Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Haz ve Acı Kefesinde Bir Başbakan: Black Mirror (The National Anthem) Dizisini Jeremy Bentham’ın Fayda İlkesi Işığında Tartabilmek Olası mıdır?

A Prime Minister at the Scale of Pleasure and Pain: Is It Probable to Consider the Black Mirror Series (The National Anthem) in the Light of Jeremy Bentham’s Principle of Utilitarian?

Remziye KÖSE ÖZELÇİ

İngiliz hukukçu ve ahlak filozofu Jeremy Bentham ortaya attığı fayda ilkesiyle; her şeyin “fayda/yarar” ölçütüne göre değerlendirildiğini ve insan eylemlerinin ana kaynağının acı ve haz ikileminde, en büyük hazza ulaşmanın bireyci fayda anlayışına dolayısıyla adaletin fayda ilkesine de uygun düştüğünü vurgular. Makalede ele alınan İngiliz yapımı Black Mirror dizisinin The National Anthem (Milli Marş) adlı bölümünde; kimliği belirsiz bir kişi tarafından rehin tutulan ve öldürülmekle tehdit edilen İngiliz Kraliyet Ailesi Üyesi Prenses Susannah’ın, İngiliz Başbakanı’nın canlı yayında (TV’de) domuzla ilişkiye girmesi karşılığında serbest bırakılacağı kamuoyunun gündemine yerleşir. Halk ve kraliyet arasında kalan Başbakanın almak zorunda kaldığı karar, J. Bentham’ın fayda ilkesi çerçevesinde ele alınmış ve bu bağlamda en yüksek oranda çıkan kamuoyu beklentilerine göre davranış sergileyen Başbakanın, acı duymasına karşın, bireysel fayda anlayışıyla toplumsal fayda (en büyük haz) anlayışının farklı açılardan örtüştüğü sonucuna varılmıştır.

Jeremy Bentham, Fayda İlkesi, Acı ve Haz, Black Mirror.

English jurist and moral philosopher Jeremy Bentham introduced the principle of utilitarian by which he indicates that everything is evaluated on the scale of “utility” and in the dilemma of pain and pleasure reaching the greatest happiness is the source of every human action and this complies with the conception of individual utility and thus the utility principle of justice. This article is discussing an episode entitled “The National Anthem” of Black Mirror, a British TV series. In that episode, Princess Susannah, a member of the British Royal Family, has been kept hostage and threatened to be killed by an unidentified person, however will be released if the British Prime Minister has sexual intercourse with a pig on live TV broadcast. This incident drew much attention of the public. The decision to be taken by the Prime Minister who got caught between the public and the royalty, is evaluated in the light of J. Bentham’s principle of utilitarian and in this context it is concluded that although the Prime Minister has suffered pain while acting in accordance with the utmost expectations of the public, the conception of individual utility coincides with the conception of public utility (greatest happiness) in different perspectives.

Jeremy Bentham, Principle of Utilitarian, Pleasure and Pain, Black Mirror.

Bireyi ve toplumları mutlu eden her türlü eylem1 her zaman herkes için yararcıl mıdır? Bir kişiye acı/ıstırap veren eylem ya da düşünce bir diğerinin en büyük mutluluk kaynağı olan hazza dolayısıyla faydaya dönüşebilir mi? M. Ö. 341-270 yılları arasında yaşamış ve felsefi dayanağını “insanın mutluluğa ulaşması” üzerine biçimlendirmiş olan Epikür’den, günümüze birçok filozof (Hobbes, Cumberland, Hutcheson, Hume gibi)2 kimi görüş ve kuramlar öne sürmüştür. Kuramların en temel çıkış noktası ise insana mutluluk veren dolayısıyla fayda sağlayan eylemlerin gerçekleştirilmesini sağlayıcı koşullardır. Bu erekle insanlar eylemlerini gerçekleştirirken faydalılık çerçevesinde hareket ederler. Öte yandan toplumsal bir varlık olan ve kendi yararına hareket eden bireyin, içinde bulunduğu topluluktan etkilenmesi ya da etkilemesi kaçınılmazdır. Bireysel ve toplumsal yarar/fayda ilişkisi ve her iki tarafın en yüksek faydaya ulaşma gayesi şu soruları akla getirir: Fayda nedir ve faydanın ölçütleri nelerdir? Bu soruların yanıtını; fayda ve faydacılık kavramını ilk kez sistemli bir biçimde tartışan ve kuramsallaştıran hukukçu ve filozof Jeremy Bentham’ın öne sürdüğü “fayda (Ütility) ilkesi” ışığında arayacağız.

Ahlak, hukuk, siyaset, ekonomi gibi yaşamın her alanında faydalı/yararcıl olana ulaşma çabası görülmektedir. Vatandaşlarının güvenliğini ve çıkarını gözetleyen devlet sisteminin de en birincil işlevi; toplumun yararına olacak eyleme dönük kararlar almasıdır. Makalede; her bir bölümünde “yapay zeka, robotlar, simülasyon, arttırılmış gerçeklik, sosyal medya, akışkan gözetim, teknolojik gelişmelerin insanlar üzerindeki etkileri”3 gibi pek çok konuyu ele alan ve geniş bir izleyici kitlesine ulaşan İngiliz yapımı Black Mirror dizisinin The National Anthem/ Milli Marş başlıklı birinci bölümü (1. Sezon) analiz edilmektedir. Böylece, diziye konu olan İngiliz hükümetinin, İngiliz Kraliyet Ailesi’nin ve İngiliz halkının, İngiliz televizyon kanalı aracılığıyla tüm dünyanın gözü önünde “en az zararla en büyük fayda”ya ulaşma çabası, kendisi de bir İngiliz olan Jeremy Bentham’ın “faydacılığı” üzerinden değerlendirilmektedir. Çalışma her ne kadar “fayda ilkesi”yle sınırlandırılmış olsa da, yine J. Bentham tarafından alanyazına kazandırılan “panoptikon” kuramını da filmin bütününde ve derin yapısında okumak mümkün.

1748-1832 yılları arasında yaşayan İngiliz hukukçu ve filozof J. Bentham, Faydacı Okulun (Utilitarist) kurucusudur. Bentham, var olan bütün yasaların -dolayısıyla yasaları oluşturan ve uygulayan devletin- genel amacının toplumdaki toplam mutluluğu arttırmak ve bunu devam ettirmek olduğunu öne sürer. Bu nedenle mutluluğu azaltacak her eylemin de ortadan kaldırılması gerektiği savıyla, kötü olanı önlemenin bir değer olarak benimsenmesi gerektiğini ifade eder. “Bir eylemin değerinin belirlenmesinde ölçüt olarak benimsenen yarar/fayda kavramı, bir şeyin çıkar, haz, avantaj ve mutluluk üretme eğilimi ya da acının mutsuzluğun önlenmesi eğilimi biçimindeki özelliğini dile getirmektedir.”4 Fayda kavramının “haz ve mutlulukla” yakından ilişkisi vardır. Çünkü ona göre her bireyin mutluluğa, hazza ulaşma isteği vardır. Bireye haz ve mutluluk veren eylem ya da düşünce iyi ve faydalıdır. Değer nesnesinin karşıtlıklar üzerine kurgulandığı yaşamda “mutluluk” var ise, mutluluğu tartışılır kılan “mutsuzluk” da olmalıdır. Bu durumda bireyi mutsuz eden faydasız eylem ise acı ve ıstırap vericidir, kötüdür. Bentham’a göre: