Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Toplumsal Cinsiyet Rolleri Bağlamında “Duygusal Emek”

“Emotional Labor” in the Context of Gender Roles

Rasime EŞELİOĞLU

Çalışma yaşamındaki gelişmeler ve yenilikler duygusal emek kavramının önemini artırmış, bu konu üzerinde yapılan çalışmaların artmasını sağlamıştır. Yapılan çalışmalarda duygusal emeğin toplumsal cinsiyet rolleri ile bağlantılı olduğu görülmektedir. Bu da kadının iş yaşamındaki konumunun feminist bakış açısıyla incelenmesi sürecine duygusal emek faktörünün de dahil edilmesine neden olmuştur. Duygusal emek kavramının, toplumsal cinsiyet rolleri bakımından etkileri ve sonuçları tartışılmış ve bu tartışma söz konusu emek türünün üretildiği alan olan ev içi görünmez emek üzerinde de durulmasını zorunlu kılmıştır.

Duygusal Emek, Kadın Emeği, Görünmez Emek, Toplumsal Cinsiyet, Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği.

Developments and innovations in work-life have increased the importance of the concept of emotional labor and the studies on this subject. In the studies conducted, it is seen that emotional labor is related to gender roles and it caused the inclusion of emotional labor factor in the process of examining the position of this woman in business life from a feminist perspective. The concept of emotional labor, its effects and consequences in terms of gender roles, has been discussed and this has made it necessary to focus on invisible domestic labor, the area where this type of labor is produced.

Emotional Labor, Women's Labor, Invisible Labor, Gender, Gender Inequality.

GİRİŞ

Çalışma yaşamındaki dönüşümler, hizmet sektörünün gelişmesi, rekabetin artması sadece fiziksel ve zihinsel emeğin değil duygusal emeğin de tanımlanmaya ve araştırmaya başlanmasına yol açmıştır. Çalışanların yalnızca davranışlarının değil duygularının da kontrol edilmeye başlanması, bu durumun kapsamı ve sınırlarının belirlenmesini gerekli kılmaktadır. Duygusal emek kavramı toplumsal cinsiyet eşitsizliği gölgesinde incelenirken kadın emeği, bu emeğin konumu ve değeri, birbirlerine olan etkileri ve olumsuz koşulları nasıl yeniden ürettikleri soru ve sorunlarının da cevaplanmasını, incelenmesini gerekli kılmaktadır.

Duygusal emek (emotional labor) ilk olarak 1983 yılında Hochschild tarafından; “Herkes tarafından gözlemlenebilen mimiksel ve bedensel gösterimler yaratabilmek için hislerin yönetilmesi” olarak tanımlanmış, zihinsel emek ve fiziksel emekten sonra insan davranışlarını inceleyen birçok sosyal bilim disiplini duygusal emeği de incelemeye başlamıştır. Hochschild’dan sonra Ashforth ve Humphrey duygusal emeği “uygun duyguyu sergileme eylemi” olarak tanımlarken Morris ve Feldman “kişiler arası etkileşim sürecinde örgütün istediği duyguları sergileyebilmek için sarf edilen çaba, planlama ve kontrol” olarak tanımlamışlardır.1

Duygusal emek gerektiren işlerde kadın işgücünün öneminin farkına varılmasıyla kavram toplumsal cinsiyet tartışmaları içine de dahil edilmiştir ve bu tip işlerde kadınların daha iyi olduğu bilgisi ev içindeki emeği de duygusal emek yönünden de incelemeye değer kılmaktadır. Ekonomistler tarafından kadınların emeği; iş yerindeki emek ve eskiden piyasa dışında ve önemsiz görülen ancak son yıllarda nihayet görünmesi için çaba harcanan ev işi emek olarak ele alınmış; ev içi emek daha çok klasik iktisat teorilerindeki iş gücü tanımından hareketle fiziksel emekle somutlaştırılmış fakat duygusal emek boyutu göz ardı edilmiştir.