Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Yönetim Planının Hukuki Niteliği Kapsamında Bağımsız Bölümlerde Evcil Hayvan Beslenmesi

Keeping a Pet in Independent Departments under the Legal Quality of the Management Plan

Elif YAVUZ

I. GİRİŞ

Bağımsız bölümlerde evcil hayvan beslenmesine ilişkin yargıya giden uyuşmazlıklarda davaların genellikle beslenen hayvanların çeşitli sebeplerle konuttan tahliye edilmesi ve varsa bu yönde oluşmuş zararın giderilmesi talebi ile açıldığı görülmektedir. Bağımsız bölüm maliklerinden biri, bir kısmı veya hepsi, bir başka bağımsız bölüm malikince beslenen hayvanın yarattığı rahatsız edici durum iddiasıyla anlaşmazlığa düşmekte ve konu yargıya taşınmaktadır. Sorunun çözümünde ise, mahkemeler, başta Kat Mülkiyeti Kanunu, Türk Medeni Kanunu ve ilgili diğer yasal mevzuatı takip etmekle birlikte ana taşınmazın yönetim planında hayvan beslenilmesine ilişkin hüküm bulunup bulunmadığına da özellikle önem vermektedirler.

Başlarken belirtmek gerekir ki; yaygın kanının aksine, yürürlükteki mevzuatımızda bağımsız bölümde evcil hayvan beslenmesini engelleyen, doğrudan yasaklayıcı hiçbir hüküm bulunmamaktadır. Bununla birlikte; ortak yaşam alanları olan konutlarda hayvan beslenmesine ilişkin başvurulacak genel nitelikli yasal düzenlemeleri takiben kat maliklerini bağlayan yönetim planlarının çeşitlerinin konunun uygulamasındaki yeri büyüktür. Kat malikleri arasındaki bağımsız bölümde evcil hayvan beslenmesinden kaynaklanan ihtilaflarda mahkeme, mevcut yapıdaki tüm malikleri, cüzi ve külli haleflerini bağlayan bir sözleşme olarak yönetim planını esas almaktadır. Bu bakımdan konuya ilişkin yönetim planında yer alan ve hatta yer almayan hükümler yargılamanın sonucunu etkileyebilecektir.

Çalışmamızın meydana gelmesinde, Yargıtay 18. Hukuk Dairesi’nin 11.09.2014 tarihinde vermiş olduğu 2014/6465 E. ve 2014/12547 sayılı Kararında yer alan İstanbul Anadolu 12 Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 29.03.2013 tarihli, 2012/542 E. ve 2013/432 sayılı Kararının1 etkisi büyüktür. Yerel Mahkeme’nin vermiş olduğu kararın gerekçesinde, bağımsız bölümde evcil hayvan beslenmesi konusunda oldukça detaylı bir incelemeye gidilmiş ve kat mülkiyetine tabi yapılarda yönetim planlarındaki hükümlerin duruma etkisi maddi ve manevi çeşitli yönleri ile ele alınmıştır. Özellikle, bağımsız bölümde hayvan beslenmesi konusunda “açık yasak” olan yönetim planları söz konusu olduğunda, hayvanın hiçbir rahatsızlık vermeme ihtimalinde dahi tahliyesine karar verileceği yönündeki yerleşik içtihat eleştirilmiş, hayvan hakları konusuna da yüz güldüren atıflarla yer verilmiştir.

İncelememizde, öncelikle, bağımsız bölümde evcil hayvan beslenmesine ilişkin mevzuatımızdaki mevcut olan yasal düzenlemeler ele alınacaktır. Ardından, Kat Mülkiyeti Kanunu’nda bahsi geçen, ana taşınmazın yönetim şeklini ve esaslarını kat malikleri bakımdan bağlayıcı şekilde belirleyen yönetim planının hukuki niteliği tartışılacaktır. Bağımsız bölümde hayvan beslenmesine dair hükümler göz önüne alındığında çeşitli yönetim planı örnekleri ve bunların uygulamadaki sonuçları değerlendirilecektir. Sonuç bölümünde ise hayvan beslenmesinin yaratabileceği ihtilaflara özellikle hayvan hakları penceresinden de bakılarak konuya yeni çözüm önerileri getirebilmek hedeflenmektedir.

II. BAĞIMSIZ BÖLÜMDE HAYVAN BESLENMESİNE İLİŞKİN MEVZUATIMIZDAKİ MEVCUT DÜZENLEMELER

Bağımsız bölümde hayvan beslenmesine ilişkin kat malikleri arasında doğacak ihtilaflar meselesinde hukukumuzda mevcut olan yasal düzenlemelere baktığımızda; evcil hayvanların bağımsız bölümde bakımına ilişkin doğrudan bir hükmün bulunmadığı göze çarpmaktadır. Bu bakımdan, yukarıda da belirttiğimiz gibi; peşinen söylenebilecektir ki kat mülkiyetine tabi bir taşınmaz içerisinde doğrudan hayvan beslenemeyeceği yönünde mevzuatımızda yasaklayıcı bir hüküm bulunmamaktadır. Bununla birlikte; konuyla ilgisi dahilinde, hayvan sahibinin diğer malikler ile birlikte yaşadığı bir yapı içerisinde bulunduğu düşünüldüğünde komşuluk hukuku kuralları dahilinde 634 s. Kat Mülkiyeti Kanunu’nun ve Türk Medeni Kanunu’nun ilgili hükümlerinden faydalanmak yerinde ve mümkün olacaktır.

Ülkemizde taşınmaz mülkiyetinin özel bir çeşidi olarak2 kat mülkiyeti, 634 s. Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK.) ile düzenlenmiştir. Bu kapsamda kat mülkiyetine tabi bağımsız bölümlerin hukuki durumu, bağımsız bölüm malikinin hakları ve diğer kat malikleri ile ilişkileri bu Kanun kapsamında ele alınmaktadır. Dolayısıyla, 634 s. KMK., Türk Medeni Kanunu’na nazaran taşınmaz hukukuna ilişkin özel nitelikte bir kanun olarak uygulanacaktır. Bununla birlikte, Kanun’un 9. maddesinde açıkça belirtildiği üzere; “kat mülkiyetine veya kat irtifakına ait kütük kaydında veya kat malikleri arasındaki sözleşmede veya yönetim planında veya bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde, kat mülkiyetinden doğan anlaşmazlıklar, Medeni Kanun ve ilgili diğer kanunlar hükümlerine göre karara bağlanacaktır.”3 Dolayısıyla niteliği uygun düştüğü ölçüde meseleye uygulanacak olan kanun hükümleri bu doğrultuda tespit edilecektir.

Kat mülkiyetine tabi olan taşınmaz, bilindiği üzere bağımsız bölümlerden ve ortak yerlerden oluşmaktadır. Bağımsız bölümler; ana taşınmazın ayrı ayrı ve başlı başına kullanılabilen, bağımsız mülkiyete konu olabilen ve malikinin üzerinde dilediğince tasarruf edebildiği alanlar olarak tanımlanabilirken, ortak alanlar; kat mülkiyetinin kuruluşunda ana taşınmazın bağımsız bölümleri dışında kalan korunma ve ortaklaşa kullanma veya faydalanmaya yarayan ve her bir kat malikinin paylı mülkiyet hakkına sahip olduğu alanlar olarak ifade edilmektedir.4 Bu doğrultuda tespiti gereken durum ise, hayvanın kat mülkiyetine tabi yapı içerisinde nerede ve kim tarafından beslendiği meselesidir.

Hem bağımsız bölümler hem de ortak alanlar bakımından genel bir düzenlenme Kanunda yer almakta ve tüm bu alanlarda bağımsız bölüm malikleri zorunlu olarak birlikte yaşadıkları ortak yaşam alanlarındaki diğer kat maliklerine karşı çeşitli borçlar altına girmektedirler. KMK m.18 uyarınca; kat malikleri gerek bağımsız bölümlerini gerek eklentileri ve ortak yerleri kullanırken doğruluk kaidelerine uymak ve özellikle birbirinin haklarını çiğnememek ve yönetim planı hükümlerine uymakla karşılıklı olarak yükümlü tutulmuşlardır. Bu bakımdan hayvan beslenmesinde en temel kriterden yola çıkılarak hareket edilmiş ve bağımsız bölüm maliklerinin, malik olmaktan doğan hak ve yükümlülüklerini kullanırken TMK m.2 nezdinde dürüstlük kuralına uygun şekilde hareket etmeleri gerektiği belirtilmiştir.

Malikin, bağımsız bölümü kullanma konusunda her türlü hak ve yetkiye sahip olduğu hükmü, Türk Medeni Kanunu’nun maliklere tanıdığı bütün hak ve yetkilere, kat malikinin de bağımsız bölüm açısından sahip olduğu KMK.’da da yinelenmiştir (m.15).5 Bu bakımdan kat malikinin bağımsız bölüm ve eklentileri üzerinde tek şahıs (ferdi) mülkiyet hakkına sahip olduğunu söylemek mümkündür.6 Kat maliki, bağımsız bölüm ve eklentileri bakımından tüm borçlandırıcı ve tasarruf işlemlerini diğer bağımsız bölümlerin maliklerinin iznine gerek olmaksızın yapabilecektir. Bu bakımdan, dürüstlük kuralına uygun şekilde hareket etmek kaydıyla, malikin kendine ait bağımsız bölüm içerisinde dilediği şekilde hareket etme serbestisine, hayvan beslemenin de eklenebileceğinden şüphe yoktur.

Ortak yerlerde ise, kullanım biçimine kat malikleri kendi aralarında anlaşarak karar verebilirler.7 Kat malikleri arasında böyle bir anlaşmanın bulunmadığı hallerde ise belirleyici olan ortak yerin niteliğine göre bir değerlendirme yapmaktır.8 Bununla beraber, kat malikleri bakımından ortak alanların kullanımındaki esas; paylı mülkiyet kuralları uyarınca, her malikin payı oranında kullanım hakkına9 sahip olmasıdır.10 Ancak, niteliği gereği ortak yer olarak değerlendirilen bir yerde de bu kuralın dışına çıkılması söz konusu olabilir.11 Maliklerin payları oranında kullanım ilkesi kabul edilen ortak alanlarda da diğer malikleri rahatsız etmeme, komşuluk ilişkilerinden doğan yükümlülükler arasındadır. Bir arada yaşamanın gereklerinden olan bu ilkeler doğrultusunda, kat maliklerinin diğerlerinin haklarına riayet etmeleri gerekmektedir. Bu bakımdan, kat mülkiyetine tabi yapıda, bağımsız bölüm harici kalan ortak kullanım alanlarında evcil hayvan beslenmesinde maliklerin ortaklaşa alacakları kararlara evleviyetle ihtiyaç duyulacaktır.

Kat Mülkiyeti Kanunu’ndaki bu durum, Türk Medeni Kanunu’nda yer bulan ve komşuluk ilişkisini düzenleyen 737 vd. maddelerle de örtüşmektedir. Anılan hükümde; “Herkes, taşınmaz mülkiyetinden doğan yetkileri kullanırken ve özellikle işletme faaliyetini sürdürürken, komşularını olumsuz şekilde etkileyecek taşkınlıktan kaçınmakla yükümlüdür” denilmekte ve bu genel bir ifade ile taşınmaz mülkiyetinin kullanılma biçimini kanun eliyle sınırlandırmaktadır. Mülkiyet hakkının sahibine verdiği yetkilerin, diğer kişilerin çıkarlarının yok sayılarak bencilce kullanılmış olmasının açıkça hakkın kötüye kullanılması teşkil ettiğini söylemek mümkündür.12 Komşular, öncelikle birbirilerine rahatsızlık vermemekle, karşılıklı olarak haklarını gözetmekle yükümlüdürler. Dolayısıyla, rahatsızlık verici tavır ve davranışların gösterilmemesine özen gösterilmelidir. Bu bakımdan kendi tasarrufu altındaki alanda hayvan besleme hak ve özgürlüğüne sahip olan kişinin aynı zamanda komşularını da rahatsız etmeme yükümü altında olduğunu belirtmek gerekir. Her somut olayın kendi şartları içerisinde değerlendirileceğini düşünmekle beraber, Kanun, komşuluk hukuku ilkeleri içerisinde “hoşgörülebilecek derece” kavramından bahsetmektedir. Buna göre; taşınmazın malikinin, hoşgörülebilecek dereceyi aşan birtakım rahatsızlık verici hareketleri yapmasının yasak olduğu, taşkınlık teşkil etmeyen hareketlerine ise diğerlerinin katlanmasının gerektiğine vurgu yapılmıştır. Taraflar arasındaki sorunun değerlendirmesinde, hakim, taşınmazın durumunu, niteliğini ve yerel adetleri göz önünde alarak takdir yetkisini kullanacaktır.13

Ayrıca, hayvan sahibi olarak KMK m.18 ile getirilen ve diğer bağımsız bölüm maliklerini rahatsız etmeme temeline dayanan bu yükümlülük, sadece kat malikleri ile sınırlı değildir. Bağımsız bölümde ikamet eden diğer ayni ve şahsi hak kullanıcılarının da (kiracıların, oturma hakkı sahiplerinin vb.) gerek kullanıcısı oldukları bağımsız bölüm gerekse ortak alanlar içerisinde diğer maliklere karşı komşuluk hukukundan doğan yükümlülükleri yerine getirmeleri kendilerinden beklenmektedir.14

III. KAT MÜLKİYETİ KANUNU KAPSAMINDA YÖNETİM PLANININ HUKUKİ NİTELİĞİ

Yönetim planın içeriğinin konumuz bakımından önemi ise, her bir yapının sahip olduğu yönetim planının bağımsız bölümde hayvan beslenmesine ilişkin hüküm barındırıp barındırmaması noktasında ortaya çıkmaktadır.

KMK m.15 ve 18’in genel nitelikte hükümler olduğu ve spesifik olarak komşuluk hukukundan doğan hakların kullanılması bahsinde dürüstlük kuralına uygun olarak hareket etmenin altını çizdiği görülmektedir. TMK m.2 kapsamında dürüstlük kuralının, adalet, düzen ve ahlak ilkelerine dayanan ve hukuki ilişkilerde hak ve yükümlülüklere dair temel koruma kuralı olduğu15 düşünüldüğünde bağımsız bölüm malikinin hak ve yükümlülükleri açısından da hakkın kullanımı meselesi önem kazanmaktadır. Ancak, KMK m.18 getirdiği bu genel düzenlemelerin yanısıra somut olarak başvurulabilecek ana taşınmazın yönetiminde belirleyici olan yönetim planına da atıf yapmaktadır. Uyuşmazlıkların çözümünde doğrudan uygulanacak bir hüküm bulunmadığında da kat malikleri arasında bağlayıcılığı bulunan yönetim planı göz önünde bulundurulacaktır.

Yönetim planı, 634 s. Kat Mülkiyeti Kanununun, “Anagayrımenkulün Yönetimi” başlıklı 5. bölümünde 28. maddede tarif edilmiştir. KMK m.28’e göre yapılan yönetim planı tanımı; ana taşınmazın yönetim tarzını, kullanma maksat ve şeklini, yönetime ilişkin diğer konuları (yönetici ve denetçilerin alacakları ücreti) düzenleyen sözleşme hükmünde bir belge olduğu şeklindedir.16 Yönetim planı, kat mülkiyetini kuran malikler tarafından imzalanır ve kat mülkiyeti kütüğünün beyanlar hanesine kaydedilerek kuruluş belgeleri arasında saklanmaktadır.17

Yönetim planı, kat malikleri kurulu tarafından hazırlanan bir sözleşmedir ve bütün kat maliklerini bağlamaktadır.18 Niteliği itibariyle de anataşınmazın yönetim esaslarını düzenlenmekte olduğundan hayvan beslenmesine ilişkin olarak maliklere yüklenecek sorumlulukları da düzenleme imkanını kat maliklerine tanımaktadır. Kural olarak, yönetim planının yapılması KMK. açısından zorunlu olmakla beraber,19 yönetim planın içerik bakımından taşıması gerekli olan hususlar özel olarak düzenlenmiş değildir. Başka bir ifade ile; her yönetim planının içeriğini bu sözleşmeyi hazırlayan kat malikleri belirleyebilecektir.

Yönetim planın değiştirilebilmesi imkanı ise her zaman bulunmaktadır. KMK m.28/III uyarınca, bütün kat maliklerinin beşte dördünün oyu ile yönetim planı değiştirilebilmektedir. Yönetim planında bu oy çokluğu sağlanamaması durumunda hakimin müdahalesi istenebilir.20 Hakim müdahalesi, paydaşlardan birinin yönetim planını imzalamayı reddetmesi durumunda, hakimin imzayı reddeden paydaşa belirli bir süre tayin etmesi, buna rağmen imza edilmeme halinde ise, hakimin yönetim planının imza edilmiş sayılmasına karar vermesi ile sonuçlanır.21 Bununla beraber, kat malikleri, yönetim planında yer alan ve herhangi bir emredici hukuk kuralına aykırı nitelik taşıyan bir hükme onay vermeye zorlanamaz.22 Yönetim planında yapılan değişiklikler de metne işlenerek kat mülkiyeti kütüğünün beyanlar hanesine kaydedilir ve kat malikleri ile onların cüzi ve külli haleflerini bağlar. Yapılan değişikliklerin tapunun beyanlar hanesinde gösterilmese bile beyanın buradaki fonksiyonunun bilgilendirici nitelikte olduğu ve cüzi halefleri de bağlayacağı ileri sürülmektedir.23