Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Mustafa Kemal Atatürk’ün Stratejik Liderliği ve Strateji Bilimi Açısından Lozan, Ankara ve Montrö Antlaşmalarının Analizi

Analysis of the Treaties of Lausanne, Ankara and Montreux in Terms of Mustafa Kemal Atatürk’s Strategic Leadership and Strategic Science

İsmail Hakkı ERASLAN

Stratejik liderlik, yöneticilerin örgüt veya örgütün bir birimi için stratejik bir vizyon açıklama, başkalarının bu vizyonu edinmesini sağlayarak yöneltilme ve ikna olabilmesi potansiyelini ifade eder. Stratejik liderlik, çalışanları yönetebilmede stratejiyi kullanmak olarak da tanımlanmaktadır. Stratejik liderliğin örgüt üyelerini etkilemek ve örgütsel değişimi yönetme potansiyeli de bulunmaktadır. Stratejik liderler örgüt yapısını oluşturur, kaynakları tahsis eder ve stratejik vizyonu ortaya koyar, uygular, denetler ve geleceği öngörerek örgütü daha iyi noktalara getirip sürdürülebilir rekabet edebilirlik konumuna taşırlar. Stratejik liderlik vasfının tüm detaylarını üzerinde taşıyan Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu önderi Mustafa Kemal Atatürk, tesis etmiş olduğu devlet örgütünü, tarihin gördüğü ender güç koşullarda kurumsallaştırmış; devlet örgütüne yönelik faaliyetlerde stratejik bakış açısı ile ülkenin rakiplerine yönelik kısa, orta ve uzun vadede üstün gelebilecek stratejik hamleleri gerçekleştirmiştir. Stratejik lider olarak örgütsel stratejileri bizzat sahada kendi elleri ile uygulayıp önemli deneyimleri elde eden Atatürk, aynı deneyimlerini daha da geliştirerek devlet örgütünün çeşitli organları ve faaliyetleri için de kullanmıştır. Deha düzeyinde düşünüp kararlar alabilen Atatürk’ün, devlet ve ordu örgütleri yönetiminde çok yerinde stratejik müdahaleleri yapabilen, öngörülü bir devlet adamı olduğu da müşahede edilmektedir. İşte bu noktada, Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti devleti örgütü vasıtası ile gerçekleştirmiş olduğu önemli stratejik kararların ve bu kararlara bağlı icraların başında, , Lozan, Ankara ve Montrö sözleşmelerinin geldiği görülmektedir.Bu çalışmanın amacı, günümüzde oldukça tartışma konusu olan Lozan Barış Antlaşması, Ankara Antlaşması ve Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni araştırmak ve Atatürk önderliğindeki Türkiye Cumhuriyeti’nin bu sözleşmeleri imzalarken hangi stratejilere bağlı olarak neyi amaçladığını; , o zamanki koşullar altında bunların başarılı olup olmadığını günümüz koşullarını da göz önüne alarak değerlendirmektir. Ayrıca Atatürk’ün dönüşümcü stratejik liderlik vasfı ile antlaşmalarda gütmüş olduğu temel stratejilerin içerikleri ve sonuçlarının değerlendirilmesi de hedeflenmiştir. Bu amaç çerçevesinde nitel araştırma yöntemlerinden tarih araştırmaları analizi ve doküman incelemesi analiz teknikleri kullanılmış, araştırma amacına yönelik değerlendirmelere ve öngörülere yer verilmiştir.

Atatürk, Stratejik Liderlik, Strateji Bilimi, Uluslararası Antlaşmalar, Tarihsel Çalışmalar.

Strategic leadership expresses the potential of managers to explain a strategic vision for an organization or a unit of the organization, to make others embrace the explained vision to be directed and persuaded. Strategic leadership is also defined as using the strategy to manage employees (members of the organization). Strategic leadership also has the potential to influence organizational members and manage organizational change. Strategic leaders create the organizational structure, allocate resources and establish, implement and control the strategic vision, and as a result of making all these effectively, they enable their organization to have more sustainable competitive advantage. Leader of the Republic of Turkey’s founder, Mustafa Kemal Ataturk, who had all the details of strategic leadership qualities, has institutionalized the state organization that have been established in difficult circumstances which have been rarely observed in the history and with its strategic perspective, he has realized strategic political moves that would give advantage over enemies of the country in the short, medium and long run in term of state organization activities (including domestic and foreign politics, security, health, education, economy, etc.). As a strategic leader, Atatürk who had gained important experiences by practicing organizational strategies in the field (on the battlefields) himself, had used the same experiences, by improving, for various bodies of state. Atatürk, who was able to think and make decisions geniusly, can also be observed as a foresighted statesman who can make strategic interventions in the management of state and army organizations (all of the processes in the implementation of the strategic decision-making phase). At this point, the leading ones of Atatürk’s important strategic decisions that have realized by means of Republic of Turkey organization and the executions dependent on these decisions (treaties, contracts, etc.) is successful, Lausanne, Ankara and Montreux Conventions.The aim of this study is to investigate Lausanne Peace Treaty, the Treaty of Ankara and Montreux the Straits Convention, which have become current controversial subject and to evaluate, when Turkish Republic signed the contract, what Atatürk had aimed by depending on which strategies, and most importantly to evaluate whether he was successful under the circumstances at those times by taking the current conditions into account. In addition, it is also aimed to evaluate the content and results of the main strategies that Atatürk, with his transformational strategic leadership qualification, had pursued from the treaties. For this purpose, historical research analysis and document analysis techniques, which are the qualitative research methods, were used and evaluations and predictions related to the research purpose were included.

Atatürk, Strategic Leadership, Strategy Science, International Treaties, Historical Studies.

Giriş

Bir örgütün amaç ve hedeflerine ulaşmak için alınan belirli bir karar ve eylem modeli strateji olarak nitelendirilmektedir. Strateji, birtakım bilgilerin analizi veya bütün değişkenlerin hesaba katılarak mevcut durumun analiz edilerek istenilen sonuca ulaşmak için çizilen rota şeklinde de ifade edilmektedir. Tarih boyunca örgütler hızla gelişen çevreden etkilenmişlerdir. Kurulan birçok devlet örgütü, çevrenin ve zamanın getirdiği yeniliklerle mücadele etmek veya kendi menfaatleri çerçevesinde dönüşerek uyum sağlamak zorunda kalmıştır. Uyum sağlamak veya mücadele etmek hatta bunların uygulanma şekli (yani stratejisi) örgütün veya devletin başındaki liderin vizyonu ve bilginliğine göre örgütün akıbetini belirleyecek şekilde neticeye etki etmiştir. Liderler değişen dış çevresel ve örgütsel sorunlarla başa çıkmak için pek çok farklı rolü oynayarak stratejiler oluşturmuşlardır. Ayrıca, genel sorunlara eğilip kendi bünyesindeki yöneticilerini yönlendirmek zorunda kalmıştır.1

Örgütsel etkililiğin öneminden dolayı liderlik ve stratejiler bir örgütün verimli ve etkin bir şekilde yaşamına devam edebilmesi için yaşamsal bir işleve sahiptir. Bir canlı için duyu organlarının işlevi ne ise örgütler için de stratejileri oluşturulabilme ve uygulanma kabiliyeti aynı öneme sahiptir. Stratejiler ve bunların uygulanma kalitesi örgütün başındaki liderin vasıflarıyla doğrudan ilintilidir. Bu bağlamda strateji tıpkı bir pusula gibi, örgütlere yön gösteren ve özellikle kriz dönemlerinde (sıkıntılı zamanlarda) en az hasarla çıkmasını sağlayan bir yol göstericidir. Örgütlerde strateji, bir örgütün rakipleriyle (veya düşmanlarıyla) rekabet şeklini de ifade etmektedir.2 Nitekim yapılan çalışmaların çoğunda, örgütlerin benimsedikleri stratejilerin sürdürülebilir rekabet avantajı sağlamalarında kritik bir role sahip olduğu vurgulanmaktadır.3

Örgüt için stratejinin önemi tartışmasız çok önemli görülürken, bu stratejilerin yaratılması ve uygulanması için stratejik liderlere ihtiyaç vardır. Stratejik liderlik süreci, geleneksel olarak örgütün geçmişinin, bugününün ve geleceğinin birleştiği bir üst yönetici tarafından bir dizi karar ve faaliyeti olarak tanımlanır.4 Hiç şüphe yok ki, belirsizlik, düzensizlik, anarşi ve hatta kaos ile başa çıkmak gibi fikirler stratejik liderlerin tanımlarında belirgin bir şekilde yer almaktadır.5