Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Uluslararası Çalışma Örgütü 190 Sayılı Sözleşmesi Işığında Bir İş Sağlığı ve Güvenliği Tehlikesi Olarak “İşyerinde Fiziksel Şiddet”

“Physical Violence at Workplace” as an Occupational Health and Safety Problem in the Light of International Labour Organization Convention No.190

Zeynep ŞİŞLİ

Bu çalışmanın amacı, işyerinde karşılaşılan fiziksel şiddetin bir iş sağlığı ve güvenliği sorunu olarak irdelenmesidir. Bu amaçla öncelikle genel olarak “şiddet” kavramı, çalışanın yaşam hakkına, sağlık ve güvenliğine bir tehdit olarak işyerinde şiddetin türleri ve önemi açıklanmaya çalışılmıştır. Ardından Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)’nün 190 sayılı sözleşmesi ışığında işyerinde fiziksel şiddetin ulusal düzenlemeler çerçevesinde tartışılması ile öneriler geliştirilmesi hedeflenmiştir. Makale, mesleki sağlık ve güvenlik perspektifi ve özellikle fiziksel şiddet maruziyeti ile sınırlı olarak, yazılı kaynakların; öğreti ve yargı kararlarının taranması ve içerik analizi yöntemleri ile yapılmıştır. Son yıllarda Türkiye’de özellikle sağlık ve yükseköğretim alanlarında ölümle veya ağır yaralama ile sonuçlanan işyerinde şiddet olayları göz önüne alınarak, bu durumun “kaçınılmaz” kabul edilmemesi gerektiği, iş sağlığı ve güvenliği hukuku çerçevesinde devlet ve işverenin “önleme” yükümlülüklerine dikkat çekilerek vurgulanmak istenmiştir.

İş Hukuku, İş Sağlığı ve Güvenliği, İşyerinde Fiziksel Şiddet, İş Kazası Sigortası, İşveren Sorumluluğu ve Devletin Yükümlülükleri.

This study aims to examine physical violence at workplace as an occupational health and safety problem. To this aim, at first the concept of violence in general, and the importance and the types of the violence at workplace as a threat to the right to life, health and safety of the worker are tried to explained. In addition, national legislation about violence at workplace is reviewed in the light of International Labour Organization (ILO) Convention No.190, and proposals are tried to put forward. The methods used to prepare this article are review of written sources, doctrine and court decisions and content analysis within the limits of occupational health and safety perspective and physical violence exposure. As a conclusion it is tried to emphasize the obligations of the state and employer to prevent workplace violence within the scope of occupational health and safety law by not accepting them inevitable, considering the examples resulted by deaths and severe injuries in Turkey recently, especially on health and high education sectors.

Labour Law, Occupational Health and Safety, Physical Violence at Workplace, Work Accident Social Insurance, Obligations of the Employer and Duties of the State.

GİRİŞ

Çalışmak esas olarak insanın kendisi ve ailesinin geçimini sağlama amacıyla yürüttüğü faaliyetlerdir. Birçok kişi için kendisini gerçekleştirme anlamı da taşıyan ve yetişkinlik yaşam süresinin ortalama üçte birini kapsayan çalışmanın, insani olmayan koşullarda yapılması, bu kapsamda çalışma ortamının sağlıklı ve çalışma sırasında ortaya çıkabilecek tehlikelere karşı güvenli olmaması, çalışanın yaşam hakkını ihlal edebilir. Zaman içinde özellikle bağımlı çalışmanın bu anlamda sağlığa zararlarının1 belirlenmesi ile işçi sağlığı ve iş güvenliği, çok disiplinli nitelikte ve bu kapsamda iş hukukunun da önemli bir alt dalı olarak gelişmiştir. İşçi sağlığı ve iş güvenliği2, Devletin işverenin sorumluluğunu tanımlayan mevzuatı düzenleme, gerekli denetim mekanizmalarını oluşturma ve yaptırım uygulama yükümlülüğünü gerektiren bir sosyal hukuk alanıdır.

İnsanlık tarihi boyunca yaşam hakkını ihlal eden bir etken olarak varlığını sürdüren şiddetin, işle ilgili ortaya çıkmasının iş hukuku kapsamında iş sağlığı ve güvenliği alanına konu olması görece yenidir. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)’nün çalışma sırasında şiddet konulu ilk raporu 1998 tarihlidir3. Amerika Birleşik Devletlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği İdaresi (OSHA), 1980’lerde posta hizmetleri işyerlerinde karşılaşılan katliam düzeyinde şiddet olaylarından sonra konuyla ilgili çalışmaya başlamıştır.4 Avrupa Birliği Mesleki Sağlık ve Güvenlik Ajansı (EU-OSHA), 2008 yılında bir araştırma ile bu konuyu çalışmalarının odak noktaları arasına almıştır.5 İşyerinde fiziksel veya psikolojik olarak karşılaşılan şiddet ve tacizin önlenebilmesi amacıyla, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün kuruluşunun 100. yılı olan 2019’da yapılan 108. Çalışma Genel Konferansında 109 sayılı İşyerinde Şiddet ve Taciz Sözleşmesi ile Tavsiye Kararı kabul edilmiştir6.

Türkiye’de son yıllarda işle ilgili/çalışma sırasında, özellikle sağlık çalışanlarına yönelik yaygın şiddet eylemleri yanı sıra, sağlık ve yükseköğretim alanında az sayıda olmakla birlikte ölüme yol açan ciddi saldırılarla karşılaşılmaktadır7. Bu çalışmanın amacı, Türk hukukunda Anayasal görevleri gereği devletin ve işçiyi koruma borcu kapsamında işverenin, çalışanı işle ilgili şiddet ve tacize karşı koruma yükümlülüğüne ilişkin mevzuat ve uygulamanın irdelenmesi, 190 sayılı ILO sözleşmesinin kabul edilmesi ile sosyal politikaların geliştirilmesinin ve özellikle fiziksel şiddete yönelik düzenlemelerin yapılarak hayata geçirilmesinin önemine dikkat çekilmesidir. Bu amaçla yazılı kaynakların taranması ve içerik analizi yöntemleri kullanılarak yapılan çalışmanın ilk bölümünde şiddetin anlamı, kişilik haklarının ihlali niteliği ve çalışma sırasında şiddetin önemi öz olarak ortaya konulmaya, ikinci bölümde Türk Hukukunda Anayasal ve yasal çerçevede genel olarak işyerinde şiddetin önlenmesine yönelik hukuksal dayanaklar irdelenmeye, üçüncü bölümde ILO’nun 190 sayılı sözleşmesi ve 206 sayılı tavsiye kararında öngörülen önlemlerle ilgili bilgi verilmeye ve sonuç bölümünde öneriler geliştirilmeye çalışılmıştır.