Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Grev Yasakları ve Erteleme

Prohibitions and Deferral of Strike

Tolğa ERKOÇKAR

Toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde işçi tarafının elindeki en önemli silah olan grev hakkının esasları 6356 S. Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu (SenTİSK) ile düzenlenmiştir. Grev, işyerindeki üretimin verimliliğinin azalması veya külliyen durması anlamına geldiğinden bu hakkın kullanımını kısıtlayan bir takım düzenlemeler öngörülmüştür. Ne var ki, bu kısıtlamaların işveren karşısındaki işçi tarafının tek silahı olan grev hakkının özüne dokunmaması gereklidir. Bu gereklilik mevzuatın bu amaca yönelik hazırlanmasını içerdiği gibi, uygulanamanın da aynı amaca yönelik olmasını içerir. Bu çalışmada grev hakkına ilişkin sınırlamaların neler olduğu, bu sınırlamaların hakkın özüne dokunup dokunmadığı ve sınırlamalara ilişkin hukuki yollar yüksek mahkeme kararları ile birlikte ele alınmıştır.

Grev, Lokavt, Grevin Ertelenmesi, Grev Yasakları, Yüksek Hakem Kurulu.

Law number 6356 on trade unions and collective bargaining agreements (SenTİSK) regulates the principles of the right to strike which is the most vital asset of the employees during the negotiations of collective bargaining agreements. As strike means the decrease of the efficiency or the halt of the production within the business, certain regulations were made in order to restrain the usage of the right to strike. Nontheless, these restrictions shouldn't alter the essence of the the right to strike as it is the only power that employees have over the employers. This neccesity includes not only preparing the regulations in complience with this purpose but also having the application work towards the same purpose. In this article the restrictions of the right to strike, whether these restrictions alter the essence of the right to strike and the legal remedies regarding the restrictions are discussed together with the related supreme court decisions.

Strike, Lockout, Deferral of Strike, Prohibitions of Strike, High Board of Arbitrations.

I. GİRİŞ

Toplu iş sözleşmesinin imzalanma sürecinde işçi tarafının elindeki en önemli silah şüphesiz grev hakkıdır. İşverenin, toplu sözleşme görüşmeleri sırasında işçi tarafının grev hakkını kullanması baskısını hissetmesi, işçi tarafının taleplerine razı gelmesinin tek yoludur. Zira işveren karşısında ekonomik olarak güçsüz konumda bulunan işçinin, taleplerini işverene başka bir yasal baskı unsuruyla kabul ettirmesi mümkün değildir.

Bu hak, Anayasa’nın 54. maddesinde koruma altına alınmış, metinde bu hakkın usul ve şartlarının kanunla düzenleneceğine değinilmiştir. Buna paralel olarak grev hakkının usul ve esaslarını belirlemek için de 6356 S. Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu (SenTİSK) çıkarılmıştır.

Ne var ki grev hakkı, o işyerinde üretimin durma noktasına gelmesi anlamını taşıdığından, bahsi geçen işyerinin ötesinde sonuçlar doğurabilmektedir. Bu nedenle başkaca ülkelerde olduğu üzere hukukumuzda da grev hakkını sınırlayan bir takım hükümler öngörülmüştür. Ancak her hakkın kısıtlanmasında söz konusu olduğu gibi bu kısıtlamalar bakımından da, sınırların belirgin bir şekilde çizilmesi ve kısıtlanan hakkın özüne dokunulmaması elzemdir. Aksi durumun işçi tarafın işverene karşı taleplerini kabul ettirmeye yarayan tek ve en önemli silahını etkisiz kılacağı muhakkaktır. Hukukumuzda da bu sınırlamaların ölçüsü ve uygulanması ele alındığında, grev hakkının etkisiz kılındığı birçok örnekle karşılaşmaktayız.