Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Sanığın Son Söz Hakkına İlişkin Bir Yargıtay Ceza Genel Kurulu Kararı Üzerine Düşünceler

Thoughts on Supreme Court Assembly of Criminal Chambers’ Decision on the Right to the Last Word of Accused

Gözde KAZAKER

Maddi gerçeğe ulaşmayı amaçlayan ceza muhakemesi, bu amaç uğruna kişilerin bazı hak ve özgürlüklerine müdahalede bulunmaktadır. Fakat, ceza muhakemesinin bu amaç doğrultusunda her ne pahasına olursa olsun anlayışıyla değil, hak ve özgürlükleri koruma altına alan temel ilkeler çerçevesinde hareket etmesi gerekmektedir. Bu hak ve ilkeler, Anayasa’da ve Ceza Muhakemesi Kanunu’nda düzenleme alanı bulmaktadır. İncelememize konu karar, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 216. maddesinin 3. fıkrasında yer alan hazır bulunan sanığın son söz hakkına ilişkindir. Söz konusu hak, sanık için büyük önem taşıyan savunma hakkının temel taşlarından birisini oluşturmaktadır.

Adil Yargılanma Hakkı, Savunma Hakkı, Sanığın Hazır Bulunması, Sanığın Son Söz Hakkı.

The aim of criminal procedure is revealing the factual truth. Based on this aim, it can intervene in some individual rights and freedoms. But it has to act within frame of the basis principles that protects individual rights and freedoms, not at any cost. These rights and principles are regulated in the Turkish Constitution and Turkish Criminal Procedure Code. The decision that also constitutes the subject of this review is related to the right to final word of the accused (TCPC Art.216/3). This right constitutes one of the important pillars of the right of defense which is very important for the accused.

Right to a Fair Trial, Right of Defense, Appearance Before Court, Right to the Last Word of the Accused.

Giriş

Çalışmamıza kaynaklık eden karar, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 22.1.2013 tarih ve E. 2012/3-1469, K. 2013/19 sayılı kararıdır.1 Karar, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun2 216’ncı maddesinin 3’üncü fıkrasında düzenlenen “hükümden önce son sözün, hazır bulunan sanığa ait olması” kuralına ilişkindir.3

Hükümden önce son sözün, duruşmada hazır bulunan sanığa ait olması kuralı, bir suçlamayla karşı karşıya olan, muhakemenin sebebini teşkil eden süje olan sanığın, bu suçlamadan kurtulabilmesini sağlayabilmesi açısından son derece önemli olan savunma hakkının bir yansıması olarak karşımıza çıkmaktadır. Yine, sanığın adil bir yargılamanın gerçekleştirildiği ve savunma hakkının sekteye uğratılmadığı noktalarında güveninin temin edilmesi açısından da söz konusu kurala uyulması gerekmektedir. CMK m.216/3’teki bu düzenlemeye aykırı olarak gerçekleştirilen bir yargılamanın hukuka aykırılık teşkil edeceği unutulmamalıdır.

Çalışma ile öncelikle incelememize konu karar ekseninde, kuralın konu olduğu daha başka kararlara da yer verilerek, Yargıtay uygulamasının konuya bakış açısının ortaya konulması hedeflenmektedir. Bunun dışında çalışmada, söz konusu kuralın ceza yargılamasında taşıdığı öneme vurgu yapılarak, konunun hangi esaslar dairesinde değerlendirilmesi gerektiği ifade edilmeye çalışılmıştır.