Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Frankfurt Eyalet Yüksek Mahkemesi’nin Satıcının Ayıptan Doğan Sorumluluğuna İlişkin Bir Kararı

A Decision of the Higher Regional Court of Frankfurt on the Seller’s Liability for the Defects

Kerem ÖZ

Alıcı bedel indirimi hakkını kullanırsa, bunun ardından sözleşmeden dönüp (nitelikli) tazminat talebi ileri süremez. Satılanın teslimi sırasında mevcut olması şartıyla, alıcının daha sonra başka bir ayıbı bildirmesi hâlinde de bu kural geçerlidir.

Satış Sözleşmesi, Ayıptan Sorumluluk, Nitelik Anlaşması, Bedel İndirimi, Mehil Tayini, Dönme, Tazminat.

It is impossible for the buyer to revoke the contract and request (qualified) damages as well, if he has already reduced the purchase price. This rule also applies to the cases where the buyer thereafter notifies another defect which was found at the time of delivery.

Sale Contract, Liability for Defects, Agreement on Quality, Reduction of Purchase Price, Specification of a Period of Time, Revocation, Damages.

Hükmün Kısa Özeti

Davacının Hanau Eyalet Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’nin 30 Ocak 2019 tarihli kararına karşı ileri sürdüğü istinaf talebi reddedilmiştir.

Kanun yolu yargılama masrafları davacıya bırakılmıştır.

Hüküm, teminat gösterilmeden ve kesinleşmesi beklenmeden icra edilebilir.

Somut Olay

1. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, gemi jeneratörü konulu bir satış sözleşmesinden doğmuştur.

2. Davalı, 2013 yılının Mart ayında eBay isimli alışveriş sitesinde “X” marka gemi jeneratörünü satmak için ilan vermiştir. İlanda jeneratörün özellikleri hususunda ayrıca şu ifadeye yer verilmiştir: “Beş yaşındaki jeneratör kullanılmıştır. İkinci el olarak satılacaktır.” Davacı 2.565,00 Avro ödeyerek jeneratörü satın almıştır.

3. Davacı, jeneratörün beş değil; nitelik vaadine aykırı olarak on bir yıl yaşında olduğunu ileri sürmüştür. Jeneratörün on bir yaşında olduğu konusunda ihtilaf yoktur. Davacı ilk olarak bedel indirimi hakkını kullanmış ve indirim yapılacak tutarı 1.977,50 Avro olarak hesaplamıştır.

4. Sonrasında davacı, jeneratörün elektronik altyapısının çok eski olduğunu ve artık kullanılmadığını, bu nedenle de gemisindeki diğer cihazlarla uyumlu olmadığını bildirerek sözleşmeden döndüğünü beyan etmiştir. İlanda belirtilenin aksine, jeneratörde Dijital Dizel Kontrol (DDK) özelliği yoktur.

5. Davacı, davalının borcunun ifası sırasında jeneratörün yaşı, elektronik altyapısı ve DDK özelliği bakımından (kötü niyetli olarak) aldatma kastıyla hareket ettiğini iddia etmiştir. Satılan davalının bürosunda teslim edilmiştir. Bu sırada davacı, büroda her türlü teknik cihazın olduğunu görmüştür. Davalı, alanında uzmandır. Bu nedenle, örneğin güverte jeneratörünün dış görünüşündeki, amblemindeki, şifre ve kumanda cihazındaki değişiklikler başta olmak üzere cihaza ve üreticisine dair teknik yeniliklerin hepsinden haberdar olması gerekirdi. Davacının iddiasına göre davalı, jeneratörün ne kadar çalıştığını gösteren sayacın orijinalini sökerek yerine 300 saat çalıştığını gösteren başka sayaç takmış; daha pahalıya satmak için, üretim yılına ilişkin bilerek yanlış beyanda bulunmak suretiyle jeneratörü açık artırmaya çıkarmıştır. Davalı, bunun dışında, jeneratörün kimlik bilgilerinin yazılı olduğu kısmı da değiştirmiştir. Ayrıca, esasında jeneratörde olmayan özelliklerin sayıldığı listeyi de açık artırma ilanına eklemiştir.

6. Davacı, diğer talepleriyle birlikte bir de zararının giderilmesini istemiştir. Tazminat kapsamında satış bedelinin iadesini ve DDK donanımına sahip, belirtilen yaştaki bir jeneratörün gerçek piyasa değeriyle satış bedeli arasındaki farkın kendisine ödenmesini talep etmiştir.

7. Davalı ise, jeneratörün yaşını önceki sahibine sorduğunu, bu kimsenin de kendisine jeneratörün beş yaşında olduğunu söylediğini beyan etmiştir. Buna göre davalı, jeneratörün yaşını bizzat kontrol etmemiştir. Cihazın özelliklerini yazılı olduğu belgeyi üreticinin hazırladığını ve kendisinin de bunu kontrol etmeden eBay’daki ilanına eklediğini belirtmiştir. Buna göre, DDK özelliğine ilişkin bildirimin hatalı olmasının nedeni, belgeyi kendisinin kontrol etmemiş olmasıdır. Davalı, burada aldatma kastıyla hareket etmediğini ileri sürmüştür.

8. İlk derece mahkemesinde ileri sürülen talep ve savunmalar bakımından, kanun yoluna konu karardaki tespitler esas alınmıştır.

9. Hanau Eyalet Mahkemesi, kanun yoluna konu olan 30.1.2019 tarihli kararla davayı reddetmiştir. Mahkeme, ret kararının gerekçesinde, esas itibariyle, ayıptan doğan haklar kullanılmadan önce satıcıya süre verilmediğini ve ayıbın giderilmesinin ya da satılanın ayıpsızıyla değiştirilmesinin talep edilmediğini, bundan dolayı alıcının ilk olarak indirim hakkını kullanamayacağına yer vermiştir. Karar uyarınca, davacının talepleri haksız fiile de dayanamaz. Zira Medeni Kanun (MK) prg.823’te sayılanlara uygun düşen bir hukukî değer ihlali olmadığından, hüküm bu olayda uygulanmaz. Davacı, Ceza Kanunu (CK) prg.263 vd.’yle bağlantılı olarak MK 823/2’ye de dayanamaz. Çünkü somut olayda, davalının davacıyı kasten aldattığı iddiası yeteri kadar somutlaştırılmamış ve delille desteklenmemiştir. Bilhassa cihazın kimlik bilgilerinin yer aldığı yeni bir tabelanın jeneratöre monte edildiğini gösteren emareler, ispat için yeterli değildir.

10. Davacı, bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf dilekçesinde, ilk derece mahkemesinin kararıyla istinaf başvurusu arasındaki zaman diliminde davalıya süre verdiğini iddia etmiştir. Kanaati uyarınca, davalının kendisini dolandırdığı yönündeki iddiasını ilk derece mahkemesinin kabul etmemesi isabetli değildir. Bu eylemin sabit olduğu, dosyaya sunulan emarelerden anlaşılmaktadır.

11. Davacı, Hanau Eyalet Mahkemesi’nin 30.1.2019 tarih ve 4 O 165/15 sayılı Kararı’nın kaldırılmasını; davalıdan satın aldığı “X” marka jeneratörün iadesiyle aynı anda olacak şekilde davalının kendisine 4.789,00 Avro ödemeye mahkûm edilmesini talep etmiştir.

12. Davalı istinaf talebinin reddini talep etmiştir.

13. Davalı, istinafa konu kararın yerinde olduğunu beyan etmiştir.

14. İddia ve savunmaları tamamlamak için istinaf yargılaması sırasındaki dilekçe teatileri esas alınmıştır.

Kararın Gerekçeleri

15. İstinaf talebi, hukukî gerekçeden yoksundur. İlk derece mahkemesinin kararında Medeni Usul Kanunu (MUK) prg.546 kapsamında hak ihlali yapılmadığı gibi MUK prg.529’a göre istinaf hükmünün dayanağı olması gereken vakıalara bakarak farklı bir karar da verilemez (MUK prg.513/1). İlk derece mahkemesinin ret kararı yerindedir. Çünkü davacının tazminat talebinin hukukî dayanağı yoktur.1

16.1. Davacı, Medeni Kanun’da yer alan satış sözleşmesine ilişkin hükümler uyarınca, sözleşmeden döndükten sonra tazminat talep edemez. Çünkü ayıp sebebiyle kendisine tanınan hakların hangisini kullanmayı tercih ederse, bununla bağlı olur.

17.a) Jeneratör, satış sözleşmesinde yer alan nitelik vaadine aykırı olarak beş değil on bir yaşındadır. Bu gemi jeneratörünün ayıplı olduğu konusunda tereddüt yoktur. Bundan başka, söz konusu jeneratörün ilanda gösterilen DDK özelliği de yoktur.