Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Batı Hegemonyası Karşısında Doğu’nun Yükselen Yıldızı: Şanghay İşbirliği Örgütü ve Türkiye’nin Olası Üyeliğine Bir Bakış

West’s Rising Star Against the Eastern Hegemony: Shanghai Cooperation Organization and a Glance of Turkey’s Possible Membership

Mustafa Seyfullah SAR

Küreselleşen dünya düzeninde çetinleşen rekabet ortamına karşı ekonomik varlıklarını sürdürmek isteyen ülkeler bunu bireysel olarak değil; ekonomik entegrasyonlar oluşturmak suretiyle gerçekleştirme çabası içine girmişlerdir. Bu durum, kutuplaşmayı da beraberinde getirmiştir. SSCB döneminde var olan iki kutuplu düzen, SSCB’nin yıkılmasıyla dağılmış ve ABD’nin süper güç olarak başı çektiği tek kutuplu düzene doğru dönüşmüştür. Bunun yanında Avrupa Birliği’nin örnek bütünleşmesi ve NATO ittifakıyla iyiden iyiye batı merkezli bir hal alan yeni dünya düzeni karşısında, başta Rusya ve Çin olmak üzere doğu devletleri yeni bir ittifak arayışı içerisine girmiş ve sonunda Şanghay İşbirliği Örgütü’nü kurarak bölgede kartların yeniden dağıtılmasını sağlamıştır. Başta ekonomik alanlar olmak üzere siyasete yön verme gayesi içerisinde olan Şanghay İşbirliği Örgütü, zamanla ABD’nin bölgedeki en büyük rakibi halini alarak güç dengesinin yeniden tesis edilmesini sağlamıştır. Bölge’nin bir diğer aktörü Türkiye’nin, bu denge içerisinde Şanghay tercihinin siyasi, ekonomik, askeri ve kültürel bakımdan ne sonuçlar doğuracağı ise merak konusudur.

Şanghay İşbirliği Örgütü, Avrupa Birliği, NATO, Soğuk Savaş, Doğu Bloğu, Batı Bloğu.

In today’s world order in which nations are constantly being exposed to globalization more and more, countries, willing to maintain their existence within the growing competition amongst one another, have been struggling to reach the right level of globalization, not individually, but by integrating into the system economically. This has brought out polarization. Bipolar world system that existed during the USSR period collapsed after the dissolution of the Soviet Union and it transformed into a unipolar system. Furthermore, as opposed to the exemplary coalescence of EU and the new world order which has become more west-centered by means of the alliance with NATO, several countries pioneered by Russia and China have started to search for new alliance. As a result, with this motivation, they established Shanghai Cooperation Organization in order to change the existing balance. SCO, with the aim of taking the turn of the politics within the general frame, especially in the area of economics, has led the occurrence of a remarkable amount of change in the balance of power by gradually becoming the biggest rival of the USA in that region. It is a mystery what kind of political, financial, militaristic and cultural outcomes will occur as a result of the fact that, Turkey, which has an important role in the region, has now become closed with Shanghai.

Shanghai Cooperation Organization, European Union, NATO, Cold War, Eastern Bloc, Western Bloc.

Giriş

Uluslararası siyasal denge, tarihin ilk sayfalarından bugüne, çeşitlilik gösteren bir sistemin tezahürü olarak; kimi zaman “çok kutupluluk, çift kutupluluk ve tek kutupluluk” olmak üzere vuku bulmuş, yaşayan bir yapıdır. Günümüzde dünya ekonomisi tek bir devletin hegemonyasından ziyade, siyasal sisteme etki eden örgütler tarafından yönetilmektedir. Bu durum kendisini sıcak savaşların ağır zayiatını bertaraf etmek amacıyla ortaya çıkarmış, daha sonraları modern devletlerin sınır bütünlüğüne aykırı gelmemek adına tutum sergilemeleriyle günümüze süregelmiştir. Soğuk savaşın en çarpıcı yıllarında örgütleşmenin ve birlik olmanın önemine hassasiyet gösteren küresel karar alıcı devletler, kendi yapılarını oluşturmuşlardır. Birleşmiş Milletlerin doğal kozmopolit yapısı bu birliklerin kendi içinde ayrımına imkan tanımamış ve bu süreç daha bölgesel örgütlenmenin önünü açmıştır. Avrupa Birliği, bu örgütlenme sisteminin kendi zamanındaki en başarılı örneklerinden bir timsaldir. Bu örgütün başarısını gören diğer ülkeler zaman içerisinde siyasal, askeri veya kültürel örgütleşmenin zaruretinin farkına varmışlardır. Soğuk savaşın en keskin ayrımlarından biri Doğu-Batı bloklaşmasıdır. Bu bloklaşmada Batı Blok ülkeleri birlik olmayı tercih etmişler; bunun karşısında Doğu Blok ülkeleri de harekete geçmeyi dönem kuvvetle arzulamışlar, büyüyen ekonomilerinin üst sınırlara ulaşmasıyla yeni yeni amaçlarına geçtiğimiz son çeyrekte yaklaşmışlardır. Dolayısıyla “Şanghay İşbirliği Örgütü “gibi Doğu Bloğuna ait birlikler batı devletleri karşısında modern dünyanın dinamiklerini değiştirecek bir sisteme ihtiyaç duymuşlardır. Bu sistemin en temel taşı, tarihte görüldüğü üzere ekonomik birleşme veya ekonomik ortaklıklardır.

Bilindiği üzere dünya savaşları dönemi ve takiben soğuk savaş döneminde uluslararası ticaret yeni bir boyut kazanmıştır. Korumacılığın hegemonyası altında serbest ticareti savunan ülkeler tarafından uluslararası ticaret hacmini arttırma gayesi, Bretton Woods süreciyle Dünya Ticaret Örgütünü kurmayı hedeflemiş ve bu bağlamda önce Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması (GATT)’nı oluşturmuş, uzun bir sürecin ardından 1 Ocak 1995 tarihinde bu anlaşmanın son ayağı olan DTÖ’yü meydana getirmiştir. DTÖ aracılığıyla uluslararası ticareti salt bir şekilde kontrol ederek canlandırmayı amaçlayan devletler, eylemlerini bununla sınırlı tutmamışlardır. Başta batı ülkeleri, bölgesel ticaretin canlandırılması yoluyla uluslararası ticaret hacmini genişletmeye çalışmıştır. Bu suretle Avrupa Birliği ve Kuzey Amerika Serbest Ticaret Bölgesi Anlaşması NAFTA gibi bölgesel birlikler kurulmuştur ve başarıları günümüzde tartışılsa da bu birlikler uluslararası ticarete ivme kazandırmışlardır.

Bu çalışma, Doğu Blok ülkelerinin günümüz ekonomik siyasetini şekillendirmeyi hedefleyen Şanghay Ticaret Örgütü’nün bölgesel ve küresel gerekliliğini ve bu bağlamdaki etkisini incelemeyi amaç edinmektedir. Kuruluş amacı ve işleyiş biçimi değerlendirilmeye çalışılmış, bir sonraki çalışmalara ışık tutması açısından detaya girilmeksizin genel başlıklar ortaya konmuştur. Türkiye Cumhuriyeti dış politikasının konumu örgüt ile incelenerek; örgütün Türkiye açısından konumu, siyasal ve ekonomik etkileri, olası entegrasyon süreci konu başlıkları arasında yerini almıştır.