Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Cumhurbaşkanı Yardımcılarının ve Bakanların Cezai Sorumluluğu

Criminal Responsibility of Vice Presidents and Ministers

Ahmet Hulusi AKKAŞ

Anayasamızda Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanların, gerek göreve atanmaları gerek siyasi ve cezai sorumlulukları birlikte düzenlenmiştir. Gerçekleştirilen fiilin bir görev suçu olması durumunda bu kişiler Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesinde yargılanırlarken; şahsi suçlarından dolayı görevli ve yetkili ceza mahkemelerinde yargılanmaktadırlar. Görev suçlarından dolayı yargılamanın yapılabilmesi için TBMM tarafından bu kişiler hakkında Yüce Divan’a sevk kararı alınması gerekirken; şahsi suçlarından dolayı soruşturulup kovuşturulabilmeleri için yine TBMM tarafından bu kişilerin dokunulmazlıklarının kaldırılması gereklidir.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı, Bakan, Yüce Divan, Görev Suçu, Şahsi Suç.

In our constitution are regulated both the appointments and the political and criminal responsibility of Vice Presidents and Ministers. In the event that the act is a crime of duty, while these persons are judged in the Constitutional Court as a Supreme Court, they are judged in the competent court for their personal crimes. In order for the trial to be held due to the duty crimes, the decision of the referral to the Supreme Court must be taken by the TBMM. In order to be investigated and prosecuted for their personal crimes, the TBMM must lift their legislative immunity.

The Vice President, The Minister, The Supreme Court, The Duty Crime, The Personal Crime.

I. Giriş

21.01.2017 tarihli ve 6771 sayılı Kanun ile 1982 Anayasasında önemli değişiklikler yapılmıştır. Bunun neticesinde ülkemizde Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçiş sağlanmıştır. Söz konusu değişiklik ile Cumhurbaşkanı yardımcılığı adı altında bir kurum inşa edilmiş, bakanların milletvekili olmaması koşulu getirilmiştir. Bu durum milletvekili olan bir kimsenin bakan olamayacağı anlamına gelmemektedir. Bir milletvekili de bakan olabilir, fakat böyle bir durumda her iki görev birbiriyle uyuşmadıkları için kişinin milletvekilliği sona erecektir (Anayasa m. 106/4). Değişiklik sonrası durumda Cumhurbaşkanı yardımcıları ile bakanların atanmaları gibi cezai ve hukuki sorumlulukları da birlikte düzenlenmiştir. Bu kişilerin cezai sorumlulukları ise görevleri dolayısıyla işledikleri ve şahsi suçlarından olmak üzere iki türlüdür. Gerek atanmaları gerekse de sorumlulukları birlikte düzenlendiği için biz de çalışmamızda Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanları birlikte inceledik. Çalışmamızda ilk başta, görece yeni bir durum olması nedeniyle, kısaca Cumhurbaşkanı yardımcılarının ve bakanların atanmasının Anayasada nasıl düzenlendiğine bakılacak, bu kişilerin siyasi ve cezai sorumlulukları ele alınacak ve en sonunda cezai sorumluluklarından dolayı muhakemenin nasıl yapılacağı ortaya konacaktır.

II. Cumhurbaşkanı Yardımcıları ve Bakanların Atanması ve Görevlerinin Sona Ermesi

Anayasa m. 106/4 hükmü gereğince Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olanlar arasından Cumhurbaşkanı tarafından atanır ve görevden alınır.1 Milletvekili seçilme yeterliliğini düzenleyen Anayasa m. 76/1 hükmü gereğince on sekiz yaşını dolduran her Türk milletvekili seçilebilir. Maddenin ikinci fıkrasına göre ise en az ilkokul mezunu olmayanlar, kısıtlılar, askerlikle ilişkisi olanlar, kamu hizmetlerinden yasaklılar, taksirli suçlar hariç bir yıl veya daha fazla hapis ile ağır hapis cezasına mahkum edilmiş olanlar; zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlarla, kaçakçılık, resmi ihale ve satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma, terör eylemlerine katılma ve bu gibi eylemleri tahrik ve teşvik suçlarından biriyle hüküm giymiş olanlar, affa uğramış olsalar bile milletvekili seçilemezler.2

Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanları atama yetkisi münhasıran Cumhurbaşkanına aittir, Cumhurbaşkanının bu yetkiyi kullanmasında bir başka makamın, özellikle TBMM’nin, onayına ihtiyaç bulunmamaktadır. Cumhurbaşkanı bu yetkiyi tek başına “Cumhurbaşkanı kararı” ile kullanır.3