Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

İş Hukukunda Tazminat Miktarını Belirleyen Ölçütler ve Hâkimin Takdiri

Criteria which Determine the Amount of Compensation in Labour Law and the Judicial Discretion

Seda ARSLAN DURMUŞ

Kanun koyucu bazı hallerde alt veya üst sınırı yahut ikisini de birlikte belirtmek suretiyle tazminat miktarının belirlenmesini hâkime bırakmaktadır. Hâkim, Kanunda öngörülen sınırlara bağlı kalmak suretiyle tazminat miktarını kendisi takdir edecektir. Tazminat miktarının belirlenmesinde hukuki güvenlik ilkesi gereğince birtakım objektif ölçütlerin konulması mümkündür. Bu ölçütlerden biri de işçinin kıdemidir. Kıdem, iş hukukunda kimi durumlarda hakkın doğumuna kimi durumlarda ise hakkın kapsamının genişlemesine sebep olan önemli bir kavramdır. Tazminat miktarının belirlenmesinde de hâkime yol gösterecek önemli bir ölçüt olabilir. Ancak tek başına kıdem ölçütünden yararlanılarak ilkeler belirlemek, hâkimin takdir hakkına müdahale teşkil edebilecektir. Tazminat miktarının belirlenmesinde kıdem ölçütünden yararlanmak mümkün olmakla birlikte, salt işçinin kıdemi göz önünde bulundurularak önceden objektif ölçütler belirlemek ve hâkimin bu ölçütlere uymasını beklemek doğru olmayacaktır. Hâkim, ihlalin ağırlığına, somut olayın özelliğine, işçinin kişiliğine göre tazminat miktarını belirlemede serbest olmalıdır.

Hâkimin Takdir Yetkisi, İş Hukuku, İşe Başlatmama Tazminatı, Sendikal Tazminat, Ayrımcılık Tazminatı.

The judge has judicial discretion in some cases and will appreciate the amount of compensation by adhering to the limits stipulated in the Law. In accordance with the legal principle, it is possible to set some objective criteria in determining the amount of compensation. One of these criteria is the employee’s seniority. Seniority is an important concept that causes the birth of the right in some cases, and in some cases, the extension of the right. Seniority can guide the judge in determining the amount of compensation. However, setting the principles by using the seniority criteria alone may constitute an interference with the judge’s discretion. While it is possible to benefit from the severance criterion in determining the amount of compensation, it would not be correct to set objective criteria in advance and wait for the judge to comply with these criteria only considering the seniority of the employee. The judge should be free to determine the amount of compensation based on the severity of the violation, the nature of the concrete event, the personality of the employee.

Judicial Discretion, Labour Law, Job Security Compensation, Union Compensation, Discrimination Compensation.

Giriş

İş hukukunda düzenlenen bazı tazminatların miktarı Kanunda kesin olarak belirtilmiş iken bazı tazminatların miktarı belirtilmemiştir. Alt sınır veya üst sınır yahut her ikisi birden gösterilmek suretiyle tazminat miktarının takdiri hâkime bırakılmıştır. İşe başlatmama tazminatı, sendikal tazminat, ayrımcılık tazminatı gibi tazminatların miktarı Kanunda kesin değildir. Belirtilen sınırlar içinde kalmak kaydıyla hâkimin takdirindedir. Söz konusu tazminatların kesin miktarının nasıl tespit edileceği konusunda Kanunda somut ölçütler yoktur. Kanunların gerekçesinde veya Yargıtay kararlarında göz önünde bulundurulacak ölçütler getirilmektedir.

“Fesih sebebi” ve “kıdem” gibi ölçütler, tazminat miktarının belirlenmesinde dikkate alınacak ortak somut ölçütler olabilir. Yargıtay işçinin kıdemini dikkate alarak somut ölçütler getirmektedir. Özellikle işçinin kıdemine göre değişen yıllık ücretli izin süresini düzenleyen İş K. m.53 hükmünden yararlanmaktadır. Bununla birlikte Yargıtayın önceden ölçüt belirlemesi hâkimin takdir yetkisine müdahale teşkil edebilecektir. Öğretide de bu husus tartışılmış ve Yargıtay kararlarında ele alınmıştır. Çalışmamızda hâkimin takdirine bırakılmış olan tazminatların miktarının tespitine ilişkin ölçütler incelenmiş ve öğreti görüşleri ve Yargıtay uygulaması değerlendirilmiştir.

I. Hâkimin Takdir Yetkisi ve Sınırı

Hukuk kurallarının, her olay ve ilişki hakkında ayrıntılı düzenleme yapması mümkün değildir. Kanun koyucular bu sebeple hukuk kuralının uygulanabilmesi için hâkime takdir yetkisi tanıyabilirler. Hâkimin takdir yetkisinin olduğu, T.C. Anayasası ve Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenmiştir. Anayasa m.138/I’e göre; hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm verirler. Türk Medeni Kanunu m.4’e göre ise; Kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hâkim, hukuka ve hakkaniyete göre karar verecektir. Edis’e göre takdir yetkisi, “Kanun koyucunun bilerek ve isteyerek, yani bilinçli olarak bıraktığı kural-içi (intra legem) boşlukların; hukuk kurallarını uygulamakla yükümlü olanlarca, olaylardaki özelliklerle toplumdaki ahlâkî düşünceler, hukukun birliği, takdir yetkisini tanıyan kuralın amacı, sosyal adalet gibi hususlar göz önünde tutularak ferdîleştirilip doldurulması yetkisidir”.1 Hükümde hâkime takdir yetkisinin tanınmış olması ile aslında hâkime bir ödev yüklenmiştir. Dolayısıyla hâkim, takdir yetkisini kullanma bakımından bir serbestiye sahip değil; aksine bu yetkiyi kullanmakla yükümlüdür.2

Hâkim, takdir yetkisini kullanırken somut olaya uygulanacak bir kanun hükmü bulunmaktadır. Kanunun kendisi veya somut olayın özellikleri, hâkimin takdir yetkisini kullanmasına izin vermektedir.3 Burada dış sınırları belirli bir kuralın varlığına rağmen bilinçli olarak bırakılmış boşlukların doldurulması söz konusu olmaktadır. Bu sebeple hâkimin takdir yetkisini kullanması, yeni bir hukuk kuralının yaratılması anlamına gelmemektedir. Hâkim, hukuk kuralının çizdiği sınırlar ve hukuk kuralının güttüğü amaç içinde kalmak zorundadır.4

Kanun koyucu, kendi öngördüğü kural içinde, yine kendisinin benimseyebileceği bir çözümü sağlaması için aslında hâkime takdir yetkisi tanımıştır. Dolayısıyla hâkim bu yetkiyi kullanırken benzer durumlarda görülebilen tipik olan özellikleri dikkate alabilir. Benzer olaylarda uygulanabilir bir çözüm bulma ilkesi, takdir yetkisinin tanınma nedenini (ratio legis’i) de doğrulayacaktır.5 Ancak benzer olaylarda görülebilen tipik özelliklerden yalnız birinin veya birkaçının göz önünde tutulması, diğer tipik özelliklerin hiç nazara alınmaması doğru olmayacaktır. Çünkü hakkaniyetle karar vermek, somut olayın bütün özelliklerine en uygun çözümün bulunması demektir.6

Hâkimin takdir yetkisini kullanması, “hukuki güvenlik ilkesi” ve “eşitlik ilkesi”ne zarar getirmeyecektir. Hukuki güvenlik ilkesi, hukuk kurallarında sık sık değişiklikler yapılarak hukuki istikrarı ve belirliliği yok eden kurallar ortaya koymamayı gerektirir.7 Ancak somut olayın tüm özellikleri gözden uzak tutulamaz ve bunun sonucu olarak hâkim, menfaatleri değerlendirmeli ve değişiklikleri dikkate almalıdır.

Bir düzenlemenin hâkime takdir yetkisi tanıyıp tanımadığının tespiti önemlidir. Hükümde “hâkim tarafından belirlenir”, “hâkim takdir eder”, “karar verebilir” gibi ifadeler, hâkimin takdir yetkisi olduğunu gösterir.8 Kanunda hâkimin uygun miktarda maddi veya manevi tazminata hükmetmesi gerektiği belirtiliyorsa, hâkimin takdir yetkisini kullanmasına izin verdiği anlaşılmaktadır.9 Yine aynı şekilde Kanunda tazminat miktarının alt sınırı veya üst sınırı yahut her iki sınır da belirtiliyorsa, bu sınırlara bağlı kalmak kaydıyla tazminat miktarını hâkim takdir edecektir. Hâkim, kanun koyucunun kendisine tanıdığı sınırlar içinde takdir yetkisini kullanacaktır.

Hâkimin takdir yetkisine sahip olması, bu yetkiyi kullanırken keyfi karar verebileceği anlamına gelmemelidir. Şüphesiz ki hâkime tanınan takdir yetkisi, sınırsız değildir. Her şeyden önce Kanun, takdir yetkisini tanıyacaktır. Takdir yetkisinin dayanağı Kanunda olmalı ve uygulanışı da Kanuna uygun olmalıdır.10

Hâkim takdir yetkisini kullanırken somut olayın özelliklerini, hukukun temel ilkelerini, hakkaniyeti ve adaleti gözetmek zorundadır.11 Hâkim bu yetkiyi kullanırken Kanunun çizdiği sınırlar içinde kalmalı, hukuka uygun davranmalı ve takdir yetkisini gerekçelendirmelidir.12 Takdir yetkisinin nasıl kullanıldığı önemlidir. Söz konusu yetkinin gerekçesiz kullanılması, hâkimin keyfi karar verdiği anlamına gelebilir.13 Bu nedenledir ki hâkimin takdir yetkisi, yargısal denetime tabidir.14