Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Onarıcı Adalet ve Cezalandırıcı Adalet

Restorative Justice and Retributive Justice

Aylin KUL YENİGÜL

Onarıcı adalet ve cezalandırıcı adalet, toplum düzenini bozduğu düşünülen bir fiil meydana geldiğinde ceza hukukunun kullandığı araçlar ile ulaşmak istediği amaçların ne olduğuna dair ayrımların netleştiği ve bu vesileyle de tasnif edilmeye çalışıldığı anlayış türlerini ifade eder. Bu adalet anlayışları arasındaki farklılık en çok kendini uygulama yöntemleri bakımından gösterse de nihayetinde bu yöntemlerin ulaşılmak istenen amacın doğurduğu kaynaktan ileri geldiği göz ardı edilmemelidir. Bu nedenle de çalışmamızda bu adalet anlayışlarının hedeflediği amaçlardan yola çıkarak yöntemlerini incelemeye çalışacağız.

Onarıcı Adalet, Cezalandırıcı Adalet, Mağdur, Fail, Uzlaştırma.

Restorative justice and retributive justice are the kinds of understanding that expresses the differences between the means used by criminal law and the aims that it wants to achieve when an act that is thought to disrupt the social order occurs. Although the difference between these concepts of justice is manifested in terms of implementation methods, it should not be underestimated that these methods come from the source of the aim to be achieved. For this reason, in our study, we will try to examine the methods based on the aims of these understanding of justice.

Restorative Justice, Retributive Justice, Victim, Perpetrator, Victim-Offender Mediation.

GİRİŞ

Onarıcı adalet (restorative justice) ve cezalandırıcı adalet (retributive justice) kavramları, ceza hukuku sistemlerindeki iki ayrı adalet anlayışını açıklamak üzere kullanılmakta olan kavramlardır. Bu iki adalet anlayışı birbirinin tam olarak zıddı olmasa da, bir suç işlendiğinde ortaya çıkan uyuşmazlığın çözümü ile ilgili izledikleri yollar bakımından birbirinden oldukça farklıdır. Nitekim her adalet anlayışının, koruduğu değerler, seçtiği odak noktası, sorun olarak gördüğü ve çözüme kavuşturmak istediği olgular bakımından kendine özgü yöntemleri olması anlaşılabilirdir. Bu sebeplerle bu iki adalet anlayışı benzer ve farklı yönleri ile kendine konu aldığı problematikler ve bunların çözümü için seçtiği yöntemler bakımından inceleme alanımız içerisinde kalacaktır.

Onarıcı adalet uygulamaları, insanlığın var olduğu ve adalet anlayışının oluşmaya başladığı bilinen ilk toplumlardan beri örnekleri görülen türden yöntemlerdir. Onarıcı adaletin yöntemleri genellikle, mağdur ile fail arasındaki uyuşmazlığın, fail ve mağdur ile birlikte uyuşmazlıkla ilgili diğer bazı katılımcıların da bulunduğu bir ortamda, geleceğe yönelik olarak çözüme kavuşturulması üzerine kuruludur. Cezalandırıcı adalet ise onarıcı adalete göre daha sonradan ortaya çıkmış ve suç ile meydana gelen uyuşmazlığın çözümünde devlet erklerinin ön planda olduğu yöntemleri esas alarak, suçu ve suçluyu tespit edip cezayı tayin etmeye odaklı yöntemler benimsemiştir.

Bu açıklamalara paralel olarak çalışmamızda, onarıcı adalet ve cezalandırıcı adalet kavramları ve yöntemleri ile ilgili bir takım açıklamalar ile bu adalet anlayışlarına ışık tutmaya çalışacağız.

I. ONARICI ADALET VE CEZALANDIRICI ADALET KAVRAMLARI

Ceza hukuku adalet sistemleri, bir suç karşısında izlenen yol ve prosedür ile bu sistem ile ulaşılmak istenen amaca göre üç temel sınıfa ayırabilmektedir. Bunlardan ilki, temel amacı kişiyi gerçekleştirdiği fiil nedeniyle cezalandırmak olan “Cezalandırıcı Adalet”, ikincisi, amacı fiili gerçekleştiren kişiyi iyileştirilmek olan “Dağıtıcı Adalet” ve son olarak da amacı failin gerçekleştirdiği fiil sonucu mağdurda meydana gelen zararın giderilmesi olan “Onarıcı Adalet”tir1 .

Onarıcı adalet, çoğunlukla, meydana gelen bir suçun mağduru ile failinin bir araya getirilmesi yöntemi olarak tanımlanmaktadır. Bugün tüm dünyada suçların mağdurları ile bu suçu işleyenlerin bir araya gelmesi yöntemini kullanan birçok onarıcı adalet programı var olsa da, onarıcı adalet bir karşılaştırma programından çok daha fazlasını ifade etmektedir. Onarıcı adalet ifadesi, salt bir ceza adalet sisteminin çok ötesine uzanan bir kapsamdadır.

Onarıcı adalet, 1970’lerin ortasında, batı adalet sisteminin zayıf taraflarını, güçlü yönlerinin üzerinde inşa etmek için ortaya çıkmış bir çabadır. Çünkü var olan adalet anlayışı yalnızca failin ve suçun ne olduğuyla ilgilenmesi ve mağdurun ihtiyaç ve beklentilerinin ihmal edilmesi üzerine kuruludur. Onarıcı adalet anlayışı ise, cezanın etkisiz olduğunu gören, suçluların neden oldukları zararı tanımalarına yardımcı olmayı ve zararı onarabilmek için mümkün olduğu kadar onları teşvik etmeyi amaçlayan bir anlayıştır. Onarıcı adalet, suçluların hak ettiklerini alıp almadıklarını belirlemek yerine, suçun zararını onarmaya ve bireyleri (mağdur, fail ve topluluk üyelerini/toplumu) bu onarım sürecine dahil etmeye odaklanır2 .

Cezalandırıcı adalet anlayışı da aslında onarıcı adalet gibi sosyal düzenin korunması, bozuldu ise eski haline getirilmesi ve sosyal düzenin sağlanması anlayışına dayanır fakat onarıcı adalet anlayışından farkı usul bakımından ortaya çıkacaktır. Zira cezalandırıcı adalette suç işlenmesiyle bozulan düzenin eski haline getirilmesi ve meydana gelen uyuşmazlığın çözümü, suçun ve suçlunun tespiti ve cezalandırılması ile sağlanmaya çalışılır. Nitekim cezalandırıcı adalet anlayışı ile, adaletin gerçekleştirilebilmesi için cezalandırmayı zorunlu gören anlayış anlaşılır3 .

Onarıcı adalet, Anglo-Saxon kaynaklı bir kavram olarak özellikle İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Yeni Zelanda ve Avustralya’da çok yaygın olarak kullanılan bir kavramdır. Onarıcı adalet temel olarak mağdura, mağdur haklarına, suç ile bozulan ilişkilerin onarılmasına odaklanmış bir temele oturmuş olsa da, tam olarak onarıcı adalet şudur diyebileceğimiz bir tanım yapabilmek zordur4 . Yine de onarıcı adalet, en başarılı hali meydana gelen olayın tüm işbirlikçilerinin sürece katılmasıyla olan ve suç oluşturan davranışın neden olduğunu bulmayı veya ortaya çıkardığı zararı onarmayı temel alan bir adalet teorisidir denilebilecektir5 . Onarıcı Adalet Hakkında Birleşmiş Milletler Çalışma Topluluğu’nun yaptığı tanıma göre “onarıcı adalet, işlenmiş bir suçtan etkilenen tarafların tümünü, suçun ortaya çıkardığı zararlı sonuçları ve suçun geleceğe yönelik etkilerini nasıl giderecekleri konusundaki meseleyi toplu olarak çözmeleri için bir araya getiren süreçtir”6 . Onarıcı adaletin onlarca tanımı bulunmaktadır ancak bu tanımların ortak özelliklerinden varacağımız sonuca göre onarıcı adalet; meydana gelen suçtan doğrudan veya dolaylı olarak etkilenen tüm kişilerin ihtiyaçları ve taleplerini dikkate alarak, bu kişileri ortak bir paydada buluşturup, bozulan ilişkilerin tamirini hedefleyen ve bu hedefi gerçekleştirirken geçmişten ziyade geleceğe odaklanan bir adalet anlayışıdır denilebilecektir.