Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Sivil İtaatsizliğin Demokratik Potansiyeli

Democratic Potential of Civil Disobedience

Elif Can ÇALICI

Çağdaş politik teorinin önemli bir problemi olan sivil itaatsizlik, hukuk düzeninin yozlaşması tehlikesine karşı bir araç olarak tartışılmaktadır. Bu kavram, genel anlamda adil bir hukuk düzeninin var olduğu, ancak bu düzenin ek denetim ve düzeltme mekanizmalarına gereksinimi olduğu varsayımına dayanır. Sivil itaatsizlik olgusunun güncel pratiklerinin teorize edilmesi gerekliliği karşısında biri “liberal” diğeri de “demokratik” olarak adlandırılabilecek iki temel yaklaşım üzerinden farklı değerlendirmeler yapılmaktadır. Liberal yaklaşım sivil itaatsizliği adalet kavramıyla, demokratik yaklaşım ise demokrasi kavramıyla ilişkilendirmektedir. Bu çalışmada ise demokrasi temelli teorilerin sivil itaatsizlik eylemlerini açıklamak konusunda adalet temelli teorilere kıyasla daha elverişli olduğu savunulmaktadır.

Sivil İtaatsizlik, Siyasal Katılım, Radikal Demokrasi, Yurttaşlık, Meşruluk.

A major issue of contemporary political theory, civil disobedience has been discussed as an instrument against the danger of corruption in the legal order. This is based on the hypothesis that there is a legal order in general terms, yet it is in need of additional supervisory and correctional mechanism. To theorize the current practices of the concept of civil disobedience, there are two fundamental approaches; one is “liberal”, and the other is “democratic”. While the liberal approach correlates civil disobedience with the notion of justice, democratic approach associates it with democracy. In this study, it is argued that the democracy-based theories are more convenient to explain civil disobedience practices than the justice-based theories.

Civil Disobedience, Political Participation, Radical Democracy, Citizenship, Legitimacy.

GİRİŞ

İktidara bir kurum niteliği kazandıran hukuk, aynı zamanda kural ve yöntemleri, dolayısıyla iktidarı, yönetilenler gözünde meşru gösterme işlevini de üstlenir.1 Modern devletin kendi meşruluğunu temellendirmek için sıkça telaffuz ettiği hukuk devleti olma savının inandırıcı olabilmesi için, kendi hukuk düzenini bütün sonuçlarıyla düzenlemeye giriştiğinin kanıtlarını ortaya koyması gerekir. Hukuk devletini kurulu bir düzen olarak algılamak yerine bir program ve ideal olarak düşündüğümüzde ise her türlü devlet işlem ve eylemleri, hukuk devleti idealinin somut görünümleri olarak nitelenmeye ancak bu ideali besleyen özerk bireylerin özgür yargısıyla kavuşacaktır. Zira her türlü işleyişinde hukuk devleti, özerk bireyler olan yurttaşlarının sürekli denetimine ve onayına tabi olmalıdır.2

Hukuk devletiyle ilgili tartışmaların anahtar kavramları hukukilik ve meşruluk olup, bu iki kavrama verilen anlam ve aralarında kurulan ilişki, farklı hukuk devleti anlayışlarını ortaya çıkarmaktadır. Hukukiliğin hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğu konusunda bir ihtilaf yoktur. Fakat meşruluğun sadece hukukiliğe indirgenip indirgenemeyeceği de tartışma dışı değildir. Bu tartışmaların bir ürünü olarak hukuk devleti, “şekli” ve “maddi” olmak üzere iki tür kavramlaştırmayla anılmaktadır.3

Şekli hukuk devleti anlayışları, hukuk normlarının yetkili kişiler tarafından uygun usullerle çıkarılıp çıkarılmadıklarına, bireylerin hayatlarını kendi planları çerçevesinde kurgulayabilecekleri kadar anlaşılır olup olmadıklarına, geçmişe veya geleceğe uygulanmalarına gönderme yaparlar. Bu anlayışta hukukun içeriğiyle ilgili bir değerlendirme yapılmayıp, hukuk devletinin şekli ilkeleri sağlandığı sürece onun iyi veya kötü olmasıyla ilgilenilmez.4 Maddi hukuk devleti anlayışında ise hukuk devletinin birtakım şekli unsurları içerdiği kabul edilmekle birlikte, bu kavramın ayrıca hukuk kurallarının içeriğiyle de ilgili olduğu savunulmaktadır.5 Dolayısıyla hukuk devletinin varlığı için aranan araçlar, onun yalnızca biçimsel varlığını sağlarlar. Bu araçlara başvurarak hukuk devletinin ulaşmak istediği amaç, bireylerin eşit ve özgür olmalarını, insan hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınmasını sağlamaktır.6