giderilmesini istemek için dava yolunu kullanılması zorunluluğu bulunmamaktadır. Kaldı ki Türk Ticaret Kanunu m. 1478’in metninde, “zarar görenin uğradığı zararı sigortacıdan isteyebileceği” ifadesine yer verilmiştir. Zarar gören, sigortacıdan zararının tazminini isteme hakkına sahip olup, bu talebini sigortacıya karşı dava dışı bir yolla da ileri sürebilir. Örneğin icra takibi başlatarak veya tahkim yargılamasında da talebini ileri sürebilir.21 Bu hususta Sopacı Öztuna22 haklı olarak kanuni düzenlemede yalnızca dava hakkının düzenlenmemiş olmasını ve dava dışı bir yol ile de zarar görenin talepte bulunabileceğini vurgulayarak Türk Hukuku’nda da Alman Sigorta Sözleşmeleri Kanunu’ndaki gibi doğrudan dava terimi yerine doğrudan talep hakkı teriminin tercih edilmesinin daha yerinde olacağını belirtmiştir.