Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Akreditif Açtıran ile Akreditif Bankası Arasındaki İlişki

Relationship Between the Letter of Credit Opener and the Issuing Bank

Gülşah Sinem AYDIN, Oğuz ERSÖZ

Milletlerarası ticaret alanında uygulanan bir ödeme yöntemi olan akreditif, birden çok kişiyi ve ilişkiyi barındıran bir bütündür. Akreditifte; akreditif açtıran, akreditif bankası ve akreditif lehtarı olmak üzere en az üç kişi bulunur. Akreditif açtıran ve akreditif bankası arasındaki ilişki karşılık ilişkisi olarak isimlendirilmekte olup, bu ilişkiden kaynaklanan uyuşmazlıklarla sıklıkla karşılaşılmaktadır. Söz konusu uyuşmazlıkların çözümü bakımından, akreditif açtıran ile akreditif bankası arasındaki ilişkinin irdelenmesi önemlidir. Bu kapsamda çalışmada, akreditif talimatının genel itibarıyla özellikleri belirtilerek, akreditif açtıran ve akreditif bankası arasındaki ilişki bakımından tarafların yükümlülüklerine ve ilişkinin hukukî niteliği hakkında öğretide ileri sürülen görüşlere yer verilmiş, savunduğumuz görüş gerekçeleri ile ortaya konmuş ve bankanın akreditif açtırana karşı sorumlu olduğu ve olmadığı haller tespit edilmiştir.

Akreditif, Akreditif Açtıran, Akreditif Bankası, Akreditif Lehtarı, Sözleşme.

As a widespread payment method in international trade, Letter of Credit constitutes a whole containing several subjects and relationships. This is to say that, there are at least three parties: letter of credit opener, issuing bank and beneficiary of a letter of credit. The relation between the letter of credit opener and the issuing bank is called as reciprocity relation and, many disputes arising there from frequently occur. In order to conclude a solution regarding such disputes, it is important to analyse and qualify the relationship between the letter of credit opener and the issuing bank. Thus, in light of the scholars’ views on the obligation of the parties and the nature of such relationship, this study deals with the general characteristics of a letter of credit. In addition, our grounds on the nature of such relationship are exposed as well as the issuing bank responsibility towards the letter of credit opener is clarified.

Letter of Credit, Letter of Credit Opener, Issuing Bank, Beneficiary of Letter of Credit, Contract.

GİRİŞ

Milletlerarası nitelik taşıyan satış sözleşmeleri, alıcı ve satıcının farklı ülkelerde bulunması sebebi ile çeşitli riskler barındırır. Satış bedeli ile satış konusunun teslimi bakımından, aynı anda ifanın mümkün olmaması, ülkelerin siyasal, sosyal ve ekonomik yapılarının, kanunî düzenlemelerinin, para birimlerinin ve piyasa koşullarının farklı olması bu hususta başlıca riskleri oluşturmaktadır.1 Bu kapsamda akreditif, söz konusu riskleri büyük ölçüde ortadan kaldırmaya yönelik, milletlerarası ticaret alanında fazlaca uygulaması olan, dış ticaret ödeme yöntemlerinden biridir.2

Akreditif, mal satın almış kimsenin, banka ile yapmış olduğu anlaşma üzerine, o bankanın, belli belgelerin satıcı tarafından ibrazı karşılığında, söz konusu satıcıya satış bedelini ödemesini hedef tutan bir sözleşmedir.3 Bu yönüyle akreditif, alıcı ve satıcı arasında temel bir hukukî ilişkinin bulunması4 ve bu ilişkide ödemenin akreditifle yapılacağının kararlaştırılması durumunda uygulanabilir.5 Belirtilmelidir ki akreditif her ne kadar alıcı ile satıcı arasındaki satış sözleşmesinin konusunu oluşturan malların bedelinin ödenmesi amacıyla açılmaktaysa da, bu sözleşmeden tümüyle bağımsız bir nitelik taşır.6 Söz konusu iki sözleşme arasında hukuken bir bağlılık bulunmamaktadır.7

Akreditif, çoğunlukla uzak mesafeli ticari ilişkilerde, satıcının satış bedelini mümkün olabilecek en yüksek garantiyle, bir ya da birkaç bankanın katılımı neticesinde elde etmesini sağlayan bir bankacılık işlemi özelliği göstermektedir.8 Akreditif kısaca, banka aracılığı ve garantisi ile belge karşılığında yapılan ödeme biçimi olarak tarif edilebilir.9 Bu yönüyle akreditif, tarafların birbirlerini tanımadıkları ya da birbirlerine tam olarak güven(e)medikleri hallerde uygulanan ve banka garantisi sayesinde kendilerini güvenceye aldıkları bir milletlerarası ödeme aracıdır.10 Akreditif böylelikle gerek alıcıyı gerekse satıcıyı koruyan bir işlem olmaktadır.11 Akreditif sayesinde, özellikle milletlerarası nitelik taşıyan satış sözleşmelerinde, sözleşmeye konu malın teslim edilmesine karşılık satış bedelinin ödenmemesi ya da bedelin ödenmesine karşılık malın teslim edilmemesi gibi riskler ortadan kalkmakta ve taraflar arasındaki ilişki güvenle sürdürülüp tamamlanabilmektedir.12

Başta satış sözleşmesi olmak üzere, inşaat, finansal kiralama gibi başkaca sözleşmelerde de uygulanma alanına sahip olan akreditife ilişkin kurallar, ilk defa 1929 yılında Uluslararası Ticaret Odası (ICC) tarafından derlenmiştir. Bu kurallar sonrasında birkaç kez gözden geçirilmiş ve son olarak 1 Temmuz 2007 tarihinde Akreditiflere İlişkin Bir Örnek Usuller ve Uygulama Kurallar-2007 Revizyonu 600 sayılı Broşür ile düzenlenmiştir.13

Türk hukukunda ise akreditife ilişkin, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda,14 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda15 veya başkaca bir kanunda düzenleme bulunmamaktadır.16 Buna karşılık Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar17 ve bu karara dayanılarak çıkarılan tebliğlerde18 akreditifle ilgili düzenlemelere yer verilmiştir.

Akreditif birden çok kişiyi ve ilişkiyi barındıran bir bütündür. Akreditif işlemine katılanlar en az üç kişi oluşturur.19 Bunlar akreditif açtıran (alıcı/ithalatçı/akreditif amiri), akreditif bankası (amir banka) ve akreditif lehtarı (satıcı/ihracatçı)dır. Bu kişilere çoğunlukla bir muhabir banka da katılır.20 Söz konusu taraflar, akreditif ilişkisi çerçevesinde birbirlerine karşı çeşitli haklara sahip olmakta ve yükümlülükler altına girmektedirler. Çalışma kapsamında taraflar arasındaki ilişki bakımından hak ve yükümlülük incelemesi, yalnızca akreditif açtıran ve akreditif bankası açısından yapılacaktır. Çalışmada ilk olarak akreditif talimatının özellikleri genel olarak ortaya konacak, sonrasında sırasıyla akreditif açtıranın ve akreditif bankasının yükümlülükleri irdelenecek, devamında akreditif açtıran ile akreditif bankası arasındaki sözleşme ilişkisinin hukukî niteliği tespit edilerek, bankanın akreditif açtırana karşı sorumlu olduğu ve olmadığı haller açıklanacaktır.

I. GENEL OLARAK AKREDİTİF TALİMATININ ÖZELLİKLERİ

Akreditifte, alıcı ve satıcı arasında kurulan satış sözleşmesinde, ödemenin akreditif yoluyla yapılacağı (akreditif şart/klozu) kararlaştırılmaktadır.21 Ancak bu kararlaştırma fiili, akreditifin başlangıcı değildir. Ödemenin akreditif yoluyla yapılmasına ilişkin kararlaştırma akreditif ilişkisini kurmamakta, yalnızca alıcının akreditif açma borcu altına girmesini sağlamaktadır.22 Bu fiilin ardından alıcı, satış sözleşmesinden doğan satış bedelini ödeme yükümlülüğünü yerine getirebilmek için, kendi işyerinin bulunduğu yerdeki bir bankaya başvuracaktır. Söz konusu başvuruya akreditif talimatı (teklifi/önerisi/emri/başvurusu/talebi) adı verilmektedir.23 İşte akreditifin başlangıcı da bu başvurudur.24 Böylelikle alıcı, akreditif açtıran sıfatını kazanmış olur.25 Bankanın iktisadî ve hukukî açıdan yükümlülüklerinin kapsamı ise, alıcının akreditif açılması hususundaki talimatı çerçevesinde belirlenecektir.26

Akreditif açılması hususundaki talimat, TBK m.12 uyarınca kanunda aksine bir düzenleme bulunmadığı için herhangi bir şekle tâbi değildir. Akreditif talimatı yazılı olabileceği gibi sözlü de olabilir.27 Uygulamada ise alıcıya, banka tarafından, akreditif açtırma teklif mektubu olarak adlandırılabilecek standart bir form sunulmakta ve alıcıdan bunu doldurup imzalaması istenmektedir.28 Ancak alıcının, bankanın sunduğu formları doldurması ve imzalaması taraflar arasında sözleşmenin kurulmasının bir geçerlilik şartına bağlandığı şeklinde yorumlanmamalıdır. Doldurulan formlardaki alıcının imzası, akreditifin şartlarında istenen belgelerin daha kesin ve açık olarak ortaya konmasına ilişkin bir ispat şeklinden ibarettir.29

Akreditif talebinde bulunan kişinin akreditif açılması hususundaki talimatı tam ve kesin olmalıdır. Söz konusu talimatta alıcı tarafından, akreditifin açılması, şartları ve değiştirilmesi konularında eksiksiz ve kesin bilgilerin verilmesi gerekir.30 Bununla beraber alıcı -kromla kaplanmış bir inç başına 12 vida adımından oluşan altı köşeli 500 grosluk cıvata ve somunlar örneğinde olduğu gibi- gereksiz ayrıntılardan da kaçınmalıdır.31 Burada beklenen, mallara yönelik nitelendirmenin genel ve açık olmasıdır. Aksi halde aşırı gereksiz ve karışık bilgi yığını, malın tespitini zorlaştırarak alıcının görüş ve onayına başvurulmasını gerektireceğinden akreditif prosedürü hızlı işleyemeyecektir. Ancak formda özellikle akreditifin vadesi, en son yükleme tarihi, vesaik ibraz süresi, akreditifin dönülebilir ya da dönülemez olduğu, lehtarın adı, adresi, akreditifin devredilebilir olup olmadığı, poliçeli ise vadesi, vadenin başlayacağı tarih ve kimin üzerine çekileceği, görüldüğünde ödemeli, devir ve ciro edilebilir olup olmadığı, istenen belgeler, emtianın miktarı, fiyatı, yükleme ve boşaltma yerleri, kısmî yüklemeye izin verilip verilmediği, sigortanın kimin tarafından yaptırılacağı gibi noktaların belirtilmesi gereklidir.32

Banka, talimatı aldıktan sonra akreditif açılıp açılmayacağına karar verir. Akreditif bankasına gönderilen akreditif talimatı, kural olarak bir öneri niteliğini haiz olup, banka bu öneriyi reddetmediği takdirde hüküm doğurmakta ve banka, talimattaki şartlarla akreditif açma taahhüdü altına girmektedir.33 Bu hususta bankanın ayrıca bir kabul beyanına gerek yoktur. Akreditif bankası akreditif açma teklifini uygun süre içinde reddetmezse örtülü kabul ile sözleşme kurulmuş sayılır.34

Banka, müşterisinin talimatına olumlu cevap verir ise, yani temel ilişkinin alıcısına akreditif açmayı kabul ederse, banka ile müşterisi arasında karşılık ilişkisi35 kurulmuş olur. Karşılık ilişkisinin akreditif açtıranın talimatına uygun olarak kurulması ile birlikte, banka, lehtar ile süresi içinde talebe uygun akreditif sözleşmesi yapma yükümü altına girmektedir. Banka ile akreditif açtıran arasındaki ilişkinin kurulması bakımından ele alınması gereken bir diğer husus, aralarında kredi ilişkisinin kurulup kurulmayacağıdır. Kural olarak bankanın kendisinden akreditif talebinde bulunan kişiye nakdi kredi açması söz konusu değildir.36 Ama akreditif talebinde bulunan kişi, akreditif bedelini karşılamak için bankadan nakdi kredi de almış olabilir.37 Diğer bir deyişle akreditifin kredi açma sözleşmesiyle beraber kurulması zorunlu olmasa da, ihtimal dâhilindedir.38 Akreditif talebinde bulunan kişiye akreditif bedelini karşılamak üzere nakdi kredi verilmesi durumunda bu kredi, banka ile akreditif açtıran arasında önceden yapılan ve akreditife yabancı olan kredi açma sözleşmesinin sonucu olacaktır.39 Bu halde bankadan alınan kredi ile karşılık ilişkisinin doğrudan bir bağlantısının bulunmadığı belirtilmelidir.40

II. AKREDİTİF AÇTIRANIN (ALICININ) YÜKÜMLÜLÜKLERİ

Alıcının akreditif açtırması, banka ile arasında iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme oluşturmaktadır. Bu sözleşme uyarınca banka, temeldeki satış sözleşmesinin satış bedeli unsurunun ifasında aracılık edecek, alıcı da akreditif konusu bedeli önceden bankaya yatıracaktır.41

Uygulamada akreditif açtıranın parayı hemen bankaya yatırmayıp, onun yerine müşterisi olduğu bankadan nakdi veya gayri nakdi -açık veya teminatlı- kredi aldığı görülmektedir. Bu şekilde karşılık tahsil edilmiyorsa marjsız akreditiften, akreditif tamamen veya kısmen karşılığı tahsil edilerek açılıyorsa marjlı akreditiften söz edilir.42

Belirtilmelidir ki bankanın akreditif açtırana tanıdığı bu kredi imkânı, akreditif ilişkisinden bağımsız bir ödünç ve kredi açma işlemidir. Söz konusu imkân akreditifi bir kredi müessesesi haline getirmez.43 Zira bu durumda banka, açmış olduğu akreditifte bir kredi kullandırmamakta, akreditif açtıran lehine bir nevi sorumluluk kredisi vermektedir. Akreditif açtıranın bankaya akreditif bedelini peşin olarak yatırdığı durumda ise akreditifin açılması ile ödeme anında kur farkı oluşmuşsa, bu fark kadar gayri nakdi kredi açıldığı kabul edilmektedir. Yalnız bir halde gayri nakdi kredi ilişkisi söz konusu olmayabilir. Akreditif açtıran talep ettiği akreditif miktarını bankaya döviz olarak yatırmış ise, bu halde kur farkı da ortaya çıkmayacağından herhangi bir kredi ilişkisi kurulmaz. Gayri nakdi krediler bakımından akreditifin diğer kredilerden ayrı bir özelliği bulunmadığı da belirtilmelidir.44 Ayrıca marjlı akreditifte eğer karşılık yabancı para ile ödenecekse, bankaya yatırılacak olan memleket parası ile rayiç karşılığıdır. Ülkede döviz kısıtlaması varsa, akreditif açtıran o miktardaki meblağın dışarıya transfer edilmesi için gerekli işlemleri yapacak ve gerekli belgeleri bankaya verecektir.45

Akreditif açtıran, bankaya yatırması gereken tutarı, bankaya yatırmaz ya da gerekli teminatı sağlamazsa, banka, akreditif alacaklısı satıcıya ödemede bulunmak zorunda değildir.46