Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Destekten Yoksun Kalma Tazminatı ve Tazminatın Belirlenmesinde Müterafık Kusur

Compensation for Loss of Support and Contributory Negligence in Determination of Compensation

Emine Yağmur BALDUĞ

Destekten yoksun kalma tazminatında, destek verenin haksız fiil sonucu ölümü nedeniyle desteğini yitiren kişi, haksız fiilin sorumlusundan bu nedenle uğradığı zararın tazmin edilmesini talep eder. Bu nedenle söz konusu tazminat yansıma zararın giderilmesini amaçlar ve istisnai niteliği haiz bir tazminat talebidir. Bu tazminat talebi doğrudan doğruya desteğini yitiren hak sahibinin malvarlığında doğar. Bu itibarla bağımsız bir talep söz konusudur. Bu tazminat talebinin belirtilen özellikleri nedeniyle tazminatın belirlenmesi özellik taşır. Destekten yoksun kalan kişinin müterafık kusuru, her durumda tazminattan indirim sebebi olarak kabul edilir. Destek olan ve haksız fiil sonucunda ölen desteğin müterafık kusuru, bu tazminat talebi bakımından teknik olarak zarar gören sayılamasa da yine tazminatın indirilmesi bakımından zarar görenin müterafık kusuruyla eşdeğer sayılmalıdır. Yargıtay’ın sigortacıya karşı yöneltilen bu tazminat taleplerinde, ölen kişinin müterafık kusurunu tazminattan indirim sebebi olarak kabul etmemesi isabetli değildir.

Destekten Yoksun Kalma Tazminatı, Müterafık Kusur, Tazminatın Belirlenmesi, Yansıma Zarar.

Within the scope of compensation for loss of support, the person who lost the support due to death of the supporter as a result of a wrongful act, claims compensation of such damage from the responsible thereof. Therefore, the said compensation aims to compensate consequential damages. It is of exceptional nature. This compensation claim arises directly in the assets of the entitled person, who lost support. Therefore, there is an independent demand in question. Due to the characteristics thereof, the determination of compensation has a nature. Any contributory negligence of the person deprived of support is considered to be the reason for a reduction of compensation in any case. Although contributory negligence of the support who was providing support and who died as a result of the tort is technically not considered as the sufferer, it should be considered as equivalent with the contributory negligence of the sufferer for reduction of the compensation. The Supreme Court’s disavowal to consider the contributory negligence as grounds of reduction of compensation in the compensation claims towards insurer is irrelevant.

Compensation for Loss of Support, Contributory Negligence, Determination of Compensation, Consequential Damage.

Giriş

Bir kişinin ölümü, kendi terekesi üzerinde zarar oluşturmaz1 . Ölümle birlikte hak ehliyeti sona erer ve miras yoluyla geçebilen bütün hukuki ilişkileri mirasçılarına geçer. Mirasçıların veya üçüncü kişilerin ölüme yol açan hukuka aykırı fiil nedeniyle faile karşı tazminat davası açma imkânı kural olarak yoktur. Çünkü hukukumuzda, hukuka aykırılık kural olarak mutlak hak ihlali şeklinde zararın doğması durumunda gerçekleşir. Bununla birlikte, ölüm nedeniyle üçüncü kişilerin birtakım menfaatlerini kaybetmesi çok olasıdır ve bu durumun tazmin edilmemesi, toplum vicdanını zedeleyebilir. Bu nedenle Türk Borçlar Kanunu (TBK) m. 53/1-3 düzenlemesiyle haksız fiil sonucunda ölüm gerçekleştiğinde destekten yoksun kalan kimselerin, bu kayıpları nedeniyle tazminat talebinde bulunmaları kabul edilmiştir.

Bu tazminat talebine destekten yoksun kalma tazminatı adı verilmektedir. Uygulamada, tazminatın belirlenmesi konusunda ölen desteğin ve destek görenin kusurunun söz konusu tazminat talebi üzerindeki etkisi birtakım uyuşmazlıklara yol açabilmektedir. Bu çalışma da amacımız desteğinin kusurunun destekten yoksun kalma tazminat talebi üzerindeki etkisini hukuki dayanaklarıyla tespit etmektedir. Bunun için, öncelikle genel olarak bu tazminata ve özelliklerine değinilecek, ardından tazminatın hesaplanmasına ilişkin genel ilkeler belirtilecek son kısımda ise önceki bölümlerdeki açıklamalar ışığında desteğin kusuruna ilişkin değerlendirmeler yapılacaktır.

I. Destekten Yoksul Kalma Tazminatı Kavramı

Haksız fiil sonucunda ölüm gerçekleştiğinde, üçüncü kişiler bakımından hukuka aykırılık söz konusu olmaz2 . Zira kendi kişi veya malvarlıklarına dair mutlak hakları ihlal edilmemiştir. Bu nedenle, haksız fiilden sorumlu kişilere karşı üçüncü kişilerin TBK m. 49 düzenlemesine dayanarak dava açmaları mümkün değildir.

Haksız fiil sorumluluğunda kural, hukuka aykırılığın gerçekleşmesi olsa ve hukuka aykırılık da mutlak hak ihlali olarak gerçekleşse de, kanun koyucu bazı durumlar için hukuka aykırılığa ilişkin özel hükümler düzenleyebilir3 . Bu durumda özel düzenleme kapsamında korunan menfaatin ihlali, hukuka aykırılığın doğmasında yeterli sayılır4 . Ölüme ilişkin olarak da TBK m. 53/1-3 “Ölüm hâlinde uğranılan zararlar özellikle şunlardır: ... Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar” düzenlemesiyle üçüncü kişilerin, ölenin desteğinden yoksun kalmalarını hukuken korunması gereken bir menfaat kaybı olarak kabul etmiştir. Görüldüğü üzere destekten yoksun kalma tazminatı, kanunun genel sorumluluk rejiminden farklılık gösterir. Bu itibarla, destekten yoksun kalma tazminatının özellikleri ayrıca değerlendirilmeyi hak etmektedir.

Destekten yoksun kalma tazminatının özellikleri açısından yapılması gereken ilk saptama, bu tazminatın maddi tazminat niteliğinde olmasıdır5 . Başka bir deyişle destekten yoksun kalan üçüncü kişilerin malvarlıklarındaki kayıp tazmin edilmektedir. Üçüncü kişilerin, ölüm olgusu nedeniyle birey olarak şahsen duydukları acı ve elem, destekten yoksun kalma tazminatıyla bağlantılı değildir. Kuşkusuz, ölüm nedeniyle üçüncü kişiler TBK m. 56/2 düzenlemesine göre manevi tazminat talebinde bulunabilir. Bu düzenleme uyarınca üçüncü kişiler, ancak “ölenin yakını” ise manevi tazminat talebine sahip olabilir. Ölenin desteğine sahip olmak ve ölenin yakını olmak aynı anlama gelen kavramlar olmadığı için ölüm nedeniyle manevi tazminat talebinde bulunabilmek ve destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunabilmek sıfatları aynı kişi üzerinde birleşmeyebilir. Başka bir deyişle, destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat amaçları, işlevleri ve koşulları bakımından birbirinden tamamen ayrıdır.