Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Velayet Uyuşmazlıklarında Yeni Bir Dönem mi? 1996 Tarihli Lahey Velayet Sözleşmesi Hakkında Bir İnceleme

A New Era for Custody Cases? An Analyse on the 1996 Hague Convention on Parental Responsibility

Ayşe Kübra ALTIPARMAK

Sınır aşan uyuşmazlıklarda çocukların korunması ve velayete ilişkin Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere, 2017 yılında bir yenisi daha eklenmiştir: 1996 tarihli Velayet Sorumluluğu ve Çocukların Korunması Hakkında Tedbirler Yönünden Yetki, Uygulanacak Hukuk, Tanıma, Tenfiz ve İşbirliğine Dair Lahey Sözleşmesi. 1996 Lahey Velayet Sözleşmesi, aynı konuda daha önce akdedilen 1961 tarihli Küçüklerin Korunmasına İlişkin Lahey Sözleşmesi’nin, daha geniş bir sahada tatbiki için, bu sözleşmenin yeniden ele alınmasıyla oluşmuştur. 1996 Lahey Velayet Sözleşmesi, çocukların korunmasına ilişkin daha fazla adli ve idari önlem içermesi yanında, velayet yükümlülüğüne ve çocuğun malvarlığının korunmasına uygulanacak hukuk, yetki, tanıma ve tenfiz konularında hükümler de barındırmaktadır. Bu nedenle Sözleşme, âkit devletler bakımından bütüncül bir sistem kurmaktadır. Çocuğun korunması ve velayet konularında getirdiği bu bütüncül sistem yanında, Avrupa Birliği (AB) ile 2013 yılında başlatılan Vize Serbestisi Diyaloğu çerçevesinde Sözleşme’nin, ülkemizce hayata geçirilmesi beklenen yasal düzenlemelerden olduğu da ifade edilmiştir. Bu husus, konunun önemini politik bakımdan da arttırmaktadır. Çalışmamızda çocukların korunmasına ve velayete ilişkin olarak 1996 Lahey Velayet Sözleşmesi’yle tamamlanan sistem, genel bir yapıda ortaya konularak, Türk hukukuna etkileri tartışılacaktır. Gerekli görülen noktalarda genel tartışmalar detaylandırılacaktır.

1996 Lahey Velayet Sözleşmesi, Velayet, Kanunlar İhtilâfı, Tanıma-Tenfiz, Milletlerarası Yetki.

Turkey has adopted several international conventions regarding protection of children and custody in cross-border legal disputes. In 2017, a new one has been added to the list: Convention of 19th October 1996 on Jurisdiction, Applicable Law, Recognition, Enforcement and Co-operation in Respect of Parental Responsibility and Measures for the Protection of Children. 1996 Hague Convention on Parental Responsibility is agreed upon in light of the need for a revision of the 1961 Hague Convention Concerning Protection of Infants for its’ broader application. The Convention has created an integrated system for the contracting states by bringing rules on jurisdiction, applicable law, recognition and enforcement and cooperation. As well as building a unitary system for contracting states, it has been stated that The 1996 Convention is of high importance due to ongoing Visa Free Dialogue between Turkey and the EU which has started in 2013. This also, increase the politic importance of the subject. In this study, the integrated system of the 1996 Convention on Children’s Rights and Parental Responsibility and its’ possible affects on Turkish law will be examined. The explanations will be detailed where it is considered necessary.

1996 Hague Convention on the Protection of Children, Parental Responsibility, Conflict of Laws, Recognition-Enforcement, International Jurisdiction.

Yabancı unsur taşıyan velayet uyuşmazlıklarına uygulanacak hukuk, 2675 sayılı mülga Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un1 (MÖHUK) 19 ve 20. maddelerinde düzenlenmiştir. Velayet başlığını taşıyan m. 19’a göre “Velayet, nesebi düzenleyen hukuka tabidir.” Buna göre velayet, çocuk evlilik içinde doğmuşsa evlenmenin genel hükümlerinin tabi olduğu hukuka (m. 15), çocuk evlilik dışında doğmuşsa nesebin veya nesebin düzeltilmesinin tabi olduğu hukuka (m. 16-17), çocuk evlat edinilmişse evlatlık ilişkisini düzenleyen hukuka göre belirlenecektir.2 Bir boşanma durumunda velayete uygulanacak hukuk ise ayrıca düzenlenmiştir. “Boşanmada velayet” başlığını taşıyan m. 20’ye göre, “Boşanmada velayet ve velayete ilişkin sorunlar hakkında boşanmanın tabi olduğu hukuk uygulanır.” Görüldüğü gibi mülga kanunda boşanmada velayete uygulanacak hukuk, diğer durumlardan ayrı düzenlenmiş ve evlilik içinde ve dışında doğan çocukların nesebi, mülga Medeni Kanun’un da etkisiyle, farklı rejimlere tabi tutulmuştur.

5718 sayılı MÖHUK’ta3 velayetin, evlilik içinde veya dışında doğan çocuklar bakımından ayrı düzenlenmesine son verilmiştir.4 Bunun yerine soybağının hükümleri başlıklı ayrı bir düzenleme getirilerek, soybağının hükümleri soybağını kuran hukuka tabi tutulmuştur. Kanun’un gerekçesinde, velayetin de soybağının hükümlerinden olduğu, bu nedenle mülga kanundaki m. 19 düzenlemesinin kaldırıldığı ifade edilmiştir.5

5718 sayılı Kanun’da yabancılık unsuru taşıyan velayet uyuşmazlıklarına uygulanacak hukuk, “soybağının hükümleri” başlığını taşıyan m. 17’ye göre tespit edilecektir.6 Madde ifadesi şu şekildedir “Soybağının hükümleri, soybağını kuran hukuka tâbidir. Ancak ana, baba ve çocuğun müşterek millî hukuku bulunuyorsa, soybağının hükümlerine o hukuk, bulunmadığı takdirde müşterek mutad mesken hukuku uygulanır.” Görüldüğü gibi bu maddeye göre soybağının hükümleri soybağını kuran hukuka tabi tutulduğundan, velayet de bu hukuka tabi olacaktır.7 Soybağını kuran hukuku gösteren m. 16’ya göre, “Soybağının kuruluşu, çocuğun doğum anındaki millî hukukuna, kurulamaması hâlinde çocuğun mutad meskeni hukukuna tâbidir. Soybağı bu hukuklara göre kurulamıyorsa, ananın veya babanın, çocuğun doğumu anındaki millî hukuklarına, bunlara göre kurulamaması hâlinde ana ve babanın, çocuğun doğumu anındaki müşterek mutad mesken hukukuna, buna göre de kurulamıyorsa, çocuğun doğum yeri hukukuna tâbi olarak kurulur.”